Atmaca; AT BIÇAĞI!!!! TERS BİR HAREKET YAPMA!
Barçını köşeye sıkıştırmayı başarmıştık. Ama bir anlık boşlukta Yazıcıya bıçak dayamıştı.
Pislik.Yazıcı bıçağı boğazından uzaklaştırmak için direniyordu ama piç daha çok yaklaştırıyordu.
Atmaca; Yazıcı sakin,hareket etme..
Barçın; bana bak Atmaca burdan gitmezsen-
Silah sesleri gelmeye başlamıştı.
Yere çökmesine birlikte Barçın'ın Yazıcını sırtına bıçağı sağlaması bir oldu. Yazıcı bir iniltiyle yere düştü.
Arkasındaki pencereden atlamak üzereyken tetiği çekip onu omzundan vurdum.Bağırtıyla aşağı atladı.
Pencerenin yanına gittiğimde çoktan bir transite binip yol almışlardı.
Hemen Mertin yanına çöktüm.
Bengü; Mert? İyimisin? Bana bak lan.
Mert; yok bişeyim iyi-
Bir anda vücudu titremeye başladı.
Bengü; Mert iyimisin Mert!!! Bişey söyle telefonlar yok yanımızda nasıl gidicez Mert! Oof! Allahım yardım et.Mert!
Napıcaktık!
Buraya motorla gelmiştik. Görev dışı iş yaptığımız için telefonlarımızı yanımıza almayıp şüphe uyandırmamak için eli boş gelmiştik.Merti ayağa kaldırmaya çalışıyordum ama deve gibiydi,kalkmıyordu.
Bengü; hadi olm hadi yaa napıcam ben napıcam!!!
Gözleri aralıktı ama konuşacak gücü yoktu.
Bayağı bir uğraş sonucu doğrulmayı başardı.
Bengü; hemen hastaneye gidiyoruz çabuk!
Mert; hastaneye..gidemeyiz..adım kayıtlara geç...
Bengü; adın kayıtlara geçerse görevden men oluruz! Off sen yürü motora binmen yeter.
Depodan aşağı indiğimizde koşup motoru yanına getirdim zarzor binebilmişti çok kan kaybediyordu.
Son hızda yola çıkmıştık.Bütün trafik cezalarını yedikten sonra bizim eve gelmiştik.
Yazıcının omzundan tutarak kapıya kadar zor gittik.Kapıyı tek ayağımla tekmeleyerek çaldım.
Kapıyı Hazal ablam açmıştı.Hazal; bengüü noldu bu kim???
Bengü; ya abla bırak şimdi kim olduğunu yardım et içeri alalım.
Hazalda diğer koluna girdiğinde salondaki koltuğa merti yüz üstü attık bayağı attık yani.
Hazal; bu kim noldu çocuğa ya anlat artık eve adam mı atıyosun Bengü?
Bengü; abla saçmalama istersen git hümeyrayı ara çabuk eve gelsin nerdeyse ara çabuk!
Hazal; tamam.
Mertin tişörtünü iki elimle asalayıp yırttım.
Kurşunun girdiği yerden oluk oluk kan akıyordu.Bengü; Mert duyuyomusun beni Mert!
Mert; duyuyorum bağırma lütfen!
Mutfak çekmecelerinden bulduğum pamukları bezleri bastırıyordum yarasına.
Hazal yanıma geldi.
Bengü; aradın mı?
Hazal; Evet,geliyor.