15·kaza·

6 2 3
                                    

SELAMM BUGUN SİZİNLEE DAHA FAZLA DEGİSİKLİKLERLE YAZACAGİM BİR BOLUM OLUCAKK BUNDAN ONCEKİ BOLUM NASİLDİ GARİPMİYDİ?,GUZELMİYDİ? SİZDE HANGİ HİSSLERİ ACİKLİYORDUU BELİRTİRSENİZZ SEVİNİRİMMM BUNDAN SONRA BÖLÜMLERİMİNN ÜSTÜNE ŞARKİLAR PİANO VE S ŞARKİLAR EKLİYCEMMM ONLARİDA KUCUKTE OLUR DİNLESENİZ SEVİNİRİMM.

-Vivaldi'nin Dört Mevsim eserinden "Kış" (Bölüm 1).-


Gözlerimi açtığımda, her şey sessizleşmişti. Sanki zaman durmuş gibiydi. Minibüsün parçaları etrafa saçılmış, direğe çarpan araba ise paramparça olmuştu. Korkudan donup kalmıştım. Kendimi suçlu hissediyordum. Bu kaza benim yüzümden olmuştu, benim inatçılığım yüzünden...
Ayaklarım sanki kurşunla doluymuş gibi ağırlaşmıştı. Her adımda vücudumun direncini hissediyordum. Olay yeri... Oraya gitmek istemiyordum. Ama içimde bir ses, bir dürtü, beni oraya doğru çekiyordu. Kendimi zorlayarak arabadan indim, kapıyı sertçe kapattım. Ayaklarım titriyordu, ama yine de koşmaya başladım. Her nefes alışımda ciğerlerim yanıyordu, ama durmak için kendimi zorlayamıyordum. Olay yerine doğru koştum, her adımda kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi atıyordu.

Havada metalin keskin kokusu, lastik yanığı kokusu ve bir de... kan kokusu vardı. İnsanlar çığlık atıyordu,herkes etrafımıza toplanmişti oysaki kimse yoktu ortalıkta,ambulans sirenleri yankılanıyordu. Bir anda her şey çok karmaşık ve korkutucu olmuştu.

Hava, çığlıkların, sirenlerin ve insanların panikle konuşmalarının bir karışımıyla dolmuştu. Polisler olay yerini kapatmış, ambulans görevlileri yaralılara yardım ediyordu. Ben ise sadece orada durup olanları izliyordum. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum.

Olay yeri, bir savaş alanını andırıyordu. Yolun ortasında, iki minibüs birbirine girmiş, parçaları etrafa saçılmıştı. Bir minibüsün ön tarafı, diğer minibüsün şoför koltuğuna çarpıp paramparça olmuştu. Minibüsün ön camı paramparça olmuş, içerisi görünür haldeydi. Koltuklarda kan lekeleri vardı, birkaç parça da yerde yatıyordu. Diğer minibüs ise, yolun kenarındaki bir direğe çarpmış, direk eğilmiş, araba ise paramparça olmuştu. Direğe çarpan arabanın parçaları, her yere saçılmıştı. Yolun kenarında, birkaç araba durmuş, içlerindeki insanlar olayı şaşkınlıkla izliyordu. Bazıları telefonla konuşuyordu, bazıları ise sadece şok içinde bakıyordu.

Olay yerine yaklaşip yere çöktüm
Birden bire, gözlerim bir adamın üzerinde durdu. Tanıdık bir yüz... O, benimlemi gelmişti...Ali. Yüzü solgun, gözleri korkuyla doluydu. O da beni görmüştü. Göz göze geldiğimiz anda, yüzünde bir pişmanlık ifadesi belirdi. O da benim gibi suçlu hissediyordu.
O an, her şeyin benim yüzümden olmadığını anladım. Bu kaza, bir dizi tesadüfün birleşmesiyle olmuştu.

Benim inatçılığım sadece bir tetikleyici olmuştu. Asıl suçlu, olay yerine yetişemeyen ambulanslar, yolun kötü durumu, ve hatta belki de o minibüsün sürücüsünün dikkatsizliğiydi. Minibüsün sürücüsü, kırmızı ışıkta geçerken diğer minibüse çarpmıştı. O minibüsün sürücüsü de, diğer minibüsün surucusude direksiyon hakimiyetini kaybetmişti.

Ali'ye doğru baktım,korkudan nefes nefese kalmıştım.
"Ali, iyi misin?"
diye sordum, sesim titriyordu.

Yüzüne baktığımda, gözlerindeki korkuyu görebiliyordum bu olaydanmi korkmuştu yoksa benim içinmi?.

"Ben iyiyum Defna delimisun sen belkude arkanda olmasaydum sen burada tek kalazeeydin napacaktun burada ha burada napacaktun sana ne dedumki neden inatlaştun,"

Ansızın Trabzon~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin