2.Bölüm

132 13 0
                                    

Babamla vize pasaport işlemlerini konuştuktan sonra nihayet evden çıkabildim. Yol boyunca arkadaşlarıma bu durumu nasıl açıklayacağımı düşündüm. Onlarla aramda arkadaşlıktan öte bir bağ vardı. Ama anlayışsız değillerdi. Hem bir kaç haftadır buradan uzaklaşmak istediğimi söyleyip duruyordum. Gitmemi engellemezler heralde. Yok yok engellemezler.
Ben kendi içimde başlattığım savaşı sonlardırmaya çalışırken buluşacağımız cafeye gelmiştim bile. Derin bir nefes alarak içeri girdim. Masaya oturduğumda benimle beraber 5 kişiydik ki bu da ekibin tamamlandığını gösteriyordu. Sohbet muhabbet derken ortam ısınınca konuya bodoslama daldım.
' ' Ben gidiyorum ' '
' ' Niye ya daha yeni geldin ' '
' ' Öyle değil zeki arkadaşım. Temelli gidiyorum. ' ' diyince hepsi birden ' ' nereye ' ' diye bağırdılar.Durumu anlatınca canları sıkıldı. Ama itiraz etmediler. Yarın uçağa bineceğim diyince can kardeşim Burcu ağlamaya başladı. O ağlayınca dayanamayıp ben de ağladım. Dışardan çok rezil göründüğümüzü anlayınca sustuk. Bu masada oturan herkesin aslı Türktü. Herkes de çeşitli sebeplerle Hollanda'ya gelmek zorunda kalmıştı. Ali ve Leyla benim için sadece arkadaş niteliğinde olsa da Burcu ve Jason benim kardeşimdi. O yüzden masadan kalkarken sadece Ali ve Leyla'yla vedalaştım. Diğerleri nasıl olsa yanıma gelirdi. Eve geldiğimde hemen valiz hazırlamaya koyuldum. Ben gidince evle ilgilenmesi için babam birini görevlendirdiği için valizimi alıp çıkacaktım. Akşam olunca yanıma Burcu ve Jason geldi. Gece boyunca hiç uyumadık .Daha doğrusu ben uyumak istedim ama onlar uyutmadı. Sabah olduğunda öğlen 12 de olan uçağıma yetişmek için erkenden çıktık. Havaalanında bir ağlama faslını daha bitirdikten sonra zar zor ayrılabildik. Biletimi gişeden aldıktan sonra bir dergi alıp bekleme salonundaki boş koltuklardan birine oturdum. Biraz sonra yanıma biri oturdu. Başımı kaldırıp bakacaktım ki gözüme bir haber takıldı. Benim arkadaşlarımdan biri olan Chanel Türkiye'de çok ünlü bir iş adamının oğluyla görüntülenmiş. Hem sevgilisi varken.Haberi okuyunca ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Umursamayıp kendi kendime söylenmeye başladım.
' ' Chanel'a inanmıyorum ya. Resmen onu çok seven bir sevgilisi varken beş para etmez herifin tekiyle onu aldatmış .''
Ben böyle kendi kendime konuşurken yanımdaki ses de bana eşlik etmeye başladı.
''Ya sen tanımadığın birinin beş para etmez olduğunu nerden biliyosun ki?''
''Ne demek nerden biliyosun. Insan yanındaki kızın sevgilisi olup olmadığını öğrenmez mi? Bu o oğlanın zamparanın teki olduğunu gösterir.''
''Oğlan niye zampara olsun ki belki de kız sürtüktür''
''Ya sen niye bana bu oğlanı savunup duruyorsun'' derken yüzüne ilk defa bakma gereği duydum. Kafamı kaldırdığımda görmem gereken en son kişi karşımdaydı.
''Ne o özür mü diliyceksin''
''Ne özürü be. Ben senin gibi bi pislikten mi özür diliycem.''
''Farkında mısın bilmiyorum ama yarım saattir bana sövüyosun. Üstelik daha ismimi bile bilmiyosun''
''Bilmeme de gerek yok. Tipin ne olduğunu anlatıyor zaten. '' derken uçağımın anons edildiğini duydum.
''Dua et uçağım kalkıyor. Yoksa gözüne bir yumruk yemiştin. '' diyip sinirle ayağa kalktım ve uçağa doğru yürümeye başladım. Uçağa geçip yerimi buldum. Koltuğum cam kenarında olduğu için kendimi şanslı hissederken yanıma oturan gerizekalıyı görünce hayallerim suya düştü ve yüzme bilmedikleri için boğuldular.
''Yalnız uçağa hayvanların girmesi yasak lütfen çıkar mısın?''
''Özür borcun ikiye katlandı.İstersen beni öperek birini silebilirsin. ''
' ' Yalnız ben seni öpersem domuz gribine yakalanırım.Ayrıca uçak kalkacak, hadi sen de yerine git ' '
' 'Ben zaten kendi yerimde oturuyorum. ' ' diyince hayal kırıklığım ikiye katlandı. Ben sabır dilerken uçak kalkmıştı.
*****
Aradan iki saat geçince yan tarafıma baktığımda gereksiz şahsiyetin uyuduğunu gördüm. Ve fırsattan istifade onu incelemeye başladım. Dergidekinden daha yakışıklı duruyordu. Ayrıca six-packleri de vardı. Ben bu şekilde onu izlerken o da sırıtarak bana bakmaya başlamıştı. Six-packlerine baktığımı görünce
''Ne oldu? Çok mu hoşuna gitti.''dedi. Bozulmadan ona cevap verdim.
''Yoo, neden bunları geliştirmek için kullandığın vakti beynini geliştirmek için kullanamadığını düşünüyordum. ''
''Biliriz, başta tüm kızlar öyle söyler. Sonraki gece altımda inlerler.''. Bunu duyunca verecek cevap bulamadım ve kızarıp önüme döndüm. Bu çocuk gerçekten sapık.

Kod Adı : TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin