Asi: Victoria Lee
Ceyhun: Jeremy Irvine
Defne: Barbara Palvin
☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Sabah erkenden güneş ışıkları ile güzel bir sabaha uyandım diyemeyecegim.
Neden mi?
Geç kaldım ulan. İşe geç kaldım. Bu sefer patron işten atmazsa iyidir.
Hemen kısa bir duş aldım. Üzerime siyah yırtık kotumu ve erkek reyonundan aldığım yine siyah üzerinde Nirvana yazan tişörtümü giydim. Saçlarımı iyice dağılmıştı. Dolaşan saçımı taramak için kısacık(!) uğraşmamdan sonra aşağı indim. Hala uyuyan Defne ve Ceyhun'a ise gittiğimi belirten kısa bir not yazdım ve evden çıktım.
Hep geç kalıyorsun. Birgün işten atılacaksın diyen çirkef iç sesimi takmayarak arabayi çalıştırdım.
Trafikten sonra sonunda pastaneye varabildim. Ulan arkadaş burasi Istanbul değil ki ne bu trafik?
"Oo Asi hanımlar sonunda teşrif edebilmişler."
"Çok özür dilerim. Şarjim bitince alarm da çalmadi kusura bakmayın" Uydur Asiye uydur.
"En ufak hatanda kovulursun küçük hanim" Uyuz adam işte. Başımı sallayıp tezgahtan önlüğümü aldım. Beni çağıran masanın yanına gittiğimde 2 ULTRA yakışıklı çocukları gördüm. Ama bunlar gerçek olamaz ki.
"Bi meyve suyu alabilir miyim."
"Tabi ki" deyip dolaptan bi tane meyve suyu aldım.
"Ben vişneli sevmem başka getir" dediğinde bunların da o zengin havalı egoist züppelerden olduğunu anlamam uzun sürmedi. Hemen dolaptan şeftalili meyve suyu alıp önüne koydum tam gideceğim sırada "Iy şeftali mi bu? Hiç hoşlanmam sen bana en iyisi kayısılı getir" Bu kendini ne sanıyordu. Garsonum diye hizmetiçisi gibi kullanmasına gerek yoktu.
"Kayısılı yok" dedim sinirle.
"Hayır var. Durun ben size getireyim" dedi sürtük garson arkadaşım. Tabi buldun yakışıklı çocuğu yavşa hemen. Masadaki oturan diğer çocuk Iffet'in isimligine bakıp kahkahayı patlattı. Bende ilk ismini öğrendiğimde aynı bu tepkiyi vermiştim ya lan .
"Senden değil Asiye'den istiyorum."
"Orda durcan delikanlı. Bana kimse Asiye demeye cesaret edemez. "
"Öyle mi? Bak ben diyorum ama A-S-İ-Y-E" dedi. Yüzümü buruşturdum.
"Arkadaslar duydunuz mu! Bu müşteri bana Asiye dedi. Sizce Asi ablaniz buna ne yapar?" dediğimde kafedeki herkes sustu.
"Abi ayvayi yedin. Halit abi herkese benden helva yap. Şu arkadasin arkasından helva yemek sevaptir. Asi sende sakin ol bacim fazla abartmadan. Sindire sindire" dedi Mehmet abi. Masadaki yakışıklı çocuk önce yutkundu.
"Hadi ya? En fazla ne yapabilirsin" dediğinde sinirle meyve suyunu başından aşağı döktüm. Arkasından gözüne bi yumruk . O gözünü kapatırken malum bölgesine bir tekme daha attım.
"Ne yapabileceğimi göstermemi istiyor musun hala?" O sırada kolumu biri tuttu ve beni durdurdu
"Asi KOVULDUN!"
"Bravo patron bozuntusu tam zamanında geldin. Biraksaydin da şuna gününü gösterseydim" diye sinirle soludugumda güvenlik kolumdan tutarak dışarı çıkardı. Dışarı çıkmadan
"Beni kovamazsin ben istifa ederim" dedim.
Ama hep dizilerde filmlerde bu repligi kullanıyorlardi. Çok isterdim bende bunu kullanmayı. Sonunda kullandım.
Yavaşça arabaya doğru yürüdüm. Ne yani yaptığımdan utanmam mi gerekiyordu? Ah kesinlikle HAYIR. Çünkü bu mahallede nerdeyse herkes benim ne kadar asi bi kız olduğumu bilirdi.
Arabaya atlayıp eve geldim. Ceycey ve Def ile sabaha kadar oturup patrona beddua ettik. Pardon Ceycey horlaya horlaya uyudu tabiki. Sizce hangi erkek sabaha kadar dedikodu yapar ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Organik Hıyar
Teen Fiction"İnsanı gıcık etmekten başka bir işe yaramıyorsun" "Gıcık bir insanım yani" "Hayır gıcık bir insan değilsin. Çünkü gıcık bi insan olman için önce insan olman gerekir sayın organik hıyar"
