1

12 3 20
                                    

"Bayanlar ve baylar! "

Masaya çıkıp kollarımı iki yana açtım, 30 kişilik minik ama profesyonel ekibimde herkesin gözleri mutlulukla parlıyordu.

Aslında geçici ekibim. Burdaki herkes yanlız kurtlardı. Birimize bulaşırsan hepimize bulaşmış olmazdın.

Aramızdan birisi "Hey, soygun var. Gelen var mı? Hazineyi bölüşürüz." içerikli bir davet atar. Canı isteyen gelirdi.

Biz aile değildik, arkadaş değildik, sadece aynı amaç uğruna canını bile feda edebilecek insanlardık.

Para, intikam, şöhret.

Kısa süreliğine çok kordine bir ekip gibi çalışır, eğlenir, sohbet ederdik. O kısa süre dolduğunda da kimse kimseyi tanımazdı.

Soygundan sonra nereye gitti? Öldü mü? Yakalandı mı? Kimse bilmezdi. Kimse merakta etmezdi.

Soy, öldür, yok ol.

Bu yazılı bir kural değildi ama herkes bilirdi.

Her soygundan sonra sanki ilkimizmişçesine eğlenirdik. Eğlenceyi soygunu düzenleyen kişi ayarlardı, yiyecek ve içeceklerin parasını öderdi.

Bu da yazılı bir kural değildi ama hep olurdu. Çok yorgun olsakta soygun gecesi toplanır, sabaha kadar oynardık.

Eğlencenin dibine vururduk!

Yaptığım el haraketiyle Dafi bana kanepenin yanındaki gitarımı uzattı.

"ÖHÖM ÖHÖM- BU ŞARKIII... "

Kıkırdayıp ayaklarımın altında kalan bir tomar dolusu paraya baktım.

"BU ŞARKI ALTIMDA DURAN 50 MİLYAR DOLARIN ŞEREFİNE!"

Ben şarkılar çalıp söylerken kimisi kart oynuyor kimisi shotluyor kimisiyse şarkımla aynı ritimde alkış çalıp tezahürat ediyordu.

"Çok yaşa Cato! "

Ortada kıvırtan bayan Jilda'yı unutmamak gerek.

∆∆∆

"Hey... "

"Cota."

"Cota uyan!"

Başımda çalar saat gibi dikilmiş yaşlı adamın sesiyle gözlerimi araladım.

Başım inanılmaz çatlıyor, boğazım ağrıyor, parmak uçlarım sızlıyordu.

"Haağ?"

"Dün masanın üzerinde gitara sarılarak uyuyakaldın. "

Elimi saçıma daldırıp biraz çekiştirdim. Ağzım da kurumuştu.

Dafi bunu fark edip doğrulmama yardımcı oldu ve bir bardak su uzattı.

Suyu kafaya dikip gözlerimi ovuşturdum. Her yerim tutulmuştu.

Dafi çantasından şurupları, hapları ve şırıngayı çıkardı. Bu benim sabah rutinimdi.

İlacı şırıngaya enjekte ederken baygın gözlerle onu izliyordum, her zamanki ciddi ifadesiyle iğneyi artık ezbere bildiği damarıma soktu.

İlaç her damarlarıma girdiğinde başım dönüyordu ama yavaş yavaş alışıyordum.

Masada tekrar uzanır bir pozisyon aldım, o da gözlerime göz damlası sıktı.

Bunu yaparken dünyanın en önemli işiymiş gibi davranıyor, ağarmaya başlamış kaşlarını çatabildiği kadar çatıyordu.

"Ah..."

Hissettiğim sızıyla gözlerimi sıkıca yumdum.

Dafi de çöpleri çöpe, diğerlerini de çantaya attı ve kapıya doğru adımladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CATOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin