2. Bölüm

14 0 0
                                    

Kızlarla sokağın başına kadar koştuktan sonra durmaya karar verdik.
Ellerimizi dizlerimize yaslayıp soluklandık.
"Ayh.Yoruldum." dedi Gizem soluk soluğa.
"Ölüyoruğğm." dedi Ecem,yeşilçam filmlerindeki gibi elini alnına koyarak.
"Ben biraz şurda dinleneyim." dedim ve kaldırıma oturdum.
Etraftakiler bize tuhaf tuhaf bakıyordu.Umrumuzda mı?
Tab2 hayıığr.
Ecem ve Gizem de benim gibi kaldırıma çöktükten sonra konuşmaya başladık.
"Kızım ya,benim konuştuğum meteor çok tatlıydııığ." dedim.
Gizem hülyalı hülyalı iç çekerken onunda onlardan birini kestiğini anladım.
Ecem lafa daldı.
"Kankalar,biz aşık olmamalıyız." dedi kesin bir şekilde.
"Nedan?" diye sordu Gizem tek kaşını havaya kaldırarak.
"E mallar,biz aşık olursak zaten sevgililerimiz piçliklerimiz ve mallıklarımız yüzünden bizden soğur aQ." dedi.
"O zaman onlara da piçlik yaparuk." dedim.
Yine ve yine kafalarına şaplak attım ve ayağı kalktım.
"Hadi gidek." dedim.Onlarda kalkınca sokakta yürümeye başladık.
"Ya ben acıktım,kahvaltı da yapmadık.Bi yere girekte kahvaltı yapak Allah rızası için yaa." dedim elimle karnımı ovuştururken.
Ecem ve Gizem de beni onaylayınca bizim her zaman gittiğimiz kafemize ilerledik.
Kafeden içeri girdik ve her zaman ki masamıza geçerken ben;
"Günaydın Mehmet amca!" diye bağırdım kafenin sahibi,aynı zamanda da aşçısı olan Mehmet amcamıza.
Tontiş şey!..
"Ooo hoşgeldiniz kızlar.Öğlen oldu kızım ne günaydını." dedi sırtımı sıvazlarken.
"Bize her zamankinden bir çiğköte yapıversene be Mehmet amca.Sabahtan beri bir lokma bir şey yemedik,açlıktan ölcez." dedim.
"Bir şey yemeden çiğköfte olur mu be kızım?Mideniz yanar."
"Olsun Mehmet amca bize birşeycik olmaz,yolla sen." dedi bu sefer Gizem.
"İyi tamam,ama öncesinde birer kase yoğurt vereyim." dedi Mehmet amca.
Biz kafamızla onu onayladıktan sonra gitti ve elinde 3 kase yoğurt ve 3 kaşık olan tepsiyle geri geldi.Yoğurtları önümüze koyduktan sonra teşekkür ettik ve yanımızdan ayrılıp çiğköftelerimizin başına geçti.
Biz yoğurtları kaşıklarken Ecem konuştu.
"Şu yoğurta bayılıyom abi ya!"
"Aynen ben değğ.Çok güsel." dedi Gizem kaşığını ağzına sokarken.
-fesat yapma .s.s-
Yoğurtlarımızın yarısında Mehmet amca çiğköftelerimizi önümüze koydu.Biz onları iştahla ve bol acıyla yerken kafenin kapısı açıldı.Hiç umursamadan yemeğe devam ettim.Ama o tanıdık sesi duyunca kafamı kaldırıp kapıya baktım.Yediğim çiğköfte boğazımda kaldı ve ben öksürürken Gizem ayısı sırtıma bir geçirdi.
"Lan,ananın!" dedim ve sırtımı tuttum.
Yediğim acı,boğazımı yakarken Mehmet amca koştu geldi.
"Azra yavrum,iyi misin kızım?" diye sordu telaşla.
"İyiyim Mehmet amca da şu öküz sırtıma çok fena geçirdi ya!" diye Gizem'in kafasına küçük bi yımrıh attım.
Kıkırdamalar duyunca kafamı kaldırıp etrafa baktım.
Bir grup tiki kız oturmuş bize bakıp bakıp kıkırdıyordu.
Kızlarda benim baktığım yöne bakınca planı anladılar.
Üçümüz aynı anda ayağı kalkıp kızların olduğu masaya ilerledik.
"Bir sorun mu var gençler?" diye sordum tikilere.
"Ay sananeğ?" diye sordu çakma sarışın olan ağzını yaya yaya.Bir de gözleriyle tuhaf bişey yapıyo ya,her neyse.
"İy sininiiğğ." diye taklit ettim onu.
"Bana baksana kızağm.Sen kimin taklitini yapıyosoğn?Sen benim kim olduğumu biliyomusoğn?" diye sordu.
"Bilmiyorum canım,ayrıca senin kim olduğun beni ilgilendirmez.Şimdi sen bize ne gülüyon onu bir söyle bakiyim."
dedim ellerimi masaya koyarak.
"Gülersek güleriz sananeğğ?" dedi saçları kızıl olan.
"Yaa,öyle mi?" dedi Ecem.
"Evet öyleeğğ." dedi patlıcan moru saç rengi olan oros-- kız.
"Peki o zaman." dedi Gizem ve arkasını döndü.
"Mehmet amca,bu masaya 3 ayran!" diye bağırdı.İşte benim kızım.
Biz piç gibi sırıtırken diğer masalar,3 cadaloz ve meteorlar merakla bizi izliyolardi.Oha onlar bizi mi izliyor?Hem de gülerek.Onları aldırmayıp Mehmet amcanın getirdiği ayranlardan birini aldım.Kızlarla aynı anda açıp aynı anda küçük bir yudum aldık ki,kızlar anlamasın.Onlar rahatlamışçasına nefes verirken kızlara dönüp başımla onay verdim.
Ve kızların başlarından aşağıya ayranları döktük.
Ayran kutusunu masaya atıp kızlara döndüm.Kızlarl aynı anda kollarımız açtık ve oynamaya başladık.
"Hobaaağ!" dedim ben.Yuvarlak oluşturmuş oynuyorduk.Biz kahkahalarla gülerken herkes bize eşlik ediyordu.
Kızlar çığlık atınca ellerim istemsizce kulaklarıma gitti.
"Hay ebeni si-!!" dedik ve durduk Gizem'le.
Ecem de kulaklarını kapattı.
Kızlar ayağı kalktı ve peçeteyle üstlerini temizlemeye başladılar.
Ben cebimden 50 tl bırakıp;
"Biz kaçtık Mehmet amca.Üstü kalsın!" diye bağırdım.Kızlarla beraber masadan eşyalarımızı alıp apar topar çıktık kafeden.Yolda biraz koştuktan sonra meteorun sesiyle durduk.
"Hey!Bir baksanıza!" diye bağırdı bize.
Biz durup onlara döndük,yine ben konuştum.
"Ne vardı?" diye sordum ellerimi göğsümde birleştirip.
"Bize orta parmak çektin." dedi.O hala parmak derdinde miydi ya?
Kızlar bir şeyden habersiz aynı anda bana baktılar.Ben de endişeyle sırıtmaya başladım.İkiside aynı anda şaplak atınca kafamla beraber bir adım öne gittim.Sona eski yerime geri geçtim.
Meteorlar bize gülerken ben konuşmaya başladım.
"Evet,sorun mu var?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak.
Omuz silkti ve konuşmaya devam etti.
"Hiç,neyse.Sanırım sabah çıktığınız evde kalıyosunuz?" diye sordu.Derin bir nefes alıp; "Evet." dedim.
"Güzel,biz de yan tarafa taşındık.Şanslısınız." dedi ve göz kırptı.
Ben şaşkınlık,merak,sevinç ve bir yandan da kaşlarımı çatarken Gizem heycanla ellerini çırptı.Sonra bunu fark edince toparlamaya çalıştı.
"Iı şey yani..Çok üzüldüm.Allah rahmet eylesin..." dedi.
Ben ona "mal mısağn?" bakışı atarken o iyice batıyordu.
"Tamam tamam.İyi günleeer." dedim.Arkama döndüm ve kızların koluna girip yürümeye başladım.Arkadan meteorların gülüşlerini duyabiliyordum.
Onlara takmadan yürümeye devam ettik.
Yürüdük...
Yürüdük...
Yürüdük...
"Ya uff,napcaz eve geri mi dönsek?" diye öneri de bulundu Gizem.
"Aynen kızım,bugün hiçbir şey yapasım yok.Eve gidip uyuyalım." dedi Ecem de.
Ben de bir düşündüm de,gerçekten yapıcak bir şey yoktu.Amaa...
Aklıma gelen fikirle kızlara gülümsedim,ki bu normal bir gülümseme değil.
Tekrar onların koluna girip yönümüzü eve çevirdim.
*•*•*•*
Eve geldiğimiz de direk odaya çıkıcaktık ki annem bizi durdurdu.
"Kızlar,kıyafetler nerde?"
Aha,sıçtık.
Ben hemen olayı elime aldım.
"Annecim şey olmuş,şimdi biz baktık mağazalara hep aynı kıyafetler vardı.Yeni olanların da bedeni falan yoktu.Haftaya yeni sezon mu ne gelcekmiş." dedim.
Annem tereddütte kalsa da bir süre sonra gülümseyip başıyla onaylayınca bizde direk odamıza çıktık.
"Ya kızım söyle artık şu aklındakini." diye sitem etti Gizem.
Yatağa kurulduğumuzda bacaklarımı bağdaş yapıp konuşmaya başladım.
"Şu meteorlar varya?" diye başladım söze.
Ecem'in hemen tek kaşı kalktı,Gizem de sırıtmaya başlayınca devam ettim.
"Hani biz cici kızmışız ya," dedim ve yine durdum.
Başlarıyla onayladıktan sonra devam ettim.
"Diyorum ki;biz burda evde boş boş oturcağımıza şunlarla futbol maçı mı yapsak?"
"Eveet!!" diye atıldı ikisi aynı anda.
"Yanlız şöyle bir şey var.Biz topumuzu alıp çıkıcaz,kendi aramızda oynıycaz.Bunlar da zaten gelicek ve bizde savaş teklif edicez." diye planımı onlara sundum.Onlarda onayladıktan sonra ayağı kalkıp dolaplarımızın karşısına geçtik.Ben fenerbahçeli formamı ve altına siyah eşofman şortumu çıkartıp giydim.Ayağımdaki supralarımı hiç çıkartmadım.Kızlarda forma giymişlerdi.Ama Gizem beşiktaşlı,Ecem de galatasaylı.Üçümüz sırıtıp saçlarımızı at kuyruğu yaptık ve aşağı kata indik.
"Anne,biz kapının önünde top oynıycaz!" diye böğürdüm anneme.
"Bugün bir tane cam kırdınız,başka kırmayın." diye uyardı bizi.
"Sen nerden biliyosun onu Ayşe teyzecik ya?" diye sordu Gizem.
Annemse omuz silkti ve devam etti.
"Komşular ve dedikodular..."
Derin bir nefes aldım,şu koca karı dedikodularından befret ediyorum ya!
Kızlar bahçe kapısından çıkarken ben de bahçe de topu arıyordum.Hah!Buldum seni,sen nasıl girdin o küçücük deliğe ya.Hangi mal koydu acaba oraya?
Ben kendi kendime konuşa konuşa kızların yanına gittim.Onlarda beni izliyolardı.
"Ne baqıyonuz?" diye sordum ve topu dizimle sektirmeye başladım.
"1..2..3..4..5..6..7..8..9..10!Ecem sende!" dedim ve Ecem'e fırlattım.Ecem mütüş bir kafa vuruşuyla topu tuttu ve kafasından sırtına sırtından kollarına topu gezdirip ayağına fırlattı.Ayağıyla da 5 kere sektirince sıra Gizem'deydi.Gizem topu Ecem gibi kafayla yakaladı,tek vuruştu ayağına getirdi.Ayağıyka sektirip dizine fırlattı.Dizinde 6 kere sektirdikten sonra hava attı ve eliyle yakaladı.
"Eet kızlar şimdi napıyoruz?" diye sordu Gizem.
"Kaleye geç!" dedim ve elinden topu aldım.Gizem kendine bir yer belirleyip orayı kale yaptı ve bize döndü.
"Başlamak ister misin?" diye sordum Ecem'e.
O tam topu alcakken ben topu kaçırdım ve elimi gözümün altına götürüp,yavaşça aşağıya çekerek "pışııığk" dedim.Gizem kıkırdarken Ecem de göz devirdi.
Topu ayağıma koydum.2 kere sektirip Gizem'e şut çektim.
Ama kız göğüs vuruşuyla topu tuttu.
Sıra Ecem'e geçince o hiç beklemeden şut çekti.Ama Gizem yine kurtardı.
Sıra ben de.
Topu yere koydum.
Gizem kafasını sağa sola sallayıp hayır hayır diyordu.
Evet,pisburun vuracaktım.Gizem tab2 bunu kurtaramaz.
1-2 adım geri gittim ve topa doğru koşmaya başladım.Topa ayağımı geçirdim ve gidişini izledim.Toptan kaçan Gizem kendini ağır çekimlerle yere atıyor,ben ve Ecem heycanla topu izliyorduk.Gizem yere düştü,topta kaleye girdi.
"Goooooolll!!!" diye bağırdım ve formamı öpüp koşmaya başladım.
Sonra durup Ecem ve Gizem'le kahkaha atmaya -eet böğürmeye- başladık.
O sırada böğürmemizi kesen cırtlak bir ses oldu.
"Ayy şunlara bak,pis yerde yatıyolar.Terliler,erkek gibi forma giymişler,ayrıca futbol oynuyolarr." dedi sabah ki sürtük.
Ben yattığım yerden hışımla kalktım ve kızlara ilerledim.Ama bir şey fark ettim.Karşıda ki duvara bizim 3 meteor oturmuş bizi mi izliyolar.Gülerek?Bakışlarımı onlardan çevirip şu 3 tikiye yönelttim.
"Size ne lan?İstediğimiz yere yatarız.Size ne?Ve ayrıca,bizim ne futbolumuza ne de formamıza karışamazsın seni pis kaltak!" dedim ve işaret parmağımı onun göğsüne vurdum.Etrafa bizim mahallenin kızlı-erkekli grupları toplanmıştı.Ve tab2 bizi savunuyorlardı.Az kurtarmadık kıçlarını.
Ecem ve Gizem de arkama geçmişlerdi.
"Sen bana kaltak mı dedin?" dedi çakma sarışın dehşetle.
"Kulaklarında sorun mu var canısı?" diye sordum.
"Seni dava edicem pislik.Babama söylicem seni hapislerde süründürsün." dedi.
Burası öyle itin kopuğun olduğu bir mahalle değildi.Gayet güzel evleri,güzel insanları vardı.Bizim durumumuzda o kadar kötü değildi.Normalin 2 kat üstündeydi ama biz bu mahallenin çocuklarıydık.Aslında doğma büyüme İstanbul'luyduk.Annemlerin işi gereği oraya taşındık.Ha bu arada Gizem ve Ecem'in babası benim babamla beraber aynı şirkette çalışıyorlar.Ortak gibiler,görevleri en üst yerde olmasada çok aşağı da da değiller.
"Bak,sen ne kadar zenginsin benim umrumda değil.Ama bu hayatta parayla elde edilemeyen şeyler var.Sen de mesela beyin yok,parayla naklettirdiysen de heralde başka yerine monte etmişler." diye kollarımı göğsümde birleştirip alayla o sarı çiyana baktım.
Kız sadece morarıyordu.
"Bak sana ne diycem." dedim ve dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Kimin daha yetenekli olduğunu anlamak için bir savaşa var mısın?" diye sordum.
Biraz bekledi,kızıl saçlı ve mor saçlı arkadaşıyla göz teması kurduktan sonra bana döndü.
"Varım." dedi kesin bir şekilde.
"Kaybeden ağlamıycak?" diye sordum.
"Ağlamaya hazır ol." dedi karşılık olarak.
"Bence sen hazır olmalısın.Çünkü ben pek kaybetmem.Özellikle şuan da hiç kazanacağım çok belli." dedim sırıtarak.
"Neden kiğ?" dedi mor saçlı.
"Futbol maçı." dedim.Onların ağzı açılırken devam ettim.Kol saatime baktım ve konuştum;
"Saat şuan..15:42
Saat 16:00'da burda olun,spor kıyafetlerinizle." dedim ve arkamı döndüm.Kızlarla az önce oynadığımız yere gittik ve birbirimize pas atarak ısınmaya başladık.
"Gençler kapışma var!Saat 16:00 da burda olun!" diye bağırdı bizim Mustafa.Daha 14 yaşında ama bizimle takılıyo ufaklık.Herkes şimdilik dağılırken meteorlar kıpırdamamış bizi izlemeye devam ediyorlardı.Onları takmadan paslaşmaya devam ettim.3 kaltakta gitmişti.Hazırlanıcaklar heralde.
*•*•*•*
Saat:16:00
Kızlarla son ısınma hareketlerimizi yapıyorduk.Herkes nerdeyse toplanmıştı bile.Sonra beyaz bir mini cooper yaklaştı ve diğer arabaların yanına park etti.Kapılar açıldı ve ağır çekimde bizim 3 kaltak çıktı.
"O kıyafetler ne lan öyle?" diye sordu Ecem.
Ben de kafamı kıyafetlerine çevirdim.Pembe-Beyaz üniformalar mı?
"Gerçekten mi?Kafa da bandalar kolda pembe çanta,küpeler ve kolyelerle nasıl maç yapıcaksınız siz?" diye sordum.
"Bizim tarzımız sizi hiç ilgilendirmeğz.Neyse,kaybetmeye hazır olun." dedi kendinden emin bir şekilde sarı çiyan.
"Görücez..." diye mırıldandım.
"Hakem kim lan?" diye sordu Gizem.
"Aynen hakem kim?" dedim ben de.
"Ayıpsınız,tab2 ben." dedi kafasında ters takılmış şapkası ve boynundaki düdüğüle Mustafa.Tatlı çocuk ama yaşı küçük aQ.Napak,kader kısmet.
Bizim gruptan kaleye Gizem geçti,onların gruptan da kızıl saçlı qaltaq.
"Topa kim başlıycağk?" diye sordu batlıcan qafalı qaltak.Ben niye böyle konuşuyom aq?
Neyse.
Hakem -mıstıfa- cebinden 50 kr. çıkardı.
"Yazı mı tura mı?" bize bakarak.
Ben tam 'tura' diycekken kızıl atıldı.
"Niye onlara soruyosun önceğğ?" diye sordu.Hakem oflayarak onşara döndü.
"Yazı mı tura mı?" diye onlara sordu.
Sarı çiyan kendinden emin ve egosu kalkık olan götünden bile yukarda bir şekilde konuştu;
"Yazı."
Hakem elindeki parayı havaya attı,herkes heycanla paraya bakıyordu.Para yere düştü ve....
Tura!!!
Biz zaferle gülümserken sarı çiyanın gökyüzünde olan götü hızla yeryüzüne geçiş yaptı ve tıpış tıpış yerine ilerledi.
Maç başlasın!..

Best Friends Forever!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin