Burnuma dolan ilaç kokusuyla gözlerimi araladım. En son Poyraz'ın kollarında olduğum aklıma geldi. Peki ya şimdi neredeydi. Boş odaya gözlerimi gezdirirken kapının aralanmasıyla içeri giren Ada'ya gülümsedim.
"İyisin demi tatlım" gözlerinin kızarıklığından ağladığı anlaşılıyordu. Bebeğim demek benim için çok üzülmüş.
"Ben iyiyim canım da o soruyu sana benim sormam lazım bence ne bu halin?"
"Ben iyiyim Ece hem ne varmış benim halimde gayet iyiyim"
"Peki öyle olsun" odaya doktorun ve peşinden de Poyraz'ın girmesiyle ikimizde sustuk. Önce doktora sonra Poyraz'a baktım. Sanırım uyumamıştı. Gözlerinin altındaki morluklar bu düşüncemi destekliyordu. Doktorun sesiyle gözlerimi Poyraz'dan çektim.
"Kızım nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim biraz halsizim sadece. Şey bana ne oldu yani önceden hiç böyle birşey yaşamamıştım"
"Öyle abartılacak bir şeyin yok kızım. Kan değerlerin düşük çıktı. Sana yazdığım ilaçları aksatmadan kullanırsan hiçbir şeyin kalmaz." Poyraz araya girdi
"Kullanacak doktor bey" bana döndü ve iğneleyici bir bakışla "değil mi Ece?" bende doktora gülümseyerek
"Kullanacağım"
Poyraz'ın kollarında eve geldim. Beni koruyup sahiplenmesi,benim için telaşlanması çok hoşuma gidiyordu. Belki bu düşünceler sadece benim için gerçekti,belki Poyraz'ın umurunda bile değildim ama düşüncesi bile beni mutlu ediyordu. Acaba oda benim hakkımda böyle düşünüyor muydu? Bazen ondan nefret ediyordum hatta çoğu zaman ondan nefret ediyordum ama onda insanları kendine çeken bir güç vardı sanki. Birden kendimi onu düşünürken buluyordum. Aşık değildim ben asla aşık olmam,olamam. Yoksa hoşlanıyor muydum????
Yavaş hareketlerle beni idama kadar çıkarttı. İkimizinde konuşmaması beni rahatsız ediyordu.
"Kolların ağrımadı mı?"
"Hayır neden ki"
"Çünkü sabahtan beri beni kucağında taşıyorsun." güldü ve hiçbirşey söylemedi. Beni yatağıma oturttu ve bir iç çekti.
"İlaçlarını ihmal etme birdahakine taşımam bak"
"Tamam dedik ya" arkasını döndü ve kapıyı araladı.
"Poyraz!" kafasını benim tarafıma çevirdiğinde aslında içimden gitme sen yanımda olduğun zaman iyi hissediyorum demek geçiyordu ama kelimeler ağzımdan bir türlü çıkmıyordu.
"Şeyy ben bugün yaptıkların için teşekkür ederim" söyleyemedim söyleyemiyecektim de çünkü ben korkağın tekiyim. Bu yüzden bütün sevgililerim beni aldatmıştı yada iki güne bırakmışlardı.
"Önemli değil" dedi ve tebessüm ederek kapıya yöneldiğinde duraksadı ve tekrar yüzünü bana çevirdi. Karanlıkta yüzü pek belli olmuyordu ama vücut hatları her yerde ben buradayım diyordu.
"Yarın havuz partisi var bizim evde gelmek istersen kuzeninle gel hem biraz kafa dağıtırsın" havuz partisi ha e bu süper ama bir saniye havuzda bikini giyilir,havuzda kızlar o bikinileri altında çok sexy olurlar eee buda demek oluyorki o partiye kesin gitmeliyim Poyraz'ı kimseye yedirtmem.
"Eğer kendimi iyi hissedersem gelirim" kendimi ağırdan satıyım ki bizi basit kızlardan sanmasın değil mi??
Gülümsedi ve yanima yaklaştı alnımdan öptü ve gitti. Alnımdan öptü yani beni öptü allam heryerim yanıyordu.
"Adaaa ada kızım koş" iki saniye sonra telaşlı suratla Ada içeri girdi
"Ece iyi misin noldu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Tonları
RomanceKarakterlerin Tanıtımı: Poyraz: Wade Poezyn Ece: Candice swanepoel Bora: Francisco Lochowski Ada: Cara Delevingne Kerem: Vini Uehara Eylül: Barbara Palvin Cenk: Cameron Dallas Kumsal: Miranda Kerr