Fadime'nin göz yaşları dinmek bilmiyordu.Kızına kötü bir şey yapmalarından korkuyordu Fadime.Fadime ağladığı sırada bir Asker içeri girip Fadime'nin kolundan tutup dışarı sürüklemeye başladı.Fadime'yi de diğer esirlerin de olduğu bur yere getirdi, herkes telaş içinde bekliyordu.Bir asker çıkıp bağırarak dikkatleri üzerine çekmeye çalışıyordu.
"Çocuklarınız elimizde onlara hiçbir şey yapmadık."
Herkesin rahatladigı belliydi.
"Fakat çocuklarınızı bir süre göremeyeceksiniz.Çünkü çocuklarınız bir süre Amerika'da kalacaklar.
Fadime'nin adeta eli ayağı boşalmıştı."Çocuklarınızı sadece 3 ayda bir kez görebileceksiniz.Sorun çıkartan sonucunu katlanır.!!!"
Askerler herkesi teker teker koğuşuna götürmeye başladı.Fadime ağlıyordu.Kızını bir daha göremeyeceği hissine kapılıp ağlıyordu garibim...
Fadime koğuşuna gelmişti. Gözleri bir noktaya sabit öylece bakıyordu.Gözlerinden süzülen bir kaç yaşı silip kapıya yaklaştı.Kapıya tüm gücüyle vurarak;
"Kızımı getirin,Ayşa'mı getirin bana!"
Asker bir hışımla içeri girdi.
"Sus be kadın sus!."
"Susmam! Ayşa'mı getirene kadar susmam!"
Asker elini kaldırıp Fadimeye güçlü bir tokat geçirdi. Fadime acıyla yere düşmüştü. Asker Fadimeye yaklaşıp ayağıyla tekme atmaya başladı.
"Bırak!Yapma namussuz herif!"
Fadime acı çığlıklarını atmaya devam ediyordu. Kimse duymuyordu onu,duymazdı. Yukarıda onu gören kocası hariç...