Hazırlanmıştık. Aşağı indiğimizde Savaş ve Buğra bizi kapıda bekliyorlardı. Dün gittiğimiz restorana gidecektik. Ayrıca dün Savaşın yaptıklarını unutmamıştım intikamımı alacaktım. Bunu için çok hain planlarım var tabi.. O zaman eğlence başlasın. Restorana geldiğimizde güzel bi masa bizi bekliyodu. Yavaşça ilerliyoduk. Bunlar ne zaman organize etmişti bu kadar şeyi.
CEREN: Ya siz ne zaman hazırladınız bunları?
BUĞRA: Bi telefonla hallettik güzelim no problem.
NAZLI: Alt tarafı yemek yiyip kalkacaz ne gerek vardı bu kadar şeye.
SAVAŞ: Sen niye bu kadar herşeye karşısın? Kız olduğundan şüphe edicem birazdan. Benim bildiğim kızlar romantik şeyleri sever.
NAZLI: Ben herşeye değil. Ukala ve odunların doğasına karşıyım! Bazı erkekler romantik olalım derken maymun oluyolar haberleri yok.
CEREN: Nazlı lütfen..
BUĞRA: Ya gençler sakin olur musunuz? Nazlı buranın sahibi benim arkadaşım ona geleceğimizi haber verince o ayarlamış. Kötü bi amacımız yok.
NAZLI: Özür dilerim Buğra ama ben bu kadar büyütülecek bişey söylemedim.
Son sözümü söyledikten sonra kimse birşey söylemedi. Ceren ve Buğra oldukça iyi anlaşıyorlardı. Ama masanın bi köşesinde Savaş bey bi köşesinde ben... Kös kös oturuyoruz. Bugün Savaş bey çok sinir ediyo beni. Demekki insanlar dış görünüşü kadar iç görünüşü de güzel olamaya biliyormuş. Yemek faslı bitti sonunda tam kalkıp artık gidelim diyecektim ki tatlılar geldi ama bi tanesi farklıydı. Farklı olan tatlı Cerenin önüne geldiğinde Buğra Cerene doğru döndü.
Ceren ne olduğunu anlamadan şaşkın bi o kadar da heyecanlı bi şekilde Buğraya baktı. Ben tam bişey söylecekken Savaş susmam için işaret yaptı. Onunla konuşmak ve daha fazla muhatap olmak istemiyorum. Bu yüzden sustum ve olay hangi boyutlara ulaşacak onu bekliyorum.BUĞRA: Ceren biliyorum tanışalı bi hafta oldu ama ben senden çok etkilendim. Yani Los Angeles gibi bi yerde hem kendi ülkemden biriyle hemde benimle tüm çılgınlıkları yapacak biriyle zaman geçirmek benim için çok özel ve güzel. Immm şey benimle çıkar mısın?
Ben ağzım bir karış açık ne olduğunu anlamaya çalışırken Ceren heyecandan ne diyeceğini bilmiyo gibi gözüküyor. Gözüm savaşa kaydığında yüzünde hafif bi tebessüm bana bakarken bi yandan Ceren ve Buğraya baktı. CEREN: Buğra... Ben , ben ne diyeceğimi bilmiyorum bu çok ani oldu hiç beklemiyordum.
BUĞRA: Bak biliyorum gerçekten ani oldu o yüzden sen bi kaç gün düşün. Kendini iyi hissettiğinde beni ararsın.
CEREN: Teşekkür ederim. Gidelim mi.artık.
NAZLI: Şey ben arabanın yanındayım sizde gelirsiniz.
Çantamı aldım ve dışarı çıktım. Ceren için endişeleniyorum ama onun anlattıklarını düşünürsem bu onun için çok güzel bi geceydi. İkimiz birlikte olmasakta birimiz bari hayallerine bir adım daha yaklaşmış olacak.
Arabanın önünde otururken kapıdan Savaşın çıktığını gördüm. Ama.görmemiş gibi davranmalıyım. Yada hain planımı tam da bu noktada devreye geçirmeliyim. Hain planım aklıma geldiğinde ilk işim oyuncakcıya gitmek olmuştu. Bir sürü şaka aletleri var .Ama ben en kötüsünü daha doğrusu en iğrençini aldım. Gaz torbası... Savaş daha yeni çıktı kapıdan o buraya gelmeden arabaya yerleştirmeliyim. Tam şoför koltuğunun altına yerleştirdikten sonra çıkacaktım ki
SAVAŞ: Hey ne yapıyorsun sen orda?
NAZLI: Ya neden sessizce geliyorsun korktum. Birşey yapmıyorum telefonumu düşürmüşüm arabaya onu aldım.
SAVAŞ: özür dilerim hahaha
Hiçbirşey olmamış gibi arabanın önüne oturup telefonla uğraştım. Ona küsmüştüm. Konuşmak istemiyorum. Gülsün bakalım son gülen iyi gülermiş.
SAVAŞ: Yaa konuşsana ne diyosun bizimkilerin işine?
Sustum. Hiçbirşey söylemedim.
SAVAŞ: Ya tamam içerde çok kabalık ettim özür dilerim. Öyle söylemek istemedim. Heeyy Nazlı Ya tamam bak....
BUĞRA: Hadi gençler gidelim artık.
CEREN: Nazlı iyi misin tatlım?
NAZLI: İyim İyim çok iyim hemde.
İşte şimdi başlıyoruz. Herkes yerlerini almak üzere. Savaş bana bozulmuştu cevap vermediğim için. Tam Savaş oturdu ve o iğrenç ses çıktı. Hepimiz birden Savaşa bakarken ceren bastı kahkahayı ardından Buğra ve ben... Savaş ben bişey yapmadım diye derdini anlatmaya çalışsa da Ceren ve Buğra gülmekten kendilerini dışarı attı. Dikiz aynasından Savaşa bakarken kulağına yaklaştım ve
NAZLI: Son gülen iyi gülermiş Savaş bey..
Savaş şaşkın bir şekilde arabadan indi ve koltuğun altına baktı o sırada ben çoktan dışardaydım. Bozuldu. Sinirlendi. Birazda utandı. Ama hak etti.
SAVAŞ: Senin işin demi bunu buraya koymak?
NAZLI: Tabikide evet! İntikam alacağımı söylemiştim. Bi daha.benimle uğraşma.
Savaş o an bana öyle bi baktı ki... Neyse ya banane. Ceren ve Buğra da olayı anlamış olacaklar ki kahkaha atmayı kesip bize bakıyorlardı. Cerene gelmesi için işaret yaptım ve Restaurantın önünde bekleyen taksiye binip otelin yolunu tuttuk.
Yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alayına Los Angeles "Otostop Aşkı"
RomanceYıllar geçmişti çoktan... Ceren ve Nazlı`nın artık hayallerini gerçekleştirme zamanı gelmişti. İstikamet LOS ANGELES... NAZLI: esmer, asi ,sevimli, birazda korkak , Cerenle lise 1 den buyana arkadaşlar. İki hayalleri vardı. Birini gerçekleştirdiler...