Bazı insanlar hayata bir kaç adım önde başlarlar ve sanırım ben bunlardan biri değilim. 17 senem mutluluğu aramakla geçmişti fakat bulamamıştım.Bu yüzdende asık suratlının biri oldum.
Adım Zeynep her ne kadar 'değerli olan her şey' anlamına gelse de bu dünyada değerli olduğumu düşündürücek hiçbir durum olmamıştı. Babam annemle 10 sene önce boşandılar. Babam beni yanında istemedi zaten bende yanında kalmak istemezdim,en azından annemi bırakıp o kadınla yaşamaya başladığından beri böyle düşünüyorum.17 yaşıma kadar bir annemde bir babamda kalarak geçti hayatım. Zorunluydum çünkü 18 imi doldurmamıştım. İlk boşandıkları zaman babamla kaldığımda 'annen seni özlemiş,yanında istiyormuş, o yüzden gitmen gerek'diyerek annemin yanına göndermişti beni. Geldiğimde ise annem 'niye geldin canım babandan sıkıldın mı yoksa' demesiyle babamın yalan sölediğini anlamıştım. İstenmediğimin farkındaydım.Üzülsemde üzülmüyormuş gibi davranıyordum en azından çevremdekiler benim yüzümden mutsuz olmuyorlardı. Kendi halimde biriyimdir zaten pekte arkadaşım yoktur. Herneyse bu arada 3 gün sonra doğum günüm ve resmi olarak 18 olacağım. Her zamanki gibi annem büyük bir cafe de o sosyete arkadaşlarına gösteriş olsun diye bir parti yapıcak ve benım arkadaslarımdan çok onun arkadaşları dolduracak etrafı ne kötü ama...
Bu düşünceleri kenarı atıp vitrinde ki elbiseyi farkettim. Aman tanriım harikaydııı.
Doğum günümde giyeceğim elbise kesinlikle bu olmalıydı. Ben sarışın bir kızdım o yüzden koyu
mavi ve mor renkli her giysiye bayılırdım.Uzun koyu mavi bir elbise. belime kadar sırt dekoltesi vardı magzaya girip elbiseyi denemek içincan atıyordum.
Magzaya girdim ''hoşgeldiniz hanımefendi'' dedi tanımadığım bir bayan sanırım satıcı olmalıydı.''hoşbulduk şu elbiseyi denemek istiyorum'' diyerek karşılık verdim. Kadının elbiseyi buyrun demesiyle bir çırpıda kabine gidip giydim sanki tam benim için tasarlanmıştı. Düşünmeden satın aldım ve doğruca evime gittim. Odamdaki beyaz ufak yuvarlak küpeler ve beyaz platform topuklularla harika görünüyordum. İlk defa kendimi sevmeye başlamıştım.
Sonunda bu 3 gün geçmişti. Akşama doğum günü partim vardı ve 18 oluyordum !!!! Yıllardır beklediğim şey gerçekleşecekti. Erken kalkıp hazırlandım parti işi ve davetlilerle annem ilgileniyordu.Gün boyu telefonlar susmadı. Gelemeyen olup hediye gönderen oldu bu durumdan
sıkıldım ve ben kuaföre gidip saç makyaj yaptırdıktan sonra partinin olacağı cafeye doğru yol almıştım. İçeri girdiğimde herkes İyi ki doğdun Zeynep! diye bağırıp konfeti patlatıyorlardı. Hepsi ne kadar gülümseyip,mutlu gibi gözükselerde çoğunu yapmacık buluyordum.Tiksindiriciydi.
Herkesle selamlaşıldı,hediyeler verildi, fotoğraflar çekildi ve en önemliside annemin istediği gibi
gülümsedim.Görev tamamdır. Yorucu bir gündü herkes teker teker evine dağılırken ben hayla eğleniyordum.Annem ise gece saat 01.00da partinin biteceğini zannediyordu,yazık..
Halbuki parti daha yeni başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
AdventureAnnesi ve babası boşandıktan sonra sevgiye aç bir kız çocuğu,Zeynep. 18 ne gelmesi hayali ve bu hayali gerçekleştikten sonra kaçış planları yapıp mutluluğu arama çabası onu zor ve ihtişamlı bir yola sürükleyecek. Maceralarla dolu bu hayat nasıl geçi...