otuz yedi

113 26 1
                                    

Bu kadar yabancı bir hareketin böylesine tanıdık gelmesi normal miydi? Dudaklarım dudaklarına uyum sağlarken ellerimi beline sarmış kucağıma çekmiştim onu.

" Yavaş." Dudaklarımın arasında geçen sesini hissetmek söylediğinin aksini yapmamı sağladı sanki. Daha çok kendime çektim onu, yeterince yavaştım zaten.

Birbirini ıslatan dudaklarımızın aksine ellerimiz o kadar da hareketli değildi. Sanki yeniden parmaklarım arasından kayacakmış gibi sarmıştım belini. Benim aksime ince ve zarif parmakları yanaklarımda duruyordu. Dişleri alt dudağımda oyalandı bir süre. Bu sırada yavaşça gözlerimi açmış, onu görecek kadar mesafe açmıştım aramızda.

" Yavaş diyene bak.." diye mırıldandım gözlerine bakarken. Koyu mavileri dudaklarımdan çekti odağını ve bana baktı.

" Ne yapıyoruz biz Tarık?" Endişeli bakışları yüzümü turlarken baş parmaklarının elmacık kemiklerimde dolaştığını fark ettim.

" Yedi yıl ne yaptığını bilerek yaşadın, biraz sal be Özgün. " Alaylı sesime ufak bir tebessüm ile karşılık verdi. Dudaklarımı boynuna bastırıp kokusunu içime çektim. Çoğu şeyi mecburen ortak kullandığımızdan benim gibi koksa da onun eşsiz kokusunu alabiliyordum. Elleri yavaşça saçlarımın arasına karıştı. Bu da daha fazla öpücük istediğine dair bir ipucu olmuştu benim için.

Öyle de yapmış, ona istediğini vermiştim.

" Yedi yıl öyle yaşadıktan sonra, insan umursamaz olamaz ki Tarık. " Mırıltı gibi çıkan sesi doldu kulaklarıma. Tenine, kokusuna, yanımdaki varlığına öyle bir odaklanmıştım ki, konuştuğumuz konu neydi hatırlamaya çalışmıştım birkaç saniye.

" Olma zaten... "

Dilimi boynunda gezdirerek öpücüklerimle çenesine yükseldim ve gözlerine baktım. " Beni bir daha geride bırakma Özgün, özellikle aramızdaki şey değişecek ise... Ki aynı olamayacağını ikimiz de biliyoruz. "

Çenesini hafifçe ısırdım.

" Biz neyiz diye sorayım mı şimdi?" Alaylı bir şekilde sormasıyla elimi yavaşça kalçasına indirdim.

" Sorsana bi.. " dudaklarına ufak bir öpücük daha bıraktım.

Saçlarımdaki eli birden beni geriye doğru yavaşça çekti. Başım ondan uzaklaşırken bakışlarım hâlâ gözlerindeydi.

" Fazla net olduğunu bildiğimden sormayı erteliyorum. " Gözlerini kısarak konuşmuş ve üzerimden kalkmıştı. Birkaç saniye içinde balkondan içeriye geçtiğinde önce boş kalan kucağıma, sonra içeriye giren ona bakmıştım.

" Nereye gidiyosun şimdi? " Peşinden kalkmış hızlı adımlarla ilerlemiştim. Ne güzel flörtleşiyorduk, o anı terk etmek zorunda mıydı cidden?

" Sarhoşken yaptık bir hata, ayıkken de yapmayalım dedim. " Kahve makinesinin başında iken alaylı bir tonla konuşmaya devam ediyordu.

" Hatası mı kaldı sanki?" Diye homurdandım ona arkasından sarılırken. Rahat bırakmayacaktım ki, bir kere belli etmişti rengini.

" Doğru orası da..." Mırıldanırken kahve makinesini çalıştırmıştı. Boynunun bitimine bastırdım dudaklarımı. Durmadan öpmek, koklamak istiyordum onu.

" Dur lan artık. " O söylenirken kızaran kulaklarına kaydı gözlerim. Muzip bir gülümseme ile kulağının arkasından öptüm.

" İstemiyorum de, dokunanı seveyim Özo?" Bana yan bir bakış attı. Bense daha çok yapıştırdım bedenimi ona. Ellerimi yavaşça karnına getirdim. " İyi biraz kilo aldın bari, seni yanımdan ayırmamam lazım benim. Bakamıyosun kendine. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gay miyiz? °BxB°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin