Kendinden sert bir şekil de itti kız sersemledi bir an. Ben yaşananları gözüm kırpmadan izlerken Koray'ın yanındaki kız ağlayarak cafeden ayrıldı. Koray sert bakışlarıyla yanındaki çocuklarla konuşurken ben Derin'e dönüp ''Koray'ın burada ne işi var ya? Bilerek mi getirdin beni buraya!?''
Derin: ''Zeynep bunun burada olduğundan haberim yoktu.'' Oğuz lafa atlayarak ''Bir dakika ya yoksa sen tanıyor musun Koray'ı?'' İstemeyerek ve sıkkın bir halde ''Evet ama onunla ilgili kötü anım var ve bunu sakın sorma'' diyerek konuyu kapatmaya çalışmıştım. Koray'ı ve eskiden ona hissettiklerimi bir tek Derin bilir gerçi şimdi ona pek bir şey hissetmiyorum.
Koray'ın AğzındanMert: ''Koray bak kim gelmiş''. Kafamı çevirmemle o ezik kızla göz göze gelmemiz bir oldu. Tek kaşımı kaldırarak ona bir baktım. Görmeyeli değişmiş ve güzele yakın birşey olmuştu. Lise yıllarında bana aşık olduğunu biliyordum bu yüzden onunla dalga geçerdim. Ders dinlemeyip beni çizmeleri ve onu gizlice benim sırama koymaları falan hepsi çocukçaydı. Beni tanımış olmalı ki apta aptal bana bakıyor bu kız ciddi derecede işsiz. Telefonum titremesiyle irkildim mesaj gelmişti. Ah evet! Hemde düşmanım Bora'dan. Bu kişiden nefret ediyordum mesajda ''yaptıklarını misliyle ödeyeceksin'' yazıyordu. Arada attığı bu mesajlar komik oluyordu umursamıyordum onu çünkü her seferinde vereceği zarar kendine dönüyordu. Aslında Bora ile eskiden samimi arkaştık fakat onun sevdiği kız beni sevene kadar Bora da bunu öğrenince benden soğumaya ve nefret etmeye başlamıştı anlıyordum çünkü eski samimiliğimiz yoktu sürekli bana zarar verecek işler peşindeydi. Gece evime girilip babamın öldürüldüğü gecedeki kamera kayıtlarına bakıldığında Boranın olabileceğini düşünmüştüm boyu kilosu benziyordu polisler tarafından araştırıldı fakat bulunmamıştı. İlk başlarda kendi kendime Bora'nın böyle bir şey yapacağına inanmadım en azından bir kız için yağacağını düşünmemiştim ama şimdi her şey netti gözümde. Onun katil olduğunu ispatlayacağım. Cafeden ayrılıp eve doğru yol aldım kardeşim küçüktü ve bana ihtiyacı vardı benden başka kimsesi de yoktu. Babamın ölümünden sonra annem yeni biriyle evlenmiş ve o adam uğruna bizi tek bırakmıştı. Hadi kendimi geçtim Çağla daha küçücük ona nasıl kıyabildi anlam verememiştim o zamanlar. Eve gelirken hep o istediği çikolatalardan alırdım bugün de böyle yaptım yoluma devam ederken yine o ezik kızı gördüm görmemiş gibi yapıp yoluma devam ettim ben önden o ise arkamdan gelirken ''pat'' diye ses geldi. Umursamayıp yoluma devam edince iniltili bir sesle bağırdı ''Hey sen! Baksana'' dönüp baktığımda onu yerde oturmuş bir şekilde gördüm. Tek kaşımı kaldırarak ''ne?'' dedim.
''Düştüm ve sanırım bileğimi incittim,yardım edebilir misin?''
''Bana ne bundan kendi başının çaresine bak'' diyerek yoluma devam ettim.
''Lütfen!'' diyerek tekrar bağırdı.
Dayanamayıp oflayarak yanına gidip kaldırdım sinirli bir ses tonuyla ''tamam mı?'' dedim.''Peki böyle evime nasıl gidebilirim? Biraz nazik ol'' dedi gülerek. Dalga geçer gibi gülmesi beni kızdırmıştı fakat hiçbir şey demeden elini omzuma atmasına izin verdim. Ağırlığından dolayı zar zor ilerlerken birde konuşmaya başladı.
'' Okuyor musun?''''Hayla aynı okulda mısın?''
''O ittiğin kız kimdi?''
''Üzüldü kız ama''
''Hatırlamıyorsan adım Zeynep''
''Ah senin söylemene gerek yok adın Koray biliyorum''Bitmek bilmeyen konuşması ve sorularından sıkılıp ''sus artık'' diye bağırdım. Şaşırmış bir yüz şekli vardı. Bir an duraksadım o şaşkın halini yüzünü inceledim.Sarı saçları mavi gözlerine gelmişti düzelt şu saçlarını dedikten sonra yolumuza devam ettik. Bir kaç dakika sustuktan sonra tekrar başladı (Tanrım bu kız çok konuşuyor)
''İstersen okuldaki anıları unutup arkadaş olabiliriz'' dedi. Gülerek ''Seninle ben mi ? Arkadaş mı?'' diyerek tekrar gülmeye başladım. Bozulmuş olmalı ki sustu.Kendi evime yaklaşmıştım Zeynep'i daha fazla taşıyamazdım. Ben tam ''yolun sonu bundan sonra tek gideceksin'' diyecekken aynı cümleyi o bana kurmuştu. Şaşırdım ama bozuntuya vermeden ''Evin nerede?'' dedim.
''İşte burası arkadaşımla beraber kalıyoruz'' Evine geldiğine göre git istersen diyerek kolunu omzundan indirdim sakin bir ses tonuyla''teşekkürler'' deyip merdivenlerden çıkmaya çalıştı. Az ilerledikten sonra ''pat'' sesi yine geldi. ''Ah olamaz diye'' bağırdı. Kahkaha atmıştım cidden aptaldı. Evine girdikten emin olduğum zaman kendi evime doğru yol aldım ona asla komşu olduğumuzu söylemeyeceğim. Eve sonunda girebilmiştim ''Çağla ben geldim'' diyerek bir seslendim içeri ama ne ayak sesi nede kendi sesi gelmemişti kulağıma. Teker teker tüm odaları gezdim merak etmiştim nerede bu kız? Bakmadığım bir mutfak kalmıştı yok artık orada uyuyor olamaz demi? Mutfağa gittiğimde yanıldığımı fark ettim masanın altında uyuyordu. Gülümseyerek kucağıma aldım yatağına yatırdım. Melek gibiydi adeta. Babamın ölümünden sonra çok ağladı çok üzüldü. Bazı geceler korkarak bile uyanıyor. Bunları düşündükçe içimden bir yerlerde gizlenen kin geri geldi bunu bize yapanı bulacağım ne olursa olsun. Çağla'nın o tatlı sesiyle kendime geldim. ''Abiciğim'' yorgun ve uykuluydu. Onu alnından öptüm''Hadi bakalım sen uyumana devam et'' deyip yanından ayrıldım. Çok acıktım ve bir o kadarda yemek hazırlamaya üşendim hafif bir salata yapıp televizyon izlerken telefon çaldı. Tanımadığım bir numara.
-Alo...
-Alo
...
-Kimsin!?
(dıt dıt dıt)
Telefonu yüzüme kapattı. Kim ki şimdi bu ya?Erkeklere demi telefon sapıklığı başladı yoksa. Duş alıp uyuyacaktım şuan saatteki en mükemmel fikir buydu zaten.Duş alırken sürekli düşünürdüm. Ne yaptıklarımı,yapacaklarımı,yapmış olduklarımı ve yapmadıklarımı ve daha fazlasını düşünmek omzumda birer yüktü ve beni fazlasıyla yoruyordu. Duştan çıkıp hemen kendimi yatağa attım uyumaya çalıştım ama uyku tutmamıştı. Telefonumu ve kulaklığı alıp şarkı dinlemeye başladım..
-----09:45 alarm sesine bir çırpıda uyandım kulaklıktan gelen son ses müzik ve şarjı bitmekte olan bir telefon. Bugün çok işim vardı telefonumu hemen şarja koyup kahvaltı hazırladım. Atıştırdıktan sonra giyinip Cafe'ye gidecektim. Mert ve Uğur da orada olacaklar. Zaten ne zaman oradan ayrıldıklarını gördüm ki? Kapıyı açıp dışarı adım atacağım zaman Zeynep'te evden çıkıyordu ve beni gördü. Gülümseyip elini sağa sola sallayarak ''Günaydın'' diyerek bağırdı. Bense tanımıyormuş gibi yapıp yoluma devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
AdventureAnnesi ve babası boşandıktan sonra sevgiye aç bir kız çocuğu,Zeynep. 18 ne gelmesi hayali ve bu hayali gerçekleştikten sonra kaçış planları yapıp mutluluğu arama çabası onu zor ve ihtişamlı bir yola sürükleyecek. Maceralarla dolu bu hayat nasıl geçi...