"Polaroid Love" (F)

29 5 12
                                    

5 ay sonra...

-------------

"Sevgilim artık ne olduğunu söyler misin lütfen?~"

Hafif aegyo ile söylediği şey ile gülümsemişti sevgilisi. Ancak kafasını yinede olumsuz şekilde sallayınca, dudaklarını büzmüştü küçüğü. Büyük olan ise bu fırsatı hiç kaçırmadan küçüğünün büzülmüş dudakları öpmüştü.

"Akşama kadar sabretmelisin bebeğim. Bak gör çok mutlu olacaksın"

Jake, istemeye istemeye başını sallayıp Heeseung'un direktiflerine uydu. Saatler ilerlerken, Heeseung'un dediği gibi hazırlıklarını tamamladı ve büyük bir merakla beklemeye koyuldu. Heeseung, tam vaktinde gelip onu aldı ve Jake'in her sorusuna gizemli bir gülümsemeyle cevap verdi. Araba ilerlerken Jake'in sabrı iyice tükenmeye başlamıştı.

"Sevgilim, gerçekten neyin peşindesin? Bana bir ipucu vermezsen inip yürüyerek geri döneceğim!" diye sitem etti Jake.

Heeseung kahkahasını tutamadı. "İpucu mu? Tek söyleyebileceğim şey; Bu gece senin için en özel gece olacak bebeğim" dedi, Jake'in elini nazikçe tutarak.

Jake kaşlarını çattı, ama içinde bir yerlerde heyecan dalgaları kabarmaya başlamıştı. Araba büyük bir villanın önünde durduğunda, Jake'in gözleri büyüdü. Villa ışıklarla süslenmişti ve içerden hafif bir müzik sesi duyuluyordu.

"Heeseung, burası neresi?" diye sordu Jake.

"Beni takip et, sevgilim," dedi Heeseung, kapısını açıp Jake'e elini uzatarak.

Villa kapısından içeri girdiklerinde, birden ışıklar yanıp söndü ve içeriden coşkulu bir ses yükseldi,

"SÜRPRİZ!"

Jake, bir anda karşısında her biri bir yerden fırlayan Dahyun, Momo, Sunoo, Sunghoon, Niki, Jay ve Jungwon'u görünce donup kaldı. Daha sonra, anne ve babası Bay Sim ile Bayan Sim'i fark etti. Gözleri dolmuştu. Ailesi her anında onu destekliyor, asla hareketlerini yadırgamıyor, ne yapar yapsın ondan vazgeçmiyorlardı.

"Anne, baba... Siz de mi buradasınız?" dedi, şaşkınlıkla.

Bayan Sim, oğluna sarılarak gülümsedi. "Tabii ki buradayız! Doğum günün için böyle güzel bir kutlama planlanırken nasıl gelmeyebilirdik?"

Jake gözlerini Heeseung'a çevirdi. "Bu... Bu gerçekten senin fikrin miydi?"

Heeseung, gülerek başını salladı. "Senin için her şeye değer, Jake. Bu gece sadece senin gecen."

Jake, Heeseung'a sımsıkı sarıldı. "Seni çok seviyorum. Nasıl sevmeyeyim ki?"

Kutlama boyunca herkes eğlencenin tadını çıkarıyordu. Yemekler, kahkahalar, danslar... Jake mutlulukla arkadaşları ve ailesiyle vakit geçirirken sık sık Heeseung'un gözlerini üzerinde hissetti. Büyüğü her an ona özel olduğunu hissettiriyordu.

Gece yarısına doğru, Heeseung, Jake'in yanına yaklaşıp kulağına eğildi. "Sevgilimle biraz yalnız kalmamız gerekiyor. İster misin?"

Jake, şaşkın ama heyecanlı bir ifadeyle başını salladı. Heeseung, onu arkadaşlarının yanından nazikçe uzaklaştırarak üst kata yönlendirdi. Jake, büyüğünün elini tutarken ne olacağını merak ediyordu.

Yukarı çıktıklarında, Heeseung Jake'i güzelce hazırlanmış, mumlarla aydınlatılmış bir odanın içine aldı. Oda, kırmızı güllerle ve yumuşak bir müzikle tamamlanmıştı. Jake, büyülenmiş bir şekilde etrafa bakarken, Heeseung arkasından yaklaşıp onu belinden sarıldı.

Cover | HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin