Derin derin nefesler alarak uyandım. Etrafıma bakındım. Her taraf süslü püslü bir şekildeydi. Emindim ne ben buraya aittim ne de bu bedene. Küçük eller kısa bacaklar uzun saçlar. Yavaşça ayağa kalktım ve odanın köşesinde bulunan boy aynasının karşısına geçtim.
Kısa boyuma ve ellerime bakılırsa muhtemelen en fazla 11 yaşında falanım. Uzun siyah saçlar hafif çekik soluk mor gözler. Bu kesinlikle ben değilim. Aslında bu görünüş bana birini hatırlatıyor ama kimi bilemiyorum.
Tabii ya. En son okuduğum novel olan "Kutsal Kadının Hayatı" adlı novelin içindeyim muhtemelen. Bu novel iyileştirme gücüne sahip olan bir baronun kızı ile dük arasında geçen aşkı anlatıyor. Aslında bu noveli okuduğuma çok pişmandım. Okuduktan sonra bile zaman kaybı diye sürekli söylenmiştim. Ana karakterlerin arasındaki ilişki çok toksik ve miğde bulandırıcıydı.
Benim şu an sahip olduğum rol ise yan karekter denmeyi bile haketmeyen bir rol. Öylesine ölen biri. Sadece kadın ana karekteri biraz acı çektirmek ve erkek ana karekterle buluşması sağlamak. Tanıştıkları yer ise benim cenazem. Neyse bütün bunların artık bir önemi yok. Madem bu dünyaya geldim o zaman her şeye baştan başlayacağım.
Öncelikle şu anda sahip olduğum aileyi düşünelim. Hikayeden yola çıkarsak beni seven bir abim ve biraz baskıcıda olsa nazik bir annem var. Birde hiçbir şeyi umursamayan bir babam. Benim ölmemin sebebi de o zaten.
Şu an sahip olduğum annem hem psikolojik olarak hemde fiziksel olarak zayıf biri ve abim 16 yaşına bastığında kuzeyde çıkan canavar saldırısını bastırmak için gittiğinde vefat etti. Bu da annemi bayağı sarstı. Hastalandı ve yataklara düştü. Yaklaşık iki yıl içinde vefat etti.
Abimin canavar saldırısını bastırmak için gitmesinin nedeni ise İmparatorun oğullarını kaybetmek istememesi ile babama ailesinden birini göndermesini emretmesi. Canını kaybetmek istemeyen babam ya beni gönderecekti ya da abimi. Abimde benim yeri gitti ve öldü.
Annemin ve abimin vefatı üzerine babam bir kızı olan bir kadınla evlendi. Onlarda yavaş yavaş beni zehirleyerek daha on sekiz yaşıma basmadan beni öldürdü.
Bütün hayatı bu şekilde geçen bir kızın bedenindeyim. Her şey daha yeni başlıyor. Hikaye ben 14 abimde 16 yaşında başlıyor. Yani daha vaktim olması gerek. Ben bütün bunları düşünürken kapı çalındı.
"Leydim girebilir miyim?" Biraz yüksek bir sesle cevap verdim.
"Gir!" Gelen hizmetli elinde biraz sıcak su ile odaya girdi. Bende elimi yüzümü yıkadım ve üstümü giyinmeme yardım etti. Açıkçası giydiğim elbiseden şimdiden bunalmaya başlamıştım. Öbür hayatımda ne pantolon ne de elbise giyerdim. Tek giydiğim şey bol eşofmanlar ve bol tişörtlerdi. Bu dünyada da bunlara alışmaya çalışmak istemiyorum. Madem soylu biriyiz muhtemelen bize ait bir terzide olmalı. Şimdilik bu konuyu rafa kaldırıyorum ama bu işi halletmek gerek.
Beni aynalı masanın karşısına oturtup saçlarımı yapmaya başladı. Bende biraz daha bilgi alabilmek için ağzını yoklamaya başladım.
"Adın neydi?"
"Şey... Leydim benim adım Olive. Burda yeniyim." Yeni olması soru sormayı kolaylaştırır her halde.
"Benim ve abimin kaç yaşında olduğunu biliyor musun Olive?"
"Evet leydim. Siz 12 abiniz ise 14 yasında." Daha iki yılımız var. Hikayenin başlamasına daha iki yıl var. Buda bu cehennemden kurtulmak için iki yılım olduğunu gösterir. Bu iyi bir şey. Eski yaşamımda savuna sanatları ile ilgileniyordum. Burda ise kılıç kullanmayı öğrenebilirim. Zaten gereksiz bir karakter olduğum için kutsal güçlerim falan yok.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulan Kadının İkinci Yaşamı
DiversosUnutulan bir karekter. Öylesine ölen. Sadece acı çeken. Ve ben şimdi onun bedenine sahibim. Okuduğum novelin içine girdim ve öylesine acı çekip ölen bir karakterim. Amacımsa bu kadını kurtarmak. Hikayenin gidişatı kimin umurunda. Savaşıp bu kadın i...