|1.Bölüm|

803 38 6
                                    

Çalıştığım kafenin önüne geldiğimde, masaları silen iş arkadaşım Mert, bana kocaman gülümsedi. Ben de reverans yaparak el salladım ve içeriye girdim.

"Oo..geldin demek."

"Evet Kemal Ağabey."

Mutfağın arkasında bulunan personel odasından kafenin çalışanlarının taktığı ve bana da verilen belden önlüğü taktım ve aynaya baktım.

Bende hoş duruyordu. İnkar edemem.

Suratıma müşterileri sevecen karşılamamızı tembihleyen Kemal Ağabey'in istediği gülücüklerden yerleştirdim.

Kemal Ağabey, ben ailemden kopup bu şehre taşındığımdandır bana destek çıkan tek insandı.

Bana uygun fiyata bir ev satın almış, benden para almadan beni o eve yerleştirmiş ve kendi kafesinde garsonluk işi vermişti.

Aylık maaşım kesinlikle bana yeterde artıyordu.

Kafenin kapısının üstündeki zil çaldı ve biri kafeye girdi.
Bir bayandı bu. Yanında küçük bir kız çocuğu vardı.
Onlara imrenerek bakarken bir zamanlar bende o kız gibiydim diye geçirdim.

"Kızım, siparişleri alsana."

"Tamam Kemal Ağabey."

Elime önlüğümün cebinden çıkardığım not defterini ve tükenmez kalemi alıp onlara ilerledim.

"Yardımcı olabilir miyim? Ne istersiniz?"

Menüyü elinde tutan kadın, sevgiyle kızına uzattı. "Ben seçtim bebeğim. Sen hangisini alırsın?"

Kız gözlerini menüde gezdirdi ve parmağını bir noktada sabitledi. "Bu."

"Tamam. Ben bir filtre kahve alacağım." Kadın bunu söyledi ama kızı sessiz kalmıştı. "Kızım, sen de siparişini versene ablaya."

"Ben de çilekli milkshake istiyorum."

Başımla onaylayıp gülümsedim. "Tamam küçük hanım. Beş dakikaya getireceğim."

Mutfağa geçip siparişleri yazdığım kağıdı aşçının panosuna astım. Aşçılar üç kişiydi. Selim Ağabey, Aygül ve Deniz.

Beş dakika sonra granit tezgahtan siparişleri aldım ve kadınla kızın olduğu masaya götürdüm.

"Buyrun. Afiyet olsun."

Onlar siparişlerini silip süpürme işlemine başlarken, "Başka bir isteğiniz?" diye sordum.

"Teşekkür ederiz ablası. Gerek yok."

Ben kimlerin ablası oldum bu anneler yüzünden.. Kimlerin gözü korkutuldu beni iğneci abla kimliğine bürüyerek

Birkaç saat sonra kafeye biri girdi ki, az kalsın elimdeki siparişler camdan uçuyordu.

Bu o çarptığım hödüktü!

BENİMSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin