İyi okumalar.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
."Sence de öyle mi Karan?"diyen çocuğa baktım. Ne öyle mi lan.
Sabah uyandıktan sonra Azade hanımlar gelmişti. Göktuğ da bir şeyler anlatmaya başlamıştı ama onu dinlememiştim. Buradan çıktıktan sonra ne yapacağımı düşünüyordum.
"Evet."diyerek kafamı salladım üzülmesin diye. Duvara sabitlenmiş gözlerim kapı çalınca o tarafa döndü.
Kapı açılınca giren kişiye baktım. Hastane görevlisi olduğu belliydi elinde yemek tepsisi ile gelmişti.
"Günaydın. Kahvaltınızı getirdim." Diyerek giren ellili yaşlarda ki abla elinde ki tepsiyi yatağın sonunda bulunan masaya bırakıp geçmiş olsun dileyip çıkmıştı.
İçinde bulunan tabakta ki şeylere baktım. Bı kaç parça peynir ve dometes vardı. Onun yanında ki tabakta ise yeşillik vardı. İnek miyim oğlum ben. Yanda ki bardakta da yeşil çay gibi birşey vardı galiba.
Cihangir masayı önüme doğru çekmeye başladığın da konuştum.
"Acıkmadım daha yemicem o yüzden." Dedim.
"Olmaz öyle yemen lazım."dediğinde kafamı sağa sola salladım.
"Karan yemen lazım iyileşmen iyice yavaşlar sonra daha çok ağrın olur." Diyen Arden'in karısı Mehir hanımdı.
"Şuan yemek istemiyorum ve yemiyeceğim birşey olmaz."dedim.
"Bir adana söyleyem mi la."diyen Göktuğ'ya döndüm. İyi fikirdi lan inek gibi bunları yemektense.
"Göktuğ oğlum saçma saçma şeyler söyleyip durma."uyarır bir tonda konuşan Azade hanımdan sonra Göktuğ susup önüne döndü. Göktuğ kafasını hafif kaldırıp bana baktı. Göz kırpıp şerefsizce sırtınca bir boklar yiyeceği belliydi.
"Ben hava alcam biraz."diyerek odadan çıkan Göktuğ'nun arkasından baktım.
"Hastaneden çıktıktan sonra evimize gideceğiz oğlum." Diyen Cihangir'e baktım.
"Nereye gidiyorsunuz başka parkta mı yaşıyorsunuz yoksa."dediğimde dalga geçercesine konuştum. Biliyordum beni de eve götürmeye çalışacaklarını.
"Sende bizimle geliyorsun Karan." Diyen Alp'e baktım.
"Benim niye haberim yok."dedim.
"Şimdi olmuş oldu işte." Dedi. Ona ters bir bakış attıktan sonra önüme döndüm. Onlarla kavga edecek halim yoktu hastaneden çıkacağım güne erteleye bilirdim bunu.
Yaklaşık on dakikadır sessiz olan odada canım sıkılmıştı. Ayrıca bir saat önce uyanmış olsamda hala uykum vardı.
Gözlerimi yavaş yavaş uyuyormuş gibi kapattım. Hem uyumak içindi hem de birşey diyecekler mi merak ediyordum.
Beş dakika geçtikten sonra cidden uykuya dalacaktım. Niye konuşmuyor bunlar.
"Baba Mehirle eve geçelim biz çocuklarla ilgilenelim akşam tekrar geliriz."diyen Ardendi. Arden gördüğüm kadarıyla fazla konuşan bir tip değildi ya da bana bir gıcıklığı vardı. Mehir hanımabla samimi birine benziyordu. Bebelerini de evden gittiğim gün aşağıdaydı galiba ya gördüm ya görmedim gibi birşeydi.
"Tamam oğlum gidin siz hatta Alparslan annelerle birlikte sizde gidin eve. Olur mu hayatım." Diyen Cihandı.
"Olur hayatım, hem doktorun verdiği programa göre de Karan'a yemek yaparız, kıyafet falan getiririz akşama."diyen Azade hanımdı. Bu kadın fazla mı düşünceliydi neydi.