izmir

29 2 0
                                    

Biz şeyda ile işlerimizi bitirdikten sonra eve gitmek için servislere doğru yürürken birisi beni itti ve de kısa bir süreliğine de olsa dengemi kaybettim. Arkamı döndüğümde karşımda sinir bozucu sırıtışıyla duran bir begüm ile karşılaştım. Begüm hemen ağzını yayarak konuşmaya başladı. Ağzında sakızını gevişleye gevişkeye çiğneyip mahalle kadınları gibi patlatıyordu. O öyle yaptıkça ağzına ıslak odunla vurasım geldi. "Selam aptal bugün çok güzel temizlediniz doğrusu nasıl olsa ben ayağımı uzatıp işleri başka birilerine " dedi. Bende hemen "o yüzden mi asrın seni koridorları dilerken görünce yüzünü saklamaya çalıştın diyince bir anda yüzündeki sırıtma hemen kayboldu ve de beni omuzlarımdan itti. Ama ben hic bu itmeden kılımı dahi kıpırdatmadım. Sonra ben onu itince bir anda yere yapıştı. O anda asrın yanımıza koşarak geldi ve de beni itti. "Ne yaptığını sanıyorsun sen aptal "diye bağırdı. Aslında beni itince servislerin olduğu yerdeki alanın duvarına sırtımı çarptım ama canım çok acımıştı. İnlememek için kendimi zor tuttum. O anda yanımıza koşarak gelen tugayı gördüm. Koşarak asrının suratına çok sert bir yumruk atmıştı. Asrının afalladığı çok belliydi zaten burnu kanamıştı. O anda tugayın atacağı ikinci yumruğu engellemek için kolunu sıkıca tuttum ama nafile. Tugay çoktan vurmuştu ama asrının tugayın karnına diziyle vurmasıyla tugay bir anda çok yüksek bir sesle inleyip kendini yere atması bir oldu. Kendini dizlerinin üzerine düşürmüştü yani daha yere yığılmamıştı. O anda bizim servisçi koşarak geldi ve de tugayı yerden kaldırmaya çalışmıştı bende ona kalkması için yardım ediyordum. Rengi bem beyaz olmuştu. O anda asrının üzerine atlayıp ons vurmaya başladım. Bir yandan da ona bağırararak "sen kendini ne sanıyorsun gerizekalı şey senden nefret ediyorum istersen okuldan atıl umrumda dahi değil sana yardım filan etmeyeceğim ne halin varsa gör dedim ve de ona vurmayı kesip servise doğru yürüdüm servis de ki herkes camlara vatos gibi yapışmışlardı. O anda tam binecekken asrın konuşmaya başladı bende durdum ve de dinlemeye başladım ama yüzüne bakmıyordum."sizinle işim bitmedi asla pes ettiğimi sanma " dedi. Bende "hı hı ok "diyerek geçiştirip servise bindim. Tugay en arkada acılar içinde kıvranıyordu. Ona doğru hızlıca ilerleyip yanına oturdum. Karnını açtım vede o anda neye uğradığını şaşırdım. Ağzım on karış açılmıştı. Ve de o anda çığlık attım. Tugayın karını kanıyordu. Ve de çok hızlı ben karınını açmadan bir kaç saniye önce kanamaya başlamış gibiydi. Ben çığlık attıktan sonra bütün servis bana döndü. Herkes ne olduğunu anladı ve de servisçiye hastaneye gitmesini felan söylüyorlardı. Kanaması çok hızlanmıştı. Elim çok kötü titriyordu. Tugay " dikişlerin açılmış "dedi. Bende " siktiğimin bebesi ya off şu asrın denen şerefsizi elime geçirirsem" diye mırıldandım. Sonra servis de ki kızlar peçete uzatmaya başladılar bnde akan kanı durdurmak için üzerine koydum. Tugay beni inceliyordu. Ama canının yandığı çok belliydi. Rengi morarmıştı. Vücudu kas katı kesilmişti. Biz şeyda ile işlerimizi bitirdikten sonra eve gitmek için servislere doğru yürürken birisi beni itti ve de kısa bir süreliğine de olsa dengemi kaybettim. Arkamı döndüğümde karşımda sinir bozucu sırıtışıyla duran bir begüm ile karşılaştım. Begüm hemen ağzını yayarak konuşmaya başladı. Ağzında sakızını gevişleye gevişkeye çiğneyip mahalle kadınları gibi patlatıyordu. O öyle yaptıkça ağzına ıslak odunla vurasım geldi. "Selam aptal bugün çok güzel temizlediniz doğrusu nasıl olsa ben ayağımı uzatıp işleri başka birilerine " dedi. Bende hemen "o yüzden mi asrın seni koridorları dilerken görünce yüzünü saklamaya çalıştın diyince bir anda yüzündeki sırıtma hemen kayboldu ve de beni omuzlarımdan itti. Ama ben hic bu itmeden kılımı dahi kıpırdatmadım. Sonra ben onu itince bir anda yere yapıştı. O anda asrın yanımıza koşarak geldi ve de beni itti. "Ne yaptığını sanıyorsun sen aptal "diye bağırdı. Aslında beni itince servislerin olduğu yerdeki alanın duvarına sırtımı çarptım ama canım çok acımıştı. İnlememek için kendimi zor tuttum. O anda yanımıza koşarak gelen tugayı gördüm. Koşarak asrının suratına çok sert bir yumruk atmıştı. Asrının afalladığı çok belliydi zaten burnu kanamıştı. O anda tugayın atacağı ikinci yumruğu engellemek için kolunu sıkıca tuttum ama nafile. Tugay çoktan vurmuştu ama asrının tugayın karnına diziyle vurmasıyla tugay bir anda çok yüksek bir sesle inleyip kendini yere atması bir oldu. Kendini dizlerinin üzerine düşürmüştü yani daha yere yığılmamıştı. O anda bizim servisçi koşarak geldi ve de tugayı yerden kaldırmaya çalışmıştı bende ona kalkması için yardım ediyordum. Rengi bem beyaz olmuştu. O anda asrının üzerine atlayıp ons vurmaya başladım. Bir yandan da ona bağırararak "sen kendini ne sanıyorsun gerizekalı şey senden nefret ediyorum istersen okuldan atıl umrumda dahi değil sana yardım filan etmeyeceğim ne halin varsa gör dedim ve de ona vurmayı kesip servise doğru yürüdüm servis de ki herkes camlara vatos gibi yapışmışlardı. O anda tam binecekken asrın konuşmaya başladı bende durdum ve de dinlemeye başladım ama yüzüne bakmıyordum."sizinle işim bitmedi asla pes ettiğimi sanma " dedi. Bende "hı hı ok "diyerek geçiştirip servise bindim. Tugay en arkada acılar içinde kıvranıyordu. Ona doğru hızlıca ilerleyip yanına oturdum. Karnını açtım vede o anda neye uğradığını şaşırdım. Ağzım on karış açılmıştı. Ve de o anda çığlık attım. Tugayın karını kanıyordu. Ve de çok hızlı ben karınını açmadan bir kaç saniye önce kanamaya başlamış gibiydi. Ben çığlık attıktan sonra bütün servis bana döndü. Herkes ne olduğunu anladı ve de servisçiye hastaneye gitmesini felan söylüyorlardı. Kanaması çok hızlanmıştı. Elim çok kötü titriyordu. Tugay " dikişlerin açılmış "dedi. Bende " siktiğimin bebesi ya off şu asrın denen şerefsizi elime geçirirsem" diye mırıldandım. Sonra servis de ki kızlar peçete uzatmaya başladılar bende peçetenin yaraya yapışacagini bilerek almadim ve hırkamı çıkartıp yaraya bastırdm Tugay beni inceliyordu. Ama .canının yandığı çok belliydi. Rengi morarmıştı. Vücudu kas katı kesilmişti.Aklima kolonya geldi ondada alkol yok mu tendiriyottada var belki işe yarar diye "Kolonya lazm " dedim tam kolonyayi hırkaya dökecekken Tugay "Açık yaraya kolonya dökülmez" dedi bende "mikrobu alir iyi olur izin verde dökeyim" dedim Tugay elimden tuttu ve " kolonya mikrobu almaz aksine yarayı açar" dedi bende dediğini yaptm ve serviscimiz hastaneye geldi hemen indik Tugay artık dayanamıyodu yürüyecek hali yoktu hemşireler durumu anlamiş olacak ki sandalye getirdiler ve muane odasina gittiker bende peşlerinden gittim tabi doktor geldi ve dikiş attilar önemli bir şeyi yokmuş doktorun verdiği ilaçlari almaya gittim ve hastaye geri döndüm Tugayla birlikte taksiye bindik bizim eve geldiğimizde Tugay'a "Görüşürüz" dedim ve özür dilercesine baktm oda görüşürüz dedi ve taksi yanimdan uzaklaştı eve girdim Asrına gerçekten sinirlenmiştim annem evde yoktu bende birşeyler atıştıp parka gittim. Parka gittiğimde bankta oturan Tugayı görmemle şaşirdm gittim yanina oturdum ve bir sürü soru sormaya başladm yaran nasil oldu vs sonra Tugay bana döndü ve beni kendine çekerek öptü OMG
( ) geri çekildiğimde karşımızda Furkan'la Asrın'ı görmemle ikinci bir şok yaşadim görmüslerdi utandimdan iliklerime kadar kızardigima emindim. Asrın hiç bir şey söylemeden tugaya kafa attı furkan hiç bir tepki vermeden eli cebinde duruyordu. Ben bir anda asrının kolunu tutup vurmasını engelledim ama bir anda dirseğiyle suratıma çarpınca yere yığıldım. Furkan nida iyi misin diye sordu ama konuşamıyordum. Birden burnum aktı sandım ama yüzümden aşağı hızla süzülen şey kandı. O anda biraz korkmuştum sonra şeydanın nida diye çığlığını duydum. Her akşam köpeğini gezdirmeye bu parka getirirdi kesin yine gelince beni gördü. Şeyda küçük çiçekli çantasından peçete çıkardı. Burnumun kanaması durduktan sonra asrının omzuna omzumla vurarak şeydayla yürüdük. Şeyda dan telefonunu vermesini istedim annemi arayacaktım. Annemi aradım. Telefon ikinci çalışında açılmıştı. Ama telefonu açan kişi bi sn bi sn annem değildi bi adamdı sarhoş olduğu belliydi anneme aşkıım pi kelepilir misin diye seslendi annemde geldim bebeğim dedi o da sarhoştu. Sonra telefonu bi hışımla kapatıp. Ağlayarak oradan ayrıldım şeytanın eline telefonu sıkıştırdım. Şeyda arkamdan bağırıyordu ama tınlamıyordum. Ben o şekilde giderken. Sokak lambasının altında sigarasını içen asrın ile karşılaştım. Ağlayarak yanından geçtim. Aklıma bir fikir gelmişti. Bize bir kere çilingirci gelmişti onun numarası zaten tabelasında yazıyordu buradan net bir şekilde gözüküyordu. Orada çalışan oğlanı da tanıyordum. Bize geldiğinde tanışmıştık. Evimize hırsız girdiği zaman çsğırmıştık kilitleri değiştirtmek için. Tam numarayı girmek için telefonu alıcakken şarjının olmadığı aklıma geldi. Sonra dükkana girmeye karar verdim. Dükkanda o oğlan vardı. Eve gelip değiştirdi. Para mevzusuna gelince "annem kendi ödeyecek. Parasını "dedim. Eve girer girmez telefonumu sarja taktım ve valizimi hazırladım. Makyaj çantamıda çantama attıktan sonra artık hazırdım. Üzerimi değiştirdim. Gri dar bir pantalon. Üzerine ise gri gömleğimi giydim. evde kimse yoktu çünkü mert arkadaşın da kalıcaktı beraber playstation oynayacaklardı. Telefonumu sarjdan aldıktan sonra evden çıktım ama son anda ayakkabılığın üzerindeki 200 tl gözüme çarptı onu da yanıma aldım. Sonra odama tekrar girip komidindeki paramıda aldım. Zaten o 200 tl benim bu yaz çalışıp biriktirdiğim paralarımdı. Anneme vermiştim ama umrumda değildi. Evden çıjtım ayakkabı olarak gri -mavi spor ayakkabılarımı giyip çıktım. Hemen bir taksiye atlayıp Havaalanına gidicektim. Giderkende şey da ya mesaj attım çünkü gerçekten konuşacak halde olduğumu düşünmüyordum. Babamın yanına gidecektim orada kalıcaktım İzmirde. Zaten babamın kendi evinde benim için kendimin dizayn ettiği bi odam vardı . Havaalanında inmeden hemen önce parayı vermiştim. Fazla tutmamıştı. Havaalanına varır varmaz bir uçak bileti alıp bekledim uçağa binmeme 2 saat vardı. Bende telefonumdan müzik dinledim. Yanıma üzerinde "fuck " yazan bir capi olan dudağında piercing takan bi oğlan oturdu. Benim yaşlarımda gibi gözüküyordu. Bende gözlerini çocuktan alıp tekefonumla uğraşmaya devam ettim. Şeyda ya sonra konuşalım yazıp. Telefonumu kapattım. Zaten uçağa binmeme yarım saat kalmıştı. Sonra ayağı kalkıp dışarı çıktım valizlerimide yanıma aldım. Sonra uçağımın adı anons edildi zaten. Bende hemen bindim. Uçak hareket etmeden önce telefonumu geri açıp facede beni bekle babacığımm yazdım yani bu şekilde herkese telefonda anlatmak zorunda kalmam diye düşündüm. Yanıma benden 1 2 yaş küçük gibi duran bir kız oturdu. Bende geri telefonuna dönüp kulaklığımı taktım. Müzik dinlemeye başladım. Mabel matiz -gel şarkısı çalıyordu. Onu dinledim zaten uykuya dalmışım uyandığımda uçak pilotu varmamıza 15 dk kaldığını söyledi bende kulaklığımı kapatıp telefonumu da çantama atmıştım. Telefonum uçak modundaydı bu yüzden arama gelmemişti. İzmire varınca telefonla hemen babamı arayıp oraya geldiğimi söyledim oda hemen büyük bir heyecanla tamam ttlım diyerek telefonu kapadı. Babam gelene kadar gelen aramalara ve de mesajlara baktım annem 23 kere şeyda 45 kere furkan 13 kere aramıştı. Ve de yabancı bir numara 86 kere aramıştı. Gerçekten bu kim diye merak etmiştim. Mesajlara bakacakken vaz geçip evde bakarım diye düşündüm. Babam gelince valizleri kendi koydu sonra arabaya sürücü koltuğunun yanına oturup sohbet ettik. Babama gerçek gelme sebebimi söylemedim. Okulumuz 1 hafta tatildi deneme sınavı olunucaktı sonra müdür bunu 1 haftaya tamamladı bende bunları söyleyerek konuşmaya son verdim eve girdiğimizde farklı ve lüks bir villa gördüm babam taşınmıştı. Ben babamdan hemen müseade isteyerek banyoya girdim. Saat sabah 7.30 olmuştu banyodan çıktığımda. Sonra içime mayomu giydim çünkü burada ayrı mayolarım dururdu hep. Mayonun üzerine de kot şortumu üzerine de " bla bla bla bla bla bla " yazan tshirtimi giydim. Sonra kahvaltı için çağırıldım aşağı hızlıca inip kahvaltımı yaptım. Sonra telefonum çalınca sofradan kalkıp açtım. Arayan kişi şeyda idi. Hemen konuştuk herşeyi anlattım ve de bana buraya geleceğini söyledi bende hemen reddetip kafa dinlemek istediğimi söyledim. oda anlayışlı karşılayıpkabul etti. Bende babamdan sonra izin isteyip plaja gideceğini söyledim ama söylemeden önce çantsmı hazırladım güneş kremim vardı zaten. Gğnrş gözlüğüm ve telefonum kulaklığım derken çantayı doldurdum. Hazırladıktan sonra dev şapkamı da ayakkabılıjta buldum. Babam demek ki oraya koymuş. Babama söyledim o da dikkatli olmamı söyleyip para verdi belki ne olur ne olmaz diye. Bende evden çıkıp plaja yürümeye başladım. Hiç uzak değildi zaten. Burası feci derece de tenhaydı. Çook az kişi vardı. Bende denize en yakın şenzlongu seçip havlumu serdim. Yüzme bilmediğim için bir tek ayaklarımı sokacaktım. Ayaklarımı soktum ama buz gibi soğuktu. Zaten yüzme bilmediğim için kendimi teprik ettim ssjs biraz öyle durduktan sonra birisi belimfen tutup suya atladı belini hiç bırakmıyordu. Sıkı sıkı tutuyordu. Ben arkamdaki kişiye vururken bu belimdeki kolları hatırlıyorum dövmesinden anlamıştım bu bu burişşşti. Arkama bakmaya çalışarak yüzüne bakmaya çalıştım ve burakolduğuna karar verince boynuna sıkıca sarıldım. Burak kim miydi?
Burak benim abim gibi gördüğüm fakat aynı yaş olduğum izmirdeki tek arkadaşımdı. Onunla bu şekilde tanışmıştık zaten. Bu şapşal burişgil doğruluk cesaretlik oynarken cesaretlik diyince bunun arkadaşı beni gösterip belinden tutup denize atlamamızı söylemiş buda yapınca biz işte bişeyler felan oldu arki olduk işte bu şekilde. Burak şu şekilde birisi. Kafkas ten rengi var bembeyaz kar gibi yüzünde hiç bir leke tanesi yok yüzü püppürüzsüz. Simsiyah gözlü siyah saçlı feci derecede yakışıklı ve de iyi kalpli bir çocuk. Onu gerçekten çoook seviyorum. O iyi ki var İzmir de geçen sıkıcı günlerimi geçirmeme yardımcı olan birisi. Cıvıl cıvıl etrafına pozitif enerji saçan birisi bazen o kadar iyi oluyor ki gökkuşağı kustuğunu felan da düşündüğüm olmuyor değil yani. ben bu şekilde düşünürken kıyıya çıkmıştık bile. Sonra şenzlonga geçip sohbet etmeye başladık. Sobetimiz bittikten sonra saat 11 di. Sonra eşyalarımızı toplayıp ikimizin meşhur dondurmacısına gittik. Sonra ben eve gittim. Babama butağı gördüğümü söyledim. Babam burağı öz oğlu gibi severdi bu tek diyince hemen gözleri parladı. Sonra ben yukarı çıkıp duş aldım. Odama hiç bu kadar uzun süre göz gezdirmemiştim. Babamın eski evindeki oranı kendim dizayn etmiştim. Duvarlarında fotoğrafların ve de posterlerim vardı. Babam o odamdaki dizaynın aynısını da buradaki odama yapmış. Posterlerin yerleri bile aynıydı..

Arkadaşlar oy ve yorumlarınızı bekliyoruz inşallah hikayeimizi beğeniyorsunuzdur keyifli okumalar...

Hayata SıfırdanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin