2. ELMA ŞEKERİ BULMAK

1 0 0
                                    

 

Keyifli Okumalar 🐥

Ala Yeşim 🍀

"- Uzun zamandır bu kadar küçük bir Yeşim görmemiştim. İnsan olmadığına emin misin ?" Göz devirmekle yetindim. Az önce neredeyse boynunu kırdıkları adamı iyileştirmek için bengimin çoğunu harcarken bunun cevabını vermiştim. O sadece canımı sıkıyordu. Yanında duran Kavi ye bakarken dişlerimi gıcırdattım. "- Bir hainin sadakatine seni inandıran beynine mi üzülsem yoksa bozuk göz sağlığına mı bilemedim. Beynin kronik vaka ama bozuk gözün için birşeyler yapma karşılığında  beni bırakmaya ne dersin ?" Böylece sizi tekrar bulduğumda işinizi bitirdiğimden emin olurum. İğrenç lağım fareleri.

Siyah saçlarını omzundan geriye bırakırken kolunu bana doğru uzattı. Cevap olarak başımı çekebildiğim kadar ondan geriye çektim. O ise sırıtmakla yetindi. Başımın üstüne elini koyarak saçlarımı karıştırdı. Sakin ol Alaca. Hayır onu saçından tavana asmayacaksın. Ellerin kirlenir. "- Eğer pençeni kafamdan çekmezsen saçının her teli üzerine çalı biçme teknikleri denediğimden emin olurum ve temin ederim her saniyesi bana doyumsuz bir zevk verecektir."

Korkunç bir acıyla başım geriye çekilirken ses çıkarmamak için nefesimi tuttum. Çenemi kırmak ister gibi sıkarken yüzümü buruşturarak kafamı çekmeye çalıştım ama saçımdaki baskı şiddetlendi.Yüzünü iyice yaklaştırıp fısıldadı. "- Kelimelerinin doğru kişiye yöneldiğinden her zaman emin ol küçük, yoksa bir gün kelimelerini dışarı çıkaracak bir dilin olmadığından emin olurum."

Çenemdeki ve saçımdaki baskı aynı anda yok olurken acıdan dolan gözlerimi gizlemek için başımı öne eğdim. Lanetli ağzı iyi laf yapıyordu.

Yaratılış amacıma falan inmeden kısaca anlatmam gerekirse ben, Ala Yeşim namıdiğer Alaca, büyüklerin sözünü dinlemediği için başı beladan kurtulmayan, meraktan kolunu bile kırmış olan aşırı bilge ve olgun bir genç kızım . Bu sadece onların üzerime saldığı bir lanet olmalıydı. Şimdi işin olağanüstü  kısmını  özetleyecek olursam, aslında insan olan, sonradan değişen atalarımızdan gelen bir bağ ile bize ulaşan bir takım yetenekler, bizi 3 soya ayırıyordu. Yeşim, Kavi ve Kağan soyu. Yeşim soyu yani biz şifacılar, ecel yarası dışında çoğu yarayı iyileştirebilme yeteneğine sahiptik. Bedenimizde bulunan bengi denen bir öz bize bu kabiliyeti sağlayan şeydi. Epey yararlıydı. Hastalanmaz, yaralanmaz varlıklardık. Yani benim dışımdaki herkes öyleydi en azından.

Kavi soyu, benim tabirimle buldozerlerde mükemmel bir dövüş sanatları kabiliyeti vardı. Hepsi kendi ağırlığının en az 100 katını taşıyabiliyordu, Aşiyan'ın kapısını korumakla görevli olanlar ise normal bir Kavi nin eğitim almış haliydi ve aşırı havalılardı. Onların eğitimlerine çocukken her gizli girmeye çalıştığımda anında enselenip kendi ottan alıştırmalarıma geri gönderilirdim. Tabi bunun başıma aldığım belayla hiçbir alakası yoktu. Ah birde Kağan soyu vardı ama şuan bu soydan geriye bir varis kalmadı.

Onların yeteneği ise bizi bulmak derdi Beril Aba. Onlar hakkında bildiğim bilgi bu kadardı. Ama fazlası olduğunu biliyordum. Birşeyler yanlıştı. Bende bunun için buradaydım. Tam bir vatanseverim ama değil mi?

Şuan bir Kabel ininde olduğum gerçeğini ise şöyle açıklayayım. Beril Aba nın kitaplarını karıştırırken bulduğum bir ipucunu takip ederken onlarla burun buruna gelmiştim. Kabel türü bizden tamamen farklı olarak türlerine ihanet etmiş, tamamen yasak olan büyüyü kullanarak Kağan soyunu katletmişti. Bu yaptıkları ise onları tamamen değiştirmişti. Küçümsedikleri insanlardan daha aşağı bir şeye evrilmişlerdi. Vücutlarına aldıkları her yara alınlarına sürülmüş bir kara leke gibi hüviyetlerine kazınıyordu.

ARAYIŞ BULGULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin