2

77 23 13
                                    

___________________________________

Jungkook uyandığında rüzgarı teninde hissetti, yüzünü gıdıklayan taze çimen kokusu burnunu doldurdu ve acıyla inleyerek gözlerini açtı.

''Neredeyim ben..''

Jungkook panikleyerek etrafa baktı, artık ritüel alanında olmadığını fark etti. Etraf çok karanlıktı ve tek ışık kaynağı dolunaydı, Jungkook çıkış yolu bulmak için aceleyle rastgele bir yöne yürümeye başladı. Hava çok soğuktu ve üstünde sadece ritüel pelerini ve içindeki ince giysileri vardı. Jungkook pelerinine sıkıca sarıldı. Bir süre yürüdükten sonra açık bir alanın ortasında taştan yapılmış bir ev ile karşılaştı. Hemen o eve doğru koşmaya başladı ve kapıyı çaldı.

''Kimse yok mu?''

Jungkook kapıya doğru yaklaşan adım seslerini duydu ve rahatladı. Kapı gıcırtıyla açıldı , kapıda kısa boylu , beyaz sakallı, kel ve yaşlı bir adam vardı.

''Ne istiyorsun? Bu saatte burada ne işin var?''

Yaşlı adam Jungkook'u baştan aşağı iyice süzdü ve garip bir şekilde bakmaya başladı.

''Bilmiyorum, Bayıldım ve ormanda uyandım...Lütfen bana yardım edin!''

Yaşlı adam bir süre sessiz kaldı ve düşünmeye başladı. Jungkook'un beyaz tenini ve garip kıyafetlerini fark etmişti. Gözlerinin ay ışığında parlayışı ve çocuğun masum görünüşü ona yeni bir para kaynağı olarak görünmüştü. Yaşlı adam sinsice sırıtarak konuştu: ''Buyur , geç içeri üşümüşsündür.''

Yaşlı adam kenara çekildi ve Jungkook'un geçmesine izin verdi. Jungkook içeri girebildiği için mutlu oldu ve içeri girdi.

''Çok teşekkür ederim.''

Yaşlı adam Jungkook'un arkasından kapıyı kapattı ve Jungkook'u salona yönlendirdi ve karşılıklı koltuklara oturdular. Yaşlı adam ona şüpheyle baktı.

''Bayılmadan önce ne olduğunu hatırlıyor musun? Kıyafetlerin çok tuhaf, bu bölgeden değilsin sanırım?''

Jungkook bir süre ritüel hakkında düşündü. Yaşlı adama bundan bahsetmek istemedi çünkü bahsetseydi adam garipserdi ve onun deli olduğunu düşünürdü.

''Hayır, hatırlamıyorum...''

Yaşlı adam ona güvenmesede onunla çok kalmayacağını biliyordu. Başını onaylayarak salladı ve ayağa kalktı.

''Bu gece burda kalabilirsin, orman geceleri tehlikeli.''

Yaşlı adam eski ve tahta bir kapıya doğru yürüdü. Kapıyı gıcırtıyla açtı ve Jungkook'a doğru döndü.

''Burda kalabilirsin, bir şeye ihtiyacın olursa karşıda ki odadayım.''

Bunu diyen yaşlı adam odasına gitti ve Jungkook'u yalnız bıraktı. Jungkook, artık geçici odası olan tozlu odaya doğru yürüdü. Oda eski ve tahta mobilyalardan oluşuyordu. Nem kokusu fazlaydı ama Jungkook en azından kalacak bir yeri olduğu için şikayet edemedi. Pelerini çıkarıp masanın önündeki tahta sandalyeye astı. Yorgundu ve uyuması gerekiyordu bu yüzden yatağa doğru atladı, yüksek bir gıcırtı sesi çıkaran yatak sert olduğu için canı acıdı ama bunu umursayacak durumda değildi ve gözlerini kapatarak uyumaya çalıştı. Yavaşça uykuya dalmadan önce duyduğu şey karşıdaki odanın kapısının açılma sesiydi.

Yaşlı adam kapının sesi yüzünden sessizce küfür etti ve sessizce bodruma giden eski ve tahta merdivenlerden indi. Bodruma inen yaşlı adam hemen koridorun sonundaki çalışma odasına girdi ve kapıyı kapatıp kilitledi. Aceleyle çekmecesinden bir defter çıkardı ve numaralara bakmaya başladı. Birkaç sayfa sonra bir numara gözüne çarptı ve sırıttı. Ev telefonuna numarayı girdi ve karşı tarafın telefonu açmasını bekledi. Telefonu kalın sesli bir adam açtı.

Vivienne Westwood 'taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin