6. Bölüm - Dövmeci

3.4K 198 13
                                    

Pekala, benden tabii ki de böyle bir bölüm sonu bekliyordunuz. Böyle sonları severim. Bölümün sonunu okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Playlist: The Neighbourhood - Staying Up

İhanet etmiş gibi hissetmek nedir bilir misiniz? Önce alnınızda ter damlaları birikmeye başlar. Ardından kalbinizde büyük bir yangın çıkar. Gözleriniz, kalbinizdeki yangın yüzünden acı acı bakar etrafa. Adımlarınız sıklaşır ve yüzünüzü buruşturursunuz. İşte ben de öyle hissediyordum. Dudaklarıma değen dudakları kendimi böyle hissetmeme yol açmıştı. Fakat bu hikayede ihanet etmiş gibi hisseden son kişi ben olmalıydım. Öpüştüğüm adamın bir sevgilisi vardı. Birkaç gün önceye kadar evleneceğim adamı bir kadınla yatakta basmıştım. Babam, annemi tatilde tanıştığı bir kadınla aldatmıştı. Ben? Ben kime ihanet etmiştim? Aşkıma mı?

Dudaklarımdaki baskısı artarken elleri sırtımda dolaşıyordu. Hemen o saniye durdurmalıydım onu. Onun bir sevgilisi vardı. O kız bunu öğrendiğinde nasıl bir acı çeker çok iyi biliyordum. Ben de bu acıyı yaşıyordum! Ama... Ama yapamıyordum. Benimkilere mühürlenmiş dudaklarını atamıyordum üstümden. Yanlıştı. Çok yanlıştı. 

Sonunda kendime geldiğimde Ali'yi yavaşça ittirdim. Ali dudaklarını benimkilerden ayırdığında gözleri anında gözlerimi buldu. Sanki o deniz gözlerinde yangın var gibiydi. Ateşi buradan görebiliyordum.

"Ö-özür dilerim." dedi kendine geldiğinde.

Aramızda geçen uzun bir sessizliğin ardından yaslanmakta olduğum kırmızı binanın duvarından kendimi ayırdım ve, "Ben gitsem iyi olacak." diyerek hızlı hızlı sokaktan çıktım. Ali'nin arkamdan seslenmelerine rağmen durmadım ve hızlı hızlı yürümeye başladım. Ara sokak, çarşıya açılıyordu. Çarşı kalabalıktı. Aileler, sevgililer, birlikte eğlenen arkadaş grupları... Bir an onlardan biri olmak istedim. Olamadım. 

***

Eve geldiğimde Ada ve Gülizar Teyze kapıdaki çardakta oturuyorlardı. Yorgun bir nefes vererek yanlarına oturduğumda Gülizar Teyze'nin yüzündeki meraklı tebessümden anladığım kadarıyla bana sorular soracaktı.

"Hoş geldin canım." dedi Ada oturduğu yerden kalkarak, "Dur ben sana çay getireyim."

Başımla onu onayladığımda o içeri girdi. Gülizar Teyze ise gülümseyerek ellerimi tuttu, "Sevdin mi bakalım burayı?"

"Evet, çok güzel bir yer." dedim dalgın dalgın. Aklım hala Ali'deydi. Kim bilir ne yapıyordu şu anda? Dudağı da patlamıştı zaten benim yüzümden. Ah Selin ya! Ne salak kızsın sen. Gidiyorsun elin tanımadığın adamıyla dans ediyorsun. Suç sende.

"Sabah öyle çıktın gittin. Çok merak ettik seni." dedi Gülizar Teyze Ada'nın gelmesiyle. Bu sırada önüme konan çaydan bir yudum aldım.

Dudaklarımı birbirine bastırdığımda gözümün önüne öpüşü geldi. Bu görüntüyü hızla gözlerimin önünden kaldırdım ve gülümsedim, "Canım sıkıldı biraz sabahki olaya. Zaten gezecektim buraları. Biraz erken oldu o kadar."

"Kimdi o çocuk Selin ya? Çatladım meraktan!" dedi bir bacağını diğer bacağının üzerine attığında. Gülizar Teyze'nin delip geçen gözleri anında Ada'yı bulmuştu. Ada sus pus oturunca açıklama gereği  hissettim. Sonuçta ben bu insanların evlerinde kalıyordum ve bu sabah evlerine gelip kendilerini ortalığa rezil eden adamın kim olduğunu bilmeye hakları vardı.

"Sabah gelen benim eski erkek arkadaşım, Emre. Kötü bir şekilde ayrıldık da, ziyaret etmek istemiş anladığım kadarıyla. Kusura bakmayın sizi de rezil etti herkese." dedim mahçup bir sesle.

İncir | AlSelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin