Hyorin hastaneden çıkmıştı ama hâlâ üzerinde bir yorgunluk vardı. Şuan onu hastaneye getiren çocuğun arabasındaydı. Nasıl olurda şuana kadar çocuğun ismini sormazdı.
" Şey... Ben ismini sormadım üzgünüm. Cidden benimle bu kadar çok ilgilenmene rağmen ismini sormadım. Özür dilerim. " Dedi Hyorin.
" Bu kadar çok özür dilememelisin. Karşındaki seni güçsüz ve çelimsiz sanır. Ben Lee joon . " Dedi çocuk.
Hyorin sustu ve yolu seyretti. Yüzünde güzel bir gülümseme belirdi. Bu Lee joon 'un gözünden kaçmadı.
" Daha iyi misin ? " Dedi Lee joon . Hyorin ona bakmadan kafasını olumlu anlamında salladı ve gözlerini kapattı.
~*~*~*
"Hyorin kalk. Hyorin " Dedi Lee joon. Ama Hyorin öyle kolay kolay kalkamazdı. Bütün gecenin yorgunluğu vardı üzerinde.
"Hyorin!" Dedi tekrardan. Hyorin kalktı ama gözlerini açmadı. Ona oyun oynayacaktı. Lee joon ümidi kesti arabadan indi ve onun tarafına geçti. Kapıyı açıp onu kucağına almayı planlıyorum. Kafasını içeri koydu ve bir kolunu Hyorin'in bacaklarının altına koydu. Tam elini beline koyacaktır çok fazla yakın olduklarını farketti. Kendini geri çekti. Hyorin'in elinde anahtar vardı kağıda tekrar bir göz attı. Doğru yerdeydi. İlk önce evin kapısını açtı sonra gelip Hyorin'i tekrar kucağına aldı ve evin önüne doğru yaklaştı. Hyorin gözlerini açtı. Gülüyordu. Lee joon anlamamışçasına baktı. Tam indirecekken Hyorin kolunu Lee joon'un boynuna sardı.
" Şey ben yorgunum. Eve kadar götürsen?" Dedi, başını Lee joon'un göğsüne dayarken . Lee joon güldü. Bu onun hoşuna gitmişti. Evin içine girince burnuna keskin bir koku geldi. Çamaşır suyu olmalıydı. Ama aldırış etmedi. Salon doğru ilerledi ve Hyorin'i koltuğun üzerine yatırdı. Hyorin gülümsedi Lee joon 'a alışmıştı. Sadece iki günden az bir sürede.
" Teşekkür ederim. Herşey için. " Dedi Hyorin. Çocuk yaklaştı ve kafasını Hyorin'e eğdi aralarında bir iki santim vardı. Lee joon Hyorin 'in yanağına ufak bir buse kondurdu.
" Hoşçakal Hyorin. " Dedi ve arkasını dönüp ilerledi. Tam o sırada Hyorin ayağa kalktı ve koştu. Lee joon hâlâ arkasını dönükken sırtına zıpladı. Kulağına birşeyler fısıldadı.
" Bu gün, bu hastaya yardım edeceksin. Bilirsin işte çorba morba. " Dedi Hyorin. Lee joon hiç itiraz etmedi.
~*~*~*
Lee joon elinde bir kase çorbayla içeri girdi. Tam Hyorin'e verecekken kaseden biraz çorba yere döküldü. Hyorin kalktı koşarak banyoya girdi ve oradaki dolaplardan birini açıp içinden bir bez alıp aşağı indi. Lekenin önünde diz çöktü ve yeri kazırcasına silmeye başladı. Lee joon neye uğradığını şaşırdı adeta. Yere çöktü ve Hyorin'in omzuna dokundu çünkü yaptıklarından hiçte memnun değildi."Hyorin iyi misin? " Dedi Lee joon.
" Evet. "Dedi Hyorin kafasını yerden kaldırmadan.
"Pek öyle görünmüyor. Sen kalk ben temizlerim. " Dedi Lee joon . Hyorin izin vermedi. Lee joon'un elini omzuna indirdi ve silmeye devam etti.
¥~¥~¥~
Hyorin heryeri, kendini ve yerleri temiz hissedene kadar sildi. Lee joon ona şaşkınlıkla bakmayı sürdürüyordu. .
"Hyorin abartmadın mı canım? " Dedi Lee joon. Hyorin son kelimeyi duyunca heyecanlandı.
" Yoo. Abartmadan bence. Sence? " Dedi .
"Tamam. " Dedi Lee joon. Aniden cebinde birşey titredi. Lee joon şaşırmıştı. Bu saatte kim mesaj atabilir ki? Saat gece 1:30 civarındaydı. Ne ara bu kadar geç olmuştu ? Bunları düşünmeyi bıraktı ve mesajlara girdi. Bu Le'ydi. mesajda şöyle yazıyordu,