Efsane

68 3 0
                                    

Uyandığımda başımda tuna dikilmiş bana boş gözlerle bakıyordu. Uynadigimi fark ettiğinde muzip bir siritis tüm yüzünü kapladı.

-Sana minik bir hikaye anlatmamim zamanı geldi.

Anlamsız gözlerle ona baktim

"Yine ne var tuna?"

Güldü.

-Sadece beni dinle.Isimize yarayacak.

Dogruldum ve sırtimi soğuk duvarla bulusturdum

- Haslar ve kosaklar eskilerden beri bir tekabet içindedir.iki kabile birbirine her zaman kötü davranmis,canlarına kiymislardir.sebebi nesilden nesile söyle altarilmaktadir:
Haslardan ali,soyu başlatmış ve doğuştan kosaklara karşı bir kin beslemistir.sonraki yıllarda çıkan kurban etme töreniyle ali bunun kosaklari yok etmek için güzel bir fırsat olduğunu düşünür.her yıl tam bir senenin bittiği günde kurban edilecek kosagin ensesine çarpı işareti basılır ve diğerlerinden ayrılmasını sağlarlardi.kurban edilicek kişi yüksek bir dağa çıkarılır ve kurban için yakılan ateşte yakılırdi.bir süre sonra bu durumun. ciddiyetine varan kosaklar bir kurbanın da Haslardan gitmesi için Aliye isyan ederler . Ali bir konsey oluşturur ve tüm hasları toplayarak kosakalarin kurban edilmesine karar verirler. Bu haberi duyan Kosaklar isyan çıkarırlar ve Kosaklar birer birer katledildi. Öldürme hevesiyle dolup taşan ali bu geleneği nesilden nesile aktarır. Ali ilk önce kosaklarin liderini acımasızca katleder. Yeterli olduğunu düşündüğü zaman bile içinden yükselen bir fısıltı onların hepsini katletmesini söylüyordu. Ona uydu. Hepsini teker teker katlettigini sanıyordu ama yanilmisti. Çevreye yayılan Kosaklardan bazıları kurtuldular ama bazıları o kadar şanslı değillerdi. Alinin çevreye yerleştirdigi haslar onları gördüğü yerde katletmekle gorevliydi. Bulduğu yerde onları öldüren haslar o kadar dikkatli değillerdi belkide. Çünkü bir kişiyi kacirmislardi. Soyun babasıydi o.

Ona anlamsızca baktım. Ne yapmaya çalışıyordu? Hayatımı mahvetmeye mi yoksa aklımı mi kaçırmami istiyordu?

"Korkuyorum"

Dedim celimsiz cikan sesimle. Acımasızca güldü. Gülüşü yerini hain bir sırtıtisa bırakırken söylendi

-sana görevini söyledim. Bunları yapmakla yükümlüsun.

Kafamı iki yana salladim.

"Bunlar gerçek olamaz."

Tuna ağzından bir kahkanin kaçmasina izin vererek konustu. Sesi bir gece kadar soğuk gözleri yıldızlar kadar parlakti.

"En az senin kadar gerçek"

Gözlerimi kapadim ve havanın akciğerlerime dolmasına izin verdim. Gözlerimden süzülen bir damla yaş yanağına suzulurken burnumu çektim. Tuna nin söylendiğini duyabiliyordum.

-şimdi de ağlayacak mi? Tanrım.

"Ağlamam için hiç bir sebep yok! Aklımı yitirdim bir hastaneye kapatıldım ve hala agladigim için söyleniyor musun?! Sen gerizekalinin tekisin ve acı nedir bilmiyorsun!"

Bir anda gürledi ve yerimde sıçramami sağladı.

-acı nedir bilmiyor muyum sanıyorsun?  Her insan hayatında bir kere bile olsa acı çekmiştir! Burada bile olman büyük bir şans. Ben ölüyüm özge. Ve bunu bana yapan sensin.

Yaşlar benden izinsiz yanagimdan suzulurken hickirdim.

"Bilmiyor muyum sanıyorsun?! Her gün bu acıyla yatıp kalkmak bu acıyla yaşamak çok mu güzel ya!"

Bir hiçkirik daha bogazimdan yükselirken gözlerimi tunaninkilere kilitledim.

"konuşmaya hakkın yok."

Dedim içime dolan bir anlık cesaretle.

"Ve beni ağlatmaya da."

Bir anda ayağa kalktım ve işaret parmağını yüzüne dogrulttum.

"Beni ağlatmaya hakkın yok."

Bacaklarımin beni daha fazla tasiyamayacagini anladigimda odanın köşesine coktum ve kafamı dizlerimin arasına aldım. Belli belirsiz çevremde duyduğum ayak sesleri boynumda hissettiğim bir nefese dönüştü. Soğuk sesi kulaklarımi doldururken derin bir nefes aldım

-sen bir kızın uzulursen aglarsin ben bir erkeğim uzulursem uzerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞizofrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin