western male |carlando

-Carlos diye biri-

"Kalk artık, bir şeyler çalış. Bir sene fazladan lise mi okumak istiyorsun?"

Lando ona seslenen arkadaşına baktı ve kafasını masadan kaldırdı.

"Anlamıyorum diyorum ya sana. Şu kafam sözel ders almıyor."

Max'in göz devirmesiyle Lando kafasını bıkkınlıkla iki yana salladı. Sırf Max sussun diye yalandan kitabı karıştırmaya başlamıştı.

Bahane değildi, gerçekten de tarihten bir bok anladığı yoktu. Sözel ona fazlasıyla tersti.

"Kelebek sistemi olacak değil mi?"

Max kendisine yöneltilen soruya karşılık kafasını sallayarak cevap verdi. "Birazdan atarlar kim hangi sınıfta."

"12'lerden biri gelse de yardım etse ya. Diğer türlü ad soyad yazar çıkarım herhalde." Lando haline güldü ve Max'in saçları ile ilgilenmeye başladı.

"Ya oynama şu saçımla. Charles görecek." Max fazla endişeliydi çünkü Charles'ın gelip yanlış anlaşmasından korkuyordu.

Charles Max ile birkaç aydır sevgiliydi ve ilişkileri şu anlık iyi ilerliyordu. İkisi Lando'ya da birini bulmaya çalışıyor, bazen de bunu dalga konusunu yapıyorlardı.

"Ne düşünebilir en fazla? Arkadaşlar birbirlerinin saçıyla oynayamaz mı?" Bunu söylerken Max'e göz kırpmıştı.

"Listeyi attılar. Sınava... 12E'de giriyorsun." Lando Max'in elindeki telefonun ekranına bakmaya çalıştı. Göremeyince de kiminle oturacağını sordu.

"12C'den Carlos diye biri."

***

Lando'dan

Kalem ve silgi alıp hızlıca sıradan kalktım ve 12C'ye gittim. Önüme çıkan ilk kişiyi durdup sordum.

"Carlos burada mı?"

Çocuk sırıttı ve "Evet" dedi.

"Nerede peki?" sorumla beraber daha da güldü.

"Benim, ne oldu?"

Utançtan kıpkırmızı olduğuma emindim. Bozuntuya vermemeye çalışarak konuşmaya çalıştım.

"Kopya verebilir misin?" Carlos biraz düşündü ve tekrar bana baktı. "Karşılığında sen ne vereceksin?"

"Ne istersin?"

Carlos'un yanına biri geldi ve kolunu onun omzuna attı. O da bana bakıyordu. "Ona bunu sorman pek doğru değil sanki." dedi ve sırıtarak Carlos'a baktı. Carlos iste onu yavaşca iterek güldü.

"Sonra karar veririm ona. Sorarsın ne istersen." Teşekkür etmeme vakit kalmadan Carlos yanımdan geçti ve sınıftan çıktı. En azından sınavı halletmiştim.

Teneffüs bitmek üzereyken sınava gireceğim sınıfa geçtim ve telefonla ilgilenmeye başladım.

Carlos gelmişti. O bana bakınca telefondan kafamı kaldırıp gülümsedim. Elini bir anda saçıma götürüp oynamaya başladı.

"Karşılığında ne isteyeceğim az çok belli sanırım."

Carlos'un ne demek istediğini anlamamıştım. Tam soracakken önüme sınav kağıdı kondu. Ve odağımı ona vermek zorunda kaldım.