Yıl 1969.. Evli ve mutluydu Fadime. Bir köyde yaşıyorlardı. Kocası Mahmut ile çok mutlulardı.bu mutlukları evlerine neşe getiren küçük bebeleri ile oldu.İşte o gün Fadime'nin çok sancısı vardı.Saat gecenin ikisiydi Mahmut hemen köydeki Banu Ebeyi çağırdı.Ebe hemen kaynamış su getirip zorlana zorlana bebeği çıkarmaya çalıştılar. Kocası Mahmut ve birkaç arkadaşı dışarıda gözlerinin içi mutlu ama kalbi endişe doluydu neyse ki ebe gelip hayırlı bir haber verdi.
Gözünüz aydın Allah analı babalı büyütsün .Nurtopu gibi bir kızınız oldu.dedi
Mahmut sevinse mi üzülse mi bilemedi çünkü doğumdan bir gün önce askerler yaşı tutanları cepheye çağırıyorlardı.Mahmut da ne yapsın vatan borcu kundakta bebesi olan bile gidiyordu cepheye.Eee tabii onun da artık kundakta bir bebesi vardı.
Fadime doğumunu yapmış,eşi ile evin yolunu tutmuştu.Eve gidip bebesinin üstüne al bir eşarp örttü o gece Mahmut'un üzgün olduğunu farketmişti.Neyin var senin bey yoksa bebemiz kız oldu diye yasmı tutarsın?
Mahmut artık her şeyi anlatacaktı.
Hayır hanım beni cepheye çağırdılar yarın sabah cephenin yolunu tutacağım.
Fadime donup kaldı ne diyeceğini bilemedi.Sonuçta eri vatan içın savaşacaktı.Neyse dedi içine attı. Yarın ola hayrola deyip lafı geçiştirdi.Ama içi kan ağlıyordu.Gece hiç uyumadı bir bebesine baktı bir de erine...
Mahmut çocuğu doğmadan önce Fadime hamile iken,şu sözlerde bulunmuştu:
Fadime namusumuz,canımızdan çok sevdiğimiz evladımıza savaşta kaybettiğim rahmetli anamın ismini verelim.Evladımızın ismi "AYŞE"olsun.demişti.
Fadime kocası Mahmut Arabistan'a savaşmak için gittiğinde aklına Mahmut'un bu sözleri gelmişti bunun için köydeki müezzin Bekir'i çağırttırdı.Müezzin Bekir kulağana ilk önce ezanı sonra da adını okudu...Bu okuyuş Mahmut'un kulağında yankılandı...