-Taehyung
Sen mi yolladın bu çiçekleriJungkook
Ben bir şey yollamadım
Ne çiçeği noluyorTaehyung
Nasıl işte gönlümü almak için bana papatya buketi yaptırmışsın sen değil misin
Affet beni sarı kuş yazıyorJungkook
Ne papatyası taehyung sen pembe gül seversin ben yollasam onu mu yollarım
Kim sana hangi hakla çiçek yollar taehyung delirtme beni
Cevap ver bana kim gönderdi onuTaehyung
Ne bileyim ben isim yazmıyor bana ne kızıyorsun
İşlem başarılı kıskandı|Jungkook
Evdesin dimi sen
GeliyorumTaehyung
Ya gelip ne yapacaksın
Jungkook
Deli misin sen yaJungkook
Deliyim
Delirttin beni
Benden başka hiçbir insanoğlu sana çiçek alamaz anladın mı
Bir de not yollamış yavşak
Sarı kuşu göstericem ben ona
Geliyorum dedimTaehyung
Sanırım başım belada|-
kapının çalma sesiyle tedirgin şekilde aşağı indi taehyung çiçek falan yoktu tabii yaşadığını yaşatmak istemişti sadece, oda kıskansın istemişti.
Yavaşça kapıyı açtığında karşısında duran ve oldukça sinirli olan bedene baktı. Nasıl söyleyecekti bilmiyordu.
"Nerde o çiçekler"
"Hm, ne çiçeği, ha attım ben onları"
"Taehyung, çiçeği teslim eden kişi söylemedi mi sana kimden bu çiçek bak delireceğim ben"
"Ya bi sakin ol, gel içeri kapıda mı dikileceksin"
Diyerek içeri girmesi için işaret ettiğinde jungkook sakin kalmaya çalışarak içeri girdi ve salona yöneldi. Taehyungda hemen kapıyı kapatarak onun peşine salona gitti."Jungkook, ben sana bir şey söyleyeceğim ama kızmayacaksın tamam mı"
"Biliyorsun dimi kimin gönderdiğini, öldürmeyeyim diye mi saklıyorsun"
"Oha jungkook ne öldürmesi"
"Ne demek ne öldürmesi kim lan o hangi hakla çiçek yollar sana"
"Ya of bi sus, çiçek falan yok kıskan diye yaptım"
Bir süre tepkisizce taehyunga baktıktan sonra yavaşça taehyunga yaklaşarak konuşmaya başladı jungkook."Ne yaptın? Ne diye yaptın?"
Bakışlarından dolayı biraz gerilse de sakin kalmaya çalıştı taehyung, kızacağından emindi.
"Kıskan, diye" kısaca konuştu."5 aydır konuşuyoruz taehyung" diyerek cümlesine başladı. Üzerine üzerine yürüyordu onun gerilmesi hoşuna gitmişti. "Seni kıskandığımı" diyerek belini kavrayıp hızla kendine çekti esmer bedeni. Taehyung konuşmuyordu. Sadece jungkooku izliyordu.
"Hiç mi anlamadın da" taehyungu yavaş adımlarla ilerleterek duvara yasladı ve mümkünmüş gibi daha da yaklaştı. "Bana böyle oyunlar oynuyorsun hm, sarı kuş""Jungkook, çok" zorlanarak yutkundu ve devam etti. "Çok yakınsın"
"Evet" diyerek elini esmer bedenin belinde gezdirmeye başladı usulca. "Aramızdaki bu şeyin"
Diyerek dudaklarına baktı. "Adını mı koysak artık"Belinde gezinen eller nedeniyle içi titredi Taehyungun, istemsizce gözlerini yumdu. Huylanıyordu ama hoşuna gidiyordu. Duyduğu şeyle yavaşça gözlerini açtı. "Nasıl, yani"
"Bana sarılıyorsun, sana sarılıyorum" dedi ve yavaşça yanağına minik bir öpücük bıraktı. "Beni öpüyorsun, seni öpüyorum." Diyerek devam etti ve burnuna minik bir öpücük kondurdu. "Ama dudakların hâlâ benim değil" diyerek dudaklarına baktı. Ardından izin alırcasına gözlerine baktı esmer bedenin. Taehyung çok garip hissediyordu, bunu çok uzun zaman hayal etmişti ve şimdi gerçek olmuştu. Gülümseyerek olumlu anlamda başını salladı esmer. Jungkook aldığı onayla beklemeden anında dudaklarını esmerim dudaklarına bastırdı. İkisi de çok güzel duygular hissediyordu o an. Taehyung dudaklarını aralayarak jungkooka izin verdi. Jungkook anında alt dudağını kavradı esmerin. Belindeki tutuşunu sıkılaştırarak daha da kendine bastırdı kolları arasındaki bedeni. Taehyungun da karşılık vermesiyle derin bir öpüşme başladı. İkisi de zamandan soyutmuşcasına, yıllardır bu anı bekliyormuşcasına birbirlerini tutkuyla öpüyorlardı. Taehyung ellerini jungkookun boynuna dolayarak saçlarına daldırdı.
Jungkook esmerin hammesiyle ellerini belinden yavaşça kalçasına indirdi ve okşamaya başladı. Taehyungun anında yanakları kızarmıştı. Dudaklarından çekilerek yüzünü boynuna gömerek sakladı kendini.
"Utandın mı sen"
Omzuna vurarak susmasını istercesine konuştu taehyung. "Hiçte bile"
Gülerek yanıtladı jungkook. "Öyle olsun bakalım"Taehyung başını kaldırarak jungkooka baktı.
"Adını koyalım dedin, yani, ne oldu şimdi"Jungkook gülerek yavaşça uzaklaştı taehyungdan. "Bilmem, ne oldu ki"
Esmer duyduğu şeyle göz devirerek jungkooku hafifçe ittiğinde daha da güldü. "Bayılıyorum şu hallerine"
"Git başımdan" diyerek gitmek için adımladı fakat jungkook izin vermemişti. Taehyungu kollarının arasına alarak kaçmasını engellemişti.
"Nereye gidiyorsun, sevgilini böyle yalnız mı bırakacaksın""Sevgil- ne"
Taehyungun şaşırmış ifadesine gülerek başını boynuna gömdü jungkook. Kokusunu uzun uzun içine çekti. "Seni seviyorum sarı kuş"
Senelerdir beklediği zafer cümlesiyle en içten şekilde gülümsedi jungkooka ardından oda "seni seviyorum" diyerek yanıtladı, çocukluğundan beri aşık olduğu adamı.
-
Taehyung bile basardi ben hâlâ imkansızın peşinde sürünüyorum ule hayat..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redlack | taekook
FanfictionTaehyung küçüklüğünden beri hayranı olduğu şarkıcı Jeon Jungkook'un onu fark etmesi için ajansa kaydolur. Texting + düzyazı