1.BÖLÜM:ERTELENMİŞ ÖLÜM

18 4 0
                                    

Silah sesleri normalde sevdiğim nadir şeylerden birisi olmasına rağmen aralıksız 20 dakika dinledikten sonra silah başındakilerin boynunu kırasım gelmişti.

"Sence buradan kurtulabilecek miyiz?"

"Babamı almadan ölmeyi planlamıyorum." Buğra'nın uzattığı sigarayı alarak yakmasına izin verdim.

Sosyete davetini basmıştık ve şatafatlı yemek masasının altında yarım saattir dışarıdakilerin işlerini bitirmesini bekliyorduk. Aptal Buğra'ya uyup birilerinin üzerine taramalıyla şekiller çizmeye çalışmış ardından şarjörleri bitirmiştik.

Dumanı alabildiğimce içime çektim.

"Söyle Evren'e Emel sürtüğünü bana bıraksın." Buğra kulağındaki çipe aynen söylediklerimi Evren'e iletmişti. Biten sigarayı yere koyarak cebimden küçük metal şişeye koyduğum benzini çıkarttım.

Ayaklarını gördüğüm piçin ayakkabısına döktükten sonra çakmakla ayağını tutuşturdum. Adam arkaya giderken boynundan vurulmuştu.

"Ben daha fazla dayanamayacağım." Masanın altından çıkarak elindeki taramalıyla Evren'i hedef alan topuklu sürtüğün arkadan boynuna sarılarak boynunu kırmaya çalıştım. Sürtük silahıyla anlıma grçirmişti. Var gücümle boynunu kırdım.

Kadın yavaşça yere düşerken silahını alarak önümdeki iki yaşlı piçleri hedef aldım. Buğra masadaki şarapı içerken arkasındaki yaşlı adam kafasına kalın bir servis şişesini geçirmişti. Buğra masadan aldığı bıçakla adamın boynunu kesmişti. Yerden az önce ayaklarını yaktığım adamın silahını alarak yanıma, odanın ortasındaki piyanonun yanına çömdü.

"Giderken kilerden bir kaç şişe şarap alalım. Tadı kızların dudaklarından daha lezzetli." Silah sesleri yarı yarıya inmişti.

"Şuradan bir çıkalım Eslem'in ağzına sıçacağım. Sürtük hala şifreyi patlatamadı." Alt kattan bir gürültü yükselince önümdeki bir kadını daha indirdim.

"Erken konuştun sarışın." Buğra'nın çenesine silahla çakarak susturdum. Ayağa kalkarak önümdeki adamı vurarak arkasına geçtim. Önce öndekilerini hedef alarak beyinlerinin suyunu akıttım.

Taa ki mermiler bitene kadar. Silahı atarak ilerdeki cesetlerden birinin silahını aldım. Evren içeri de olduğuna göre az kişi kalmışlardı. Alta inen adamın peşine takılarak merdivenlere yöneldim.

Parayı altına değilde kaliteli silahlara ayırsaymışlar keşke. Adam kilerde şifreyi patlatmış olan Eslem'i önüne alarak silahı kafasına yasladı.

"Uzaklar minik Soykıran. Yoksa arkadaşının beynini patlatırım." Silahı koltuk altıma yerleştirerek raftan bir beyaz şarap kaptım. Ucunu rafa vurarak kırdıktan sonra kırık yerlerinden kafama diktim.

"Buyur kız senin." Adam akıllıysa kızı öldürmezdi. Öldürürse onu öldürmem an meselesi olurdu.

"Babana güzel baktıklarını duydum." Hızla adamın karşısındaki şişelerden birine iki el ateş ettim. Adamın gözüne cam parçaları girmişti. Eslem tam zamanında eğilerek gözlerini kurtarmıştı.

"Her seferinde diyorum beni riske atmasan."

"Her seferinde diyorum içmek yerine kasayı hızla patlatsan." Eslen elindeki belgeleri dosyadan çıkartarak göğüslerine yerleştirdi. "Gidelim." Merdivenleri çıkarken arkamda ki Eslem'e seslendim. "İçkilerden kap. Buğra Bey'in özel ricası." Eslem küfürler sayarak içkileri toplamaya başladı.

"Lan yemin ediyorum beş mermimi yedi yine de ölmedi." Önümdeki cesetlere basarak Evren'in yanına ilerledim.

"Gel sarışın sana kırmızı bir şırfıntı buldum." Çelik kapıdan dışarıya çıkacakken sırtıma sert bir tekme yemiştim. Arkamı dönerek bana sivri uçlu topuklusuyla tekme atan kadına baktım.

Elinde iki tane sivri uçlu bıçak vardı. Salak kadın elindekileri ustalıkla sallayarak gözümü korkutmaya çalışıyordu.

Ben Erkan Soykıran'ın kızıydım ve kimseden korkmazdım.

Kokteyli masasını alarak kadının suratına geçirdim.elindekileri ban savurunca kollarını dışa sert bir şekilde büktüm. Kadının bacak arasına tekme atarak duvara yapıştırdım. Elinden düşen bıçakardan birisini alarak kadının suratına çizikler açmaya başladım. Kadın debelenirken çenesinin altına yumruğumu indirerek işime de am ettim.

Kısa süre sonra kadının suratı kan ve çizik içinde kalmıştı. Sanırım bayılmıştı. Yoksa bunca yaptığıma tepkisiz kalamazdı.

"Bırak lan eğlenceyi gel burada Emel var." Eslem önümden ellerinde iki kasa içkiyle geçmişti.

Bıçağı kadının gırtlağına saplayarak yere düşmesine izin verdim.

Bahçeye çıkınca Emel'i Kollarından bağlayarak yere eğdikleri görmüştüm.

Ellerini üzerime silerek Emel'in önünde diz çöktüm.

"Babamı kim kaçırdı." Emel o incecik kızıl kaçışını kaldırarak gülümsedi.

"Annen." Gırtlağına taş gibi bir yumruk attım. Emel nefes alamazken cebimden küçük çakıyı çıkartarak elindeki ipi keserek üzerine oturdum. Kollarınının üzerine ayaklarımı bastırarak hareket etmesini zorlaştırdım.

Kaliteli beyaz gömleğini yırtarak gövdesini çıplak bıraktım. Emel kollarını kaldırmaya çalışarak bağırmıştı.

"Ne yapıyorsun sen!" Bıçağın ucunu sertçe iki kürek kemiğinden göbek deliğine kadar indirdim. Uzun bir yarık oluşunda kan akmya başlamıştı.

"Tuz ve limon." Eslem bir viski açarak elime tutuşturdu. Viskiyle akan kanı yıkadıktan sonra yarayı açarak içine tuzu boca ettim. Tuz kırmızılaşırken Emel de kıpkırmızı olmuştu. Çığlık atmamak için kendini zor tuttuğu belliydi.

Tuzu yarayabyedirmek için ovalarken Emel ağlamaya başlamıştı bile.

Limonu yaranın her tarafına sıktıktan sonra köpüren tuzu izlemeyeme başladım.

"Bilmiyorum."

"Bence gayet iyi biliyorsun." Emel kafasını olumsuz anlamda sallayınca üstünden kalkarak Evren'e bağlamasını söyledim. Çakımı cebime koyarken Emel'i adamlar ellrinden ve bacaklarından bağlamışlardı.

Emel kısa süre sonra iki aracın arasındaydı. Kollarını bizim araca, bacaklarını adamların araca bağlatmıştım.

Emel her bilmiyorum dediğinde her iki araç bir birinden gittikçe uzaklaşıyordu. Emel acıyla ağlıyordu.

Eğer söylemezse araçlar birbirinden biraz daha uzaklaşıp Emel'i ortadan ikiye bölecekti.

"Bilmiyorum. Ama bir ortağım geçen Erkan'ın yanına gittiğini söylemişti. Adamın ismi Lütfü Cihan. Visk Barın altında kumarhanesin de kadın pazarlıyormuş. O bir şeyler biliyor olabilir."

Buğra elindeki sigarayı kadının göbek deliğinde söndürerek ağzına saati bomba yerleştirdi. Kadının ağzında olan bomba sayesinde ne dediğini anlamıyordum.

"İçeriye atın." Berkant kadını sırtına alarak eve taşımaya başladı.

"Lan poker oynayacağına spor yapsaydın azıcık. Yarım ton kadar ağırsın." Berkant söylene söylene kadını eve soktu.

"Altınları yüklediniz değil mi?" Eslem elindeki boşalan birayı yere atarak açıklama yaptı.

"125 kilo saf atın çıktı. Bombaları yerleştirdim. On dakika sonra burada evin e'si kalmayacak. Hadi gidelim artık çok acıktım ben."

"Emre nerede?"En son Eslem'le kilere inmişlerdi. Hiç kimse cevap vermeyince onlarında bilöediklerini anladım.

Berkant araç'a binerek ön koltuğa oturmuştu. Buğra Evren'in yanına oturmuştu. Eslem yanıma oturarak telefonuyla ilgileneye başlamıştı. Emre elinde küçük bir kutuyla gelerek yanıma oturdu.

"Şarapların aralarına beyaz elmas yerleştirmişler. Beyaz elmas. Bunların tanesi 500.000 dolar. Piyasaya sürmeyeceklerine göre özel müşterileri olmaları lazım. Biriniz en kısa zamanda bunun alıcısını bulsun."

Ölüm Meleği * BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin