yeni bolume hos geldiniz asklarım ☀️
▶
Evden çıkmış sallana sallana markete gidiyordum. Kahvaltı için meyvesuyu ve peynir alacaktım.
Etrafa şöyle bir göz gezdirdiğimde Jungkook'u görmeyi o an için beklemiyordum.
Kafamda kırk tilki dönerken gülüşümün genişlemesini engelleyemedim.
Hızla yön değiştirerek Jungkook'un durduğu kahvehaneye doğru ilerledim. Elinde tesbihini çekiyor, bir yandan da yanındaki arkadaşı, ki ismi Taehyung, ile konuşuyordu. Erkeksi oturuşu dondurma timsali erimemi sağlarken bakışlarımı yüzüne çıkarmayı nihayetinde becerebilmiştim.
"Jungkook!" Kalan azıcık mesafeden Jungkook'a seslendiğimde bakışlar bana dönmüştü. Çok önemsemeden yanına doğru ilerledim.
"Naber?" Flynn Rider'ın kız versiyonu falan olmalıydım.
Sırıtarak baktığım Jungkook etrafa gergince göz gezdirip ayağa kalktı. Soruma cevap vermemesi de gözümden kaçmamıştı tabi ki. Arkadaşı Taehyung bize anlayamaz bir ifadeyle bakarken Jungkook kolumdan tutarak beni sürükledi. Tam tabiriyle gerçek anlamda beni sürükledi.
Sıska kolum onun büyük elleri arasında sıkışmışken bizi kahvehaneden uzaklaştırdı.
"Jungkook napıyorsun ya!" Sahte bir sinirle söylenerek Jungkook'a döndüm. Kaşları çatık beni izliyordu.
"Bir daha kahvehanenin oraya gelme." Ellerimi belime koyarak kafamı dikleştirdim.
"Niyeymiş o?" Onun gibi kaşlarımı çattığımda elini alnına koyarak avuşturdu.
"Onca erkeğin olduğu yere gelmen münasip olmaz." Anında yumuşarken ellerimi belimden indirdim.
"Beni mi kıskandın yoksa sen? Canım ne olacak? Sen beni korursun. Ne de olsa kahramanımsın." Keskin bakışları gözlerimi bulurken anında gardımı indirdim. Ne yani, kıskanmamış mıydı? Onu külahıma anlatsındı.
"Tamam tamam. Bir şey demiyorum, utanma. O zaman ben gidiyorum. Hehe." Bakışları eşliğinde yanından uzaklaşarak markete doğru yol aldım.
▶
"Kızlar..Jungkook'un attığı gönderiye bakın hemen." Elimdeki telefonu kızlara döndürdüm.
"Bu kadar erkeksi olması hakkında..Tanrım öleceğim!" Ağzımın sularını akıtırken bana güldüler.
"Harbi ağır abi bu çocuk. Bula bula bunu bulduğuna inanamıyorum Chae." Jisoo'ya dediği şeyden ötürü kaşlarımı çatarak baktım. Ne vardı ağır abiyse? Tatlıydı işte.
"Bence gayet okey. Sen Jisoo'ya bakma hayatım. Senin için endişeleniyor. Ondan bu gergoluğu." Lisa'ya öpücük attım. Haklı olduğumu bilsem de bazen kendime engel olamıyordum.
"Şimdi sen ciddi ciddi bu çocuktan hoşlanıyor musun yoksa derdin uğraşmak mı?" Jennie'nin sorduğu soru esasen benim de cevabını bilmediğim bir şeydi. Sanırım ikisiydi de?
Neyse ki sorunun cevabını almam sandığımdan daha kısa sürecekti.
▶
kısaydı ama idare edin🥹
jungkook'un o fotosu bence agır abi imajına cok uyuyor 🙏🏽
su anlık chae ve jk hakkında olusan fikirlerinizi alayım 👉🏼
bolum size emanet
opuldunuz🩷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
femme fatalé | rosékook
Fanfictionmahallenin 'ağır abisi' jungkook ve 'şeker kız' roseanne. rosiekook, 021124🌥️ texting, düz yazı.