0.4

22 8 46
                                    

Herkese selam şimdiden yazım hatası olduysa affola. Şarkıyı açmanız gereken zamanı haber vereceğim. İyi okumalar

Tartıdaki sayıyı görmesi ile Hoseok çıldırmış gibi bağırmaya başladı "Ben sana demedim mi? Beslenmene dikkat et Jungkook. Bak bu aralar iyi beslenmiyorsun diye!" Gözlerimi bıkkınca devirdim. "Tamam caz yapma bu hafta uyarım programa alırım geri kilo."

Sabah uyanmış evde kısa bir antrenman yaptıktan sonra salona gelmiştim. Şimdi ise sağlık kontrollerim yapılıyordu. Bu aralar iştahım fazla olmadığı için haliyle kilo vermiştim ve böyle giderse maça çıkmak için olan sınırın altına düşebilirdim. Yarı ağır siklette maça çıkıyordum ve sınır seksendi. Eğer seksenin altına düşersem bu kategoride maça çıkamaz elenirdim ve şu an tamı tamına 80.4 kiloydum. Hoseok kızmakta haklıydı.

"Kendine geliyorsun Jungkook. Maç hırsın olabilir ama bu tek başına yeterli değil. Sınırdan düşersen görürüm ben seni, gelip bana ağlama." Hoseok sinirle söylendikten sonra odadan çıktı. Tartıdan indim üzerimde sadece boxer vardı. Şortumu koyduğum yerden alıp giydim. O sıra gözüm duvardaki takvime takıldı. Yine aklıma gelmişti. Kim Taehyung. Kendisi bildiğim kadarı ile yarı ağır sikletteki en ağır sporculardandı. Hayvan herif ne yiyip içiyorsa üst sınır olan doksan kiloda koruyordu formunu. Kafamı sağa sola sallayıp zihnimden hızlıca uzaklaştırdım. Odadan çıkıp Hoseokun peşinden gittim.

***

"Bir vur! İki vur! Üç vur!" Yumruğumu hızlıca son kez geçirip kendimi yere attım. "Noldu hemen yoruldun bakıyorum." Üstüme doğru eğilmiş sırıtıyordu Namjoon. "Otuz set yaptık amına koyayım tabi yorulacağım." Güldü. "Hadi kalk" elini uzattı. "İçmeye gidelim mi?" dediğim şey ile hızlıca cevap verdi.

"Üç gün sonra Jinwoo ile maçın var. Hoseok öğrenirse ikimizinde ağzına sıçar." Ofladım bıkkınca "Maça daha çok var. Alkol mü kalır vücudumda o zamana kadar." Beni karıştırma diyerek son sözü söyledi ve malzemeleri toplamaya başladı. Onu orada bırakıp dışarı çıktım.

***

Evin sokağına girdiğim zaman motoru yavaşlattım. Planım belliydi. Bu gece içmeye kesinlikle gidecektim. Motoru durduğum zaman farları
kapattım. Kaskımı çıkardım ve direksiyona astım. Hızlıca inip evin kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açıp anahtarlarımı sehpaya fırlattığım gibi duşa girdim. Her gün mutlaka birden fazla kez duş alıyordum. Su beni rahatlatıyordu.

Keyfim şu an küvete girmek istiyordu ama vaktim kısıtlı olduğu için es geçip duşa kabine girdim. Duş jelininin kapağını açınca etrafa vanilya kokusu yayıldı. Çok seviyordum bu kokuyu.

Durulandıktan sonra suyu kapattım ve belime havlumu bağlayıp banyodan çıktım. Saçlarımı kurulamak için çekmeceden küçük bir havlu çıkarıp saçlarımdaki fazla suyu aldım. Havluyu enseme asıp dolaba doğru yöneldim.

Partilemeleyi iki haftadan fazla olmuştu. Gitmeyi planladığım mekan haber sayfalarından uzakta ama yine de ünlü kesimin olduğu bir mekandu bu yüzden güzel bir şeyler giymek istiyordum. Siyah gömleğim gözüme çarptı. Askıdan çıkarıp yatağa fırlattım. Ardından koyu gri dizleri yırtık kot pantolonumu seçtim. Hızlıca giyinip aynadan kendime baktım.

Beğenmiştim ama eksiklikler vardı. Komidine adımlayıp çekmeceyi açtım. Küpe, kolye ve son olarak saat alıp tekrardan aynanın önüne geçtim. Takıları taktıktan sonra saçlarıma elimle şekil verdim. İşim bitince beğeniyle kendimi süzdüm. Uzun bir gece beni bekliyordu.

Ceketimi alıp anahtarlarımı fırlattığım yerden aldım evden çıktım. Motor yerine bu sefer arabaya yöneldim. Rüzgardan saçlarım bozulsun istemedim. Bebeğimi uzun süredir sürmüyordum, direksiyonu kavrayıp ıslık çaldım " Uzun zaman oldu özlemişim kızımı" Ekrandan şarkı açtım ve gaza basıp evden uzaklaştım.

***

Mekana geldiğim zaman yavaşladım. Burası dışarıdan düz bina gibi duruyordu ama içeride eğlence vardı. Birkaç aşamalı güvenlikten geçmen gerekiyordu. Yanıma gelen valeye arabanın anahtarını fırlattıktan sonra ceketimin önünü düzelttim ve içeri girdim. Güvenlikler beni görünce sorgulamadan kapıyı açıyorlardı. Lobiye vardığımda ışıktan gözlerim kamaştı. Merdivenlere yöneldim ve esas mekana giriş yapmak için yukarı kata çıktım.

Bir tane daha güvenlik vardı. "Hoş geldiniz Bay Jeon. Vip locaya yer ayırtmak ister misiniz?" Başımı olumsuz anlamda salladım. Bugün daha çok barda takılıp içip dans etmeyi planlıyordum. İçeri geçtiğimde loş ışık ve sis yüzüme çarptı. Yüksek sesli müzik kulaklarımda atıyordu. Bara yönelmemle ve direkt tanıdık sima görmem bir oldu. Jimin buradaydı. Beni görünce kocaman gülümsedi. "Vay kimler gelmiş, hayırdır uğramazdın buralara?" Ben de güldüm "Vakit mi var sanki,turnavalar başladı." Onayladı "Biliyorum. Kuduzu indirmişsin haberlerin senden önce geldi." Sırıttım.

"Yalnız sana hoşuna gitmeyecek bir haberim var.Senin eleman da burda." Benim eleman mı? Anlamadığımı fark edince "Senin gece rüyalarına giren adamdan bahsediyorum işte." tek eliyle yuvarlak yapmış diğer elinin işaret parmağını içine sokarak hareket çekiyordu. Jeton şimdi düşmüştü. "Siktir ordan anca kabuslarıma girer o benim." diye atıldım. "Ben bilmem artık neyine girdiğini" diye ima yapmaya devam edince omzuna hafifçe vurdum. "Ah omzum, dövüyor beni yetişin" diye abartarak canı acımış gibi taklit yaptığında güldüm.

Barmen yanımıza geldiğinde siparişimi verdim. "Bana ordan yedi shot tekila." Hemen çıkarıp bardağa koyduğunda kafama diktim hızlıca. "Yavaş daha gece başındayız." Jimine umursamadan ikinci bardağı da kafama diktim. O herifin olduğu ortama ancak sarhoş katlanabilirdim.

***

Kafam bulanmaya başlamıştı ama hala kendimdeydim. Kolay kolay sarhoş olmazdım. Mor ışık her yeri kaplamıştı. Şarkı değiştiğinde tanıdık sevdiğim melodiyi duymamla dans etmek için yerimden kalktım.

(Burada introdaki şarkıyı açmanız önerilir)

Kalabalığa doğru hızlıca adımladım. Herkes uçmuştu. Bir kız masaya çıkmış kalçasını sallıyordu. Yüzümde hafif sarhoşluğun etkisi ile aptal sırıtması vardı. Kafamı geri atmış müziğin ritmine bırakarak yavaşça sallanmaya başlamıştım. Gözlerimi açtığımda sırıtmam kayboldu. Kalabalığın içinden tanıdık gözler ile gözlerim buluştu. Vip locasında oturmuş bana bakıyordu. Her iki tarafında da kızlar vardı ve dans ediyorlardı. O ise elinde kadeh tutmuş beni izliyordu. Sinirlerim iyice bozulmuştu. Kaşlarımı çattım. Bir an aklıma burdan siktir olup gitmek geldi ama onun için eğlencemi bozma fikri hoşuma gitmedi. Umursamamaya çalışarak dans etmeye başladım. Müzik iyice hızlanmıştı. Kollarımı kaldırdım ve belimi sağa sola sallayarak ritim tutturdum. Gözlerimi kapattım ve dans etmeye devam ettim. Şu an beni izlediği hissedebiliyordum ama umrumda değildi. Sikime kadar yolu vardı.

Gözlerimi açtığımda başka bir herifin bana yaklaştığını gördüm. Tek dans etmek sıkıcı gelmeye başlamıştı. Neden olmasın diye düşündüm ve yanıma geldiğinde göz kırpıp kollarımı boynuna doladım. O da bu anı beklediği için hemen ritme girdi.Kalçamı sağa sola sallarken çocuk belimi okşamaya başlamıştı. Bu gidişle dudağıma yapışacağından arkamı döndüm. Tekrardan belimi tuttu ben de hareketlerime devam ettim. Dans ederken hafifçe sürtünüyordum vücuduna. Beni döndürmesiyle yine onunla bakışlarımız kesişti. Beni mi izliyordu hala? Keyfimi kaçırmayı tek bakışıyla başarıyordu. İnat etmiştim bu gece sinirimi bozamayacaktı. Meydan okurcasına gözlerinden bakışlarından çekmeden arkamda olan adama sürtünmeye devam ettim. Müziğin ritmine iyice ayak uydurmuştum. Aptal herif baştan aşağı beni süzüyordu. Yanındaki kız ona yaklaşınca görüş açımız kapandı. Eliyle kızı kenara ittirdi. Tekrardan bakışlarımız buluştu.

Yüzündeki ifadeyi çözemiyordum. Memnun gibiydi ama gözlerinde ki koyuluk aksini gösteriyor gibiydi de. Hoş umrunda değildi ne düşündüğü. Her türlü yumruğumu yüzüne patlatmak istiyordum. Müzik sonlandı ve yeni bir şarkı çalmaya başladı. Arkamdaki elemandan da sıkılmaya başlamıştım. Ellerini tutup belimden çektim, kafamı çevirip "Güzel danstı." diyip arkamı dönerek sırtımda bir çift bakış hissederek geri bara yerime yöneldim.

Oy ve yorumlarınızı beklerim gelecek bölümde görüşmek üzere

TemptationHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin