Bir kalp çırpınır , sessiz bir denizde.
Kelimeler gizlidir dillerde ,
gözlerde.
Birisi beklerken bir umut
içinde.
Diğeri bilmez bile o sevdayı gönlünde.Gizlice bakar, düşlerde
yollar onu ,
Her adımda hissettirir kalp vurgunu.
Bir Ana , bir bakış yakalar
belki de ,
Ama yine de susar , saklar duygusu.Gece olur bir , yıldızları anlatır derdini ,
Bir rüzgar gibi savurur hayalini.
Ulaşamaz belki o gözlere ,
o ellere ,
Ama kalpten kalbe gider
hep özlemi.Bilir ki o sevda, hiç dile
gelmese de ,
Bir gün , belki bir gün , bulur
yerini.
Ama şu anda yalnız
bir hayal ,
Birinin bilmediği, diğerinin
gizli sevdiği.𝓡𝓐𝓝𝓐
...İstifimi hiç bozmadan kahvemden Bir yudum daha aldım.
Bakışlar hala üstümdeydi. Ama umursayan kim ? kimse. Kahvemden Bir yudum daha aldım. Güzeldi.
Sürekli sırada sütlü kahve içtiğim için sevdiğimi biliyordu sanırım. Kahve sıcaktı o yüzden azar azar içiyordum.
Ben kahveye bakışlar bana yoğunlaşıyordu sanki. Kafamı kaldırıp bakmak istiyorum aynı zaman da çekiniyordum.
Ani gelen cesaretle kafam kaldırım ve onunla göz göze geldim.
Ezel. Onunla , ezel'le. Kafamı hemen kahveye diktim. Ben , onunla , bakıştım ! Ama sadece bir iki saniye kadarcık.
Yanaklarımın konser domates gibi olduğuna kalıbımı basabilirim.
Küçük küçücük saliselik bir kıkırdama duyduğuma eminim ama kanıtlayamam. Kafam tekrar çevirmek istedim ama hala utanıyordum.
Kahvemi tek dikişte içtim.
Ağzım yanmıştı ama mimik oynatmamaya çalıştım.
Ve sanırım başardım.Bir dakikadan daha az sürede masada öyle oturdum , masadan kalktım , karton kahve bardağını çöpe attım , kantik kapısına doğru adımladım ve kapıdan dışarı çıktım , sınıfın yolunu tuttum.
EZEL
Sabahın köründe uyanmış ve okul için hazırlanmıştım.
Pencereden dışarı bakarken karşı evin kapısı açıldı ve içeriden o çıktı.
Kumral saçlı , beyaz tenli ve soğuktan hafif kızarmış burnu ile çok tatlı duruyordu.
Kızı göz hapsine aldığımı düşündüm ve bakışlarımı ondan çektim.Çantamı aldım, telefonumu şarjdan çektim ve aşağıya indim. Ayakkabımı giydim.
Merdivenlere adımlayıp aşağı indim.
Sokağın başına geldim ve Yavuz'u beklemeye başladım.
Yavuz benim ilkokuldan beri arkadaşımdı. Her şeyimi sırrımı , anımı , üzüldüm , mutlu olduğum her anı kendi yaşamış gibi bilirdi tabii ben de onun her şeyini.
Yavuz bir anda arkamdan geldi ve "günaydın dedi" ben de ona , "günaydın hadi gidelim buz gibi oldum" dedim ve okulun yolunu tuttuk.
...
Okula vardık ve kaptan içeri girdik. Bahçeyi dikizlemeye başladım.
Okul kapısına içeri giren uzun , hafif sarı saçlı bir kız vardı. O galiba diye düşündüm.
Hızlı adımlarla ilerledik ve kapıdan içeri girdik ama o yoktu sanırım çoktan sınıfa girmişti.
Keşke biraz görseydim. Merdivenlere adımladık kata gelince sınıfın yolunu tuttuk onun sınıfının kapısı açıktı.
İçerisi az buçuk görünüyordu.
İçeri bakınca onu gördüm. Orta sırada yanınd bir erkekle oturuyordu.Erkekle.
Yanındaki varlık kafasını sıraya koymuş uyuyordu , o ise deri orta boy bir deftere bir şeyler yazıyordu. Acaba ne yazıyordu ?
Boş verdim ve sınıfa doğru ilerledik. Sınıftan içeri girdik birkaç bakış bize dönmüştü ama umurumuzda olduğu söylenemezdi.
Bir beş dakika falan sonra zil çaldı. Ve herkes hocayı görünce ayağa kalktılar. Hoca "oturun"
dedi. "Deftere en son ne yazmıştık ?. "✰✰✰
40 dakikalık işkence bitmişti. Sırada otururken Yavuz "hadi kantine gidelim" dedi. Ayaklandık ve sınıftan çıktık.
Kantin kapısını içeri girdik. etrafı incelemeye başladım.
O. Masanın birinde yalnız oturuyordu. Bakışlarımı ondan çektim. Onun yanındaki masayı ilerledik ve oturduk.
Bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Hala masaya bakıyordu.
Birden gözlerini bana çevirdi. Ve o an onunla yürü bize geldik.
Bakışların aniden çekti. Utanmıştı. Yanakları hafif kırmızılaştı. Hafif kıkırdadım.
Sanırım duymadı.Yavuz a baktığında 'neye gülüyorsun' der gibi baktı.
Ben ona onu işaret edecekken , onun yanına sıralı uyuyan çocuk geldi ve önüne sıcak bir kahve koydu.
O bir anlığını şaşırdı ve kafasını o çocuğa çevirdi. Çocuk ona tebessüm etti ve " İç hava soğuk için ısınır" dedi. Ve kantin kapısından çıktı.
O önce kapıya baktı sonra tebessümle kahve bardağını eline aldı ve bir yudum aldı.
Belli ki bayağı samimilerdi.
Kahveden azar azar yudum alıyordu ,sıcaktı galiba bir anda kahveyi kafasına dikti ve tek yudumda içti.
Ağzı çok yanmışmıdır acaba ?
Yüzüne baktım minik bile oynamadı demek ki ağazı yanmadı. Birkaç saniye boş karton bardağa baktı ve ayaklanıp karton bardağı çöpe attı daha sonra kantin kapısından dışarı çıktı.
Arkasından biraz baktım ve önüme döndüm. O an Yavuzun 's****ek' gibi olan bakışlarıyla göz göze geldim göz göze geldim.
"Kızımı kesiyorsun lan sen" dedi. "Yoo dalmışım". Bana "kesin öyledir" dedi ve bakışlarını çekti.
Yıldıza bas ⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİ SEVDALI , BİRİ SEVDAYA YABANCI
Chick-LitBu hikaye de iki kişi vardı. Biri sevdalı , biri sevdaya yabancı...