Redlack | taekook

İyi ki doğdun sarı kuş

-

Hoseok ikiliyi zorda ayırdıktan sonra şaşkınca jimine baktı "sen salak mısın amına koyayım"

"O benim arkadaşımı çekemez!"

"Sağol jungkook çok güzel savundun beni"

"Ben ne savunucam çocuk musun sen" hâlâ gülerek kurduğu cümleyle suga daha da sinirlenmişti.

"Bana bak sarı bücür"

"Hop, yavaş ol" diyerek sugayı engelleyen jungkooka baktı herkes. "Taehyungun arkadaşı onlar"

"Hm, benim sarı yani"

"BAK HÂLÂ KONUŞUYOR"

"suga kes sesini sikmiyim belanı, tamam vereceğini verdin hadi git" diyerek sinirle kapıyı gösterdiğinde suga sinirlenmesinden aldığı zevkle sırıtarak mekandan çıkıp bir süre sonra gözden kaybolmuştu.

"Şuna bak ya, benim diyor bir de yavşak"

"Tamam jimin sakin ol"

"Olamam, benim çocuğuma kimse yan gözle bakamaz"

"Abartma istersen"

"Abartırım hoseok"

"Yeter, jungkook git taehyungu getir artık sende"

"Tamam, diğerleri birazdan burda olur, herkes hazır olsun"diyerek mekandan çıkıp arabasına bindi jungkook.

"Hadi bakalım"

Telefonunu eline alıp taehyungu aradı, kısa bir sessizlik sonra telefondan gelen sesi duymasıyla arabayı çalıştırdı.

"Taehyung nerdesin"bir yandan arabayı sürmeye başlamıştı.

"Eve yürüyorum, ne oldu sen aramazsın normalde"

"Mesaj yetmedi biraz da arayarak azarlayayım dedim"

Duyduğu hafif kıkırtıyla gülümsedi, taehyungu ne kadar azarlasa da ciddiye almadığını biliyordu.

"Azarlayamazsın, bugün çok iyiydim"

"Kendinden eminsin yani"

"Evet, gözlerini alamadın benden"

"Dalmışımdır seninle alakası yok"

"İyi kapat o zaman"

Beklediği isyanla sesli şekilde gülen jungkooka göz devirdi taehyung.

"Ne gülüyorsun"

"Seni sinir etmek güzel"

"Of, ne istiyorsun niye aradın"

"Seni almaya geliyorum"

"Ne, neden"

"Çok soru soruyorsun taehyung, ajansa gitmemiz gerekiyor"