-Flashback-
16 Eylül- 2024
İki beden gürültülü yerden çıkmış,birbirlerine yaslanarak yürüyorlardı. Tam anlamıyla sarhoş olmasalar bile kendilerini ufak kıkırdamalar bırakmaktan alıkoyamıyorlardı.
"Since you been gooone i can breathe for the first time. I'm so moving ooon yeah,yeah.." Esmer olan oldukça yüksek sesle şarkı söylemeye kalktığında yanındaki minik ciddi olmaya çalışarak söyledi,
"Tanrım tam bi işkencesin Jongin. İnsanlar polisi aramadan kes sesini."
"Polisiii nedennn arasııınnlar bedava konser veriyorum burada." peltekleşen sesiyle cümleleri toparlayamıyordu.
"Hem onlar da uyansın. Çok eğlenceli bi gece değil mi ? Ne kadar sıkıcılaaaaar..." uzatarak söylediğinde yanındakinin gülmesine neden olmuştu.
"Cidden çok şapşalsın." dudaklarının kalp şeklinde kıvrılmasına neden olacak şekilde gülümseyerek diğerinin gözlerinin içine bakıyordu. Jongin de sevgilisinin güzelliği karşısında ciddileşmişti. Yoğun bir şekilde iri gözlere bakıyordu.
"Sana çok aşık bir şapşal..."
Sevgilisinin yüzüne doğru eğildi. Dudaklarına belli belirsiz bir buse kondurdu. Geri çekilmeden öylece duruyordu. İki bedenin de yukarı kıvrılan dudakları birbiri ile temas içerisindeydi. Öylece hissediyorlardı. Huzurla dopdolu olmayı...
Sonunda minik olan bir adım geri çekildi.
"Sokakların birinde sızıp kalmadan önce eve gitmeliyiz."
"Ahh sevgilim tam bir odun." diye söylendiğinde esmer olan dizine bir tekme yemişti.
"Tamam tamam." ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı ve sevgilisinin elini tutarak yürümeye devam etti.
"Çok...ıssız." ürkerek söyledi sevgilisi.
"Korkma...yanında ben varken korkma. Koruyucu meleğin burada." göz kırptı.
Yanakları hafifçe kızardığında başını eğerek yürümeye devam etti sevgilisi.
Bir köprünün altına geldiklerinde karşılarında kendilerinden yaşça küçük duran iki kişi gördüler. Gri hırka giyen genç onlara doğru yaklaştıklarında minik beden endişeyle yanındaki esmerin elini sıkmaya başlamıştı.
"Hey! Bozukluk var mı?" genç, sırıtarak söyledi.
"Hiçbir şey yok siktir git." kaşlarını çatarak söyledi esmer olan.
"Sert erkek bozuntusu ha?" o sırada gözleri minik bedene takıldı.
"Tanrım sübyancı bir ibne filan mısın? Yoksa erkek değil mi?" aniden elini minik bedenin bacaklarının arasına götürdüğünde esmerden yumruk yemişti.
Öfke ve adrenalin yüzünden artık sarhoş gibi hissetmiyorlardı. Genç, ağzına biriken kanı tükürdü. Esmer olan sevgilisinin elinden tutup hızla oradan uzaklaşacağı sırada önlerini kesti.
"Bunu ödemeden gidebileceğini mi sandın puşt herif?" Karnına attığı tekmeyle esmerin ikiye bükülmesine neden oldu.
"Jongin!"
"Soo...yapabildiğin kadar hızlı bir şekilde uzaklaş buradan."
"Ssa-saçmalama. Seni nasıl burada bırakıp gidebilirim aptal!" gözlerinden yaşlar süzülürken titreyerek söyledi.
"Git dedim!" ikinci bir tekmeyle tamamen yere serildi.
"Defol."
Diğer genç yerden aldığı demir sopayla onlara yaklaştı. Minik beden korkarak geri geri adım atarken arkasındaki gence çarptı. Genç, onu sıkıca tuttuğunda ne kadar çaba sarf ederse etsin elinden kurtulamadı. Diğeri demir sopayı yerde sürükleyerek önüne geldiğinde esmer olan onun paçasını kavradı. Fakat aldığı karşılık demir sopanın hızla başına inmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uncontrollable
Fanfiction"Ne kadar tuhaf olursa olsun kendimi onu sevmekten alıkoyamıyorum. Hayatımın bir parçası haline gelmesini engelleyemiyorum."