Doktorlar dan oldum olası nefret ederdim. Yeminler edip doktor olmayacağım derdim. Kim bilebilirdiki akıl hastalıkları doktoru olacağımı. Kader işte kız kardeşim 8 yasinda şizofren tesisi konuldu. Hastane koridorlarında asılı insanları görür. Morktan sesler duyuyordu. Nasıl bir psikolojik durumda olduğumu siz düşünün artık. Ozamanlar 16 yaşında sağlık meslek lisesi 2.sınıftaydım. Ne kadar doktorlardan nefret etsemde hemşireler bana çok tatlı gelirlerdi. O yüzden hemşire olmak istiyordum. Ama kardeşim 10 yaşında araba carparak kaybettik. Bu şoku üzerimden alamadığım icin üniversite eğitimimi 1 yıl dondurdum. Ve tıp fakültesi ruh sağlığı ve Hastalıkları okuyup doktor oldum. Çünkü bizim çektiğimiz acıları bir başkası çekmesin diye kardeşime borçlu hisediyordum. Niye mi? İlk ben farketmiştim elimden hiçbir şey gelmedi. Tek bildiğim şey hiçbir zaman büyük konuşmamak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARMAKLARIN ARASINDAKİ HAPİSANE
RomanceBelkide hayatımın dönüm noktasıydı.Bütün günahlarımın silinip kapkara hayatım dan çıkıp bembeyaz temiz insanların arası na gidiyordum. Çünkü onlar cennetin melekleriydiler. Kıskanılması gereken insanlardı. Siyah yerlerin bembeyaz karlarıydı. simsiy...