Hızla duş alıp evden çıkmıştım. Derse gidecek sonra tekrar eve gelecek yan daireyi müşteriye gösterip sağlam bir uyku uyuyacaktım. Mükemmel bir plandı.
Evden çıkarken Ji A mesaj atmıştı. Onu aramamı istiyordu. Telefonum ile hemen kız arkadaşımı aradım. Telefona cevap vermemişti. Demek ki meşguldü.
Rehberden çıkacağım sırada Sehun'un aradığını gördüm. Hemen aramayı cevapladım. "Alo." dedim Sehun'dan cevap beklerken.
"Alo. Chanyeol neredesin?" dedi Sehun. Bulunduğu yerin gürültülü olduğunu anlamıştım. Muhtemelen okuldaydı. Biraz yüksek sesle konuştum.
"Evden yeni çıktım. Ne oldu?"
Sehun geç olmadan cevap verdi. "İyi. Seni bekliyordum. Jongin'in dersi öğleden sonraymış. Uyuyordur o şuan."
Jongin ve uyumak kelimeleri pek uyumlu değildi. Jongin bizden farklı olarak TM öğrencisiydi ve Hukuk Fakültesindeydi. O kadar ezberleyeceği şey varken uyuduğunu sanmıyordum.
"Sanmıyorum. Şuan telefonu bir köşeye atmış 1000 sayfalık kitabı okuyup not çıkarıyordur." dedim alayla. Önümdeki otobüse el yapıp beklemesini söylerken koşmaya başladım ve hızla otobüse bindim.
"O da doğru. Her neyse çok güzel bir kız gördüm onun yanına gideceğim. Erken gel." dedi ve telefonu direkt suratıma kapattı. Bu oğlanın her yerde flörtöz olmasına şaşırıyordum gerçekten.
Otobüs kartımı göstergeye gösterdiğimde 'Yetersiz Bakiye' sesiyle içimden lanet okudum. Cidden. Yetersiz bakiye mi? Ne ara bitmişti?
"Buyurun."
Şoförün hemen arkasındaki koltukta oturan genç oğlan kartını uzattığında gülümseyerek selam verdim.
"Teşekkürler."
Kartı bastım ve geri uzattım. Tekrar gülümsedikten sonra uygun bir yer vsr mı diye baktım ama hiçbir yer uygun değildi. Kadın yolcuların bazılarının yanı boştu ama kalkıp oturmak istemiyordum. Mecburem ayakta bekleyecektim.
Ayakta beklerken oğlanın oturduğu yer dikkatimi çekmişti. Normalde yaşlılar ya da engelli bireylerlerin oturduğu yere oturmuştu. Görünüşünde pek bir sorun yok gibiydi aslında ama gerçeği bilmeden yargılamak istemiyordum.
'Sıradaki durak Seoul Üniversitesi.'
Anons ile hazırlandım. Burad inmem gerekiyordu. Okulun durağında duran otobüsten inmek için kapıya yöneldim ve hemen kendimi dışarı attım. Bana kartını uzatan çocukta aşağı inmişti ve gayet iyi gözüküyordu.
Cidden bilerek mi oturmuştu? İnsanlar cidden düşüncesizdi.
Okula doğru ilerledikten sonra fakülteye doğru gittim. Etrafta Sehun'a bakınıyordum. Mimarlık Fakültesindeki bazı kızlar yanını sarmıştı ve Sehun onlarla gülerek konuşuyordu.
İçlerinden birisi bu hikayenin sonunda ağlayarak eve dönecekti.
Ona el sallamam ile bemi gördmüş ve kızların yanından ayrılmıştı. Yanıma gelip gülümsedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Bir kızdan bahsediyorsun sandım." dedim alay ve sinirle. Cidden kızlar ile uğraşması hoşuma gitmiyordu. Sanırım kız kardeşime aynısı yapılsa üzülürüm diye böyle hissediyordum.
"İlk başta bir taneydi sonra çoğaldılar. Cezbeden bir tarafım var değil mi?" dedi pis pis sırıtarak. Evde olsaydık ensesine yapıştırırdım.
"Boş yapma da yürü. Ders başlar birazdan."
Amfiye doğru ilerlerken hâlâ dün geceki yorgunluğu üstümden atamamış gibiydim. Sehun'a baktığımda o gayet enerjik duruyordu. "Hey! Hiç geceden kalma gibi durmuyorsun." dedim.
Sehun bana dönüp sırıttı. "Ben ne kadar içersem içeyim etkilenmem. Hâlâ bana ve bünyeme alışamadın mı Chanyeol?" dedi ve önümüzden geçen yabancı bir kıza göz kırptı. Cidden iflah olmaz adamın tekiydi.
Aklıma aniden gelem Ji A ile telefonumu elime aldım ve onu tekrar aradım. Telefon ili defa çalmış ve kapatılmıştı. Sanırım yanlışlıkla kapatmıştı. Ders başlamak üzere olduğu için tekrar arayamadım. Onun yerine mesaj gönderdim.
Siz
Derse gireceğim için telefonuna bakamayabilirimDers çıkışı seni arayacağım unutma
Telefonun açık olsun sevgilim
Seni seviyorum
Mesaj yerinden çıkıp amfiye girdim ve Sehun'un yanına oturdum. Birazdan dersin hocası gelirdi zaten ve uzun soluklu bir derse başlardık."Nedense içimden bir his kötü şeyler olacağını söylüyor." dedi Sehun ve ben onu umursamadan defterimi çıkardım.
Keşke umursasaydım.
Güzel devam ediyoruz. Olaylar sonradan sarpa saracak.
İyi okumalaaaarr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First |ChanBaek|
Fanfiction"Kolun, bacağın, gözün önemli değil. Ben senin kalbine aşığım."