The New Place

#9 "Love always finds a way."

y/n: eeee meraba :d bir ay deyip beş ay sonra dönmemi eminim hepiniz bekliyordunuz çünkü beni tanıyorsunuz lkdflkjg uzun süre kaybolmam belki affedilir ama bu kadar uzun süre kaybolup geri bununla dönmem affedilemez, vallahi napıcam ben bu hikayeyle bilmiyorum, bitemedi bi :D artık rüyaya falan yatıp bi şekilde halledicem yine de korkmayın sadece beklentinizi düşük tutun o kadar kllkgjlkhg 

dipdipdipdipnot: bunu salıverip kaçmayacağım korkmayın, wtmir, smarty falan hepsi geliyolar yoldalar, aylardır yatmıyorum yani :'DDDDD 

neyse okuyun siz, oy verin ve de yorum yapın ki ben de gaz alıp güzelce bir geri döneyim belli mi olur iki üç güne yeni bölüm filan geliverir ehe 

he bu arada edit: geçen ay ben yanlışlıkla taslak kısmını yayımladım bunun burda küçük bi kıyamet koptu biz okuyamadık diye, o bişey değildi ben geri kaldırdığım için okuyamadınız, şimdi okuyabilirsiniz hadi baay

-

Aradan pişmanlıkla dolu, oldukça uzun bir hafta geçmişti ve Niall sonunda başını evinden çıkartıp güneş ışığına maruz kaldığında Harry onu kolundan caddeye doğru çekiştirmekteydi.

Normalde Niall'ın bütün gün televizyon başında yatıp krokanlı keklerle beslenmek gibi yapacak çok önemli işleri vardı fakat Harry izinli gününü ona işkence çektirmek için ayırmaya karar vermiş olacaktı ki güneş ışığından alacağı çok değerli vitaminlerden bahsederek onu en yakın sağlık merkezine sürüklüyordu.

Niall yılbaşında Noel Baba'ya şahsi bir mektup yazacak ve yeni arkadaşlar isteyecekti.

Gözlerini yakan ışıktan korunabilmek için elini alnına siper ederek Harry'nin arabasına atladı. "Bu yaptığına adam kaçırma denir."

Harry mutlu mutlu direksiyonu Picadilly'nin merkezine doğru çevirirken radyodaki yaz güneşi ve mutlu anılarla ilgili şarkıya eşlik ediyordu. "Anneni aramamı mı tercih ederdin, Nialler? Biliyorsun, bunu yaparım."

Niall sadece düşüncesiyle bile titredi. Annesini araması demek, annesinin tüm dişi incil birliği komünite üyelerini toplayıp önüne gelin adayları olarak sıralaması ve sonra da onu haftalarca sürecek bir yaz temizliğinin içine çekmesi demekti. Kesinlikle ihtiyacı olmayan bir şey.

"Sorun nedir? Cordelia nerede? İkinize de haftalardır ulaşamıyorum. Eğer boş günümde yanımda olup yeni smoothie tariflerimi denemeyecekseniz en yakın arkadaşlarım olmanızın ne anlamı var?"

Niall elini ağrıyan başına götürdü. Hava öyle sıcak ve bunaltıcıydı ki Harry'nin evden çıkmadan onu zorla duşa sokmasına neredeyse şükredecekti.

"Biz ayrıldık." dedi Harry'nin torbido gözünü oldukça dağınık bir şekilde karıştırırken. Aradığı güneş gözlüğünü bulunca rahat bir nefes aldı ve anında gözüne taktı.

Harry keskince içini çekti. "Niall, çok üzgünüm. Neden bunu daha önce söylemedin? Louis ile beraber film gecesi falan ayarlayabilirdik. Tanrım, nasıl oldu? Sen iyi misin?"

Genç adam dişlerini sıkıp geriye yaslanmakla yetindi. Elbette hayalet kız arkadaşını fransız bir medyumun eline verip kaybettiğini ona açıklayamazdı. Bu yüzden, "Büyük bir şey değildi." demekle yetindi.

Neyse ki, Harry üzerine gitmemeye karar vererek konuyu değiştirdi ve yol boyunca bir daha bundan bahsetmedi.

Arabadan sonunda indiklerinde Niall kendini kliması olan -şükürler olsun- bir kafenin içerisinde buldu. Çok geçmeden elindeki plastik bardaklarla Harry karşısına oturdu. İçlerinden yeşile dönme renktekini ona doğru uzatınca Niall yüzünü buruşturdu.