Love-1:0-Hate {efonina}

7.Kulüp günü.

Bu gün kimsenin beni uyandırmasına gerek olmadan saat 07:00-da yataktan fırladım. Çünkü bu gün cumartesi ve cumartesi günleri okulumuzun kulüp günü. Aslında tam da öyle değil. Ama biz öyle diyoruz. Sebebiyse sadece dört saat ders, geri kalan dört saatse kulüp saatleri olması.

Bizim lisede fazladan kulüp var: sanat klübü, spor kulübü, çalışma kulübü. Sanat kulübünde- müzik, çizim, fotoğraf, örgü gibi sanatsal işler. Çalışma kulübünde- matamatik, edebiyyat, kimya, felsefe, pisikoloji gibi küçük kulüpler var. Ve spor kulübünde, ayrı olarak tekvando, karate, boks, satranç gibi spor dallarıyla ilginenler ve voleybol, basketbol takımı bulunmakta. Futbol takımı geçen yıl dağıldı. Bu yüzden bu yıl ki yarışmalarda okulun voleybol ve basketbol takımı önemli bir noktada.

Lisenin birinci yılında voleybol takımının lideri olarak seçildim. Takımın üyelerini teker-teker deneyerek kendim seçdim. Benim için her bir üye sadece bir konumde iyi olmamalı. Aksine her konumda ve oyundaki pozisyonda iyi olmalı. Takım arkadaşının sakatlanması ve ya bir saniyelik topu gözünden kaçırmasıyla kolayca onun pozisyonunda oynamalı. Takımımızın benimle birlikde on iki üyesi var, umarım hala öyledir. Onlardan beşi çok iyi diye bileceğim kadar iyi oyuncular aynı zamanda da takımımızın esas oyuncuları, diğer altısıysa yedek oyuncular. 

Basketbol takımının lideri Jay hyungdu. Kuzenlerimin arkadaşlarından biri. Onların takımında sanırım sekiz oyuncu vardı. Beş esas oyuncu dort öğrenci. Heesung ve Sunghoon ilk yıldır o takımda oynuyorlar. Tabii şu an Sunghoon takımdan ayrılmış durumda. Doğrusu bu ayrılığın uzun süreceğini düşünmüyorum. Yakında geri dönecektir takıma. Geçen yıl futbol takımının dağılmasıyla Yeonjun ve Jake hyung da bu takıma katıldı. Dün Sunoo'nun anlatımıyla Jay hyung sakatlandığı için liderliği başka birisine vermiş. Yeni bir üyeye. Zennimce liderliği verdiyi çocuk çok iyi bir oyuncu aksi taktide Jay hyungun böyle bir şey yapması fazla mantıksız olurdu. 

--------------

Aynanın önünde saçlarımı tararken Sunghoon FBI ajanı gibi içeri daldı. Beni uyanık ve giyinik görünce donup kaldı. Başını olumlu anlamda sallayıp 'hadi iyisin' bakışı atarak hiç bir şey demeden çıktı odadan.

Saçlarımı yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaparak kalktım ve spor çantamı alarak gerekli elbise ve eşyaları içerisine doldurdum. Hazır bir şekilde odadan çıkıp mutfağa gitdim. Bu gün erken kalktığım için kahvaltı etmeğe vaktim vardı. 

"Günaydınn teyzee." Arkadan yaklaşıp teyzemin yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Yüzümü sömürdün Lara."

Kahkaha atarak masanın arkasına geçtiğimde Sunghoon enerjik Heesungsa uykulu bir şekilde mutfağa girip annelerini selamladılar.

"Günaydın çocuklar. Evet herkes burada olduğuna göre- GECE BURADA NE HALT YEDİĞİNİZİ bana anlatabilir misiniz??"

Teyzem aniden bağırdığında az daha korkudan kalbim yere düşmüştü. Nasıl yani, gece uyanık olduğumuzu nereden biliyordu? Çocuklara baktığımda onlar da şaşırmış bir şekilde bana bakıyorlardı.

"Ramen haltdan sayılıyor mu?" Sung bunu sorduğunda teyzem kaşlarını çatdı.

"Akşam sana yemek ye demedim mi ben Sunghoon?"

"Ama anne ben kalktığımda bu ikisi vardı mutfakta. Suçlu onlar, ben değilim. Onlar ramen yemeseydi benim inanılmaz derecede hassas olan yedince hissim onları fark etmez, karnım acıkmaz, gözlerim açılmaz, ayaklarım mutfağa doğru adımlamazdı."

Sunhoon'nun anlatdığı saçmalığı ağzı ve gözleri açık bir şekilde dinlerken Hee açık olan ağzıma pankek atdı.

"Tamam Sunghoon senaristlik yapma bana. Size gece geç saatlerde yemek yemeği yasaklıyorum anladınız mı?" Başımızla onu onayladık.