Grup ödevi için heyecanlıydım.Biraz sonra etkinlikler başlayacak 10/J ile voleybol maçìmız var biz yavaşça merdivenlerden indik indiğimizde 10/J nin kızları yerini almiştı Şeydayı bekliyordum Beratla biseyler konuşuodu sanirim şans diliodu ve sonunda geldi ve bizde yerimizi aldık biz başlioduk Şeyda okulun takım kaptanı olduğu için smaç atarak topu karsiya yolladi karşı takım acemice topu karsiladilar top bana geldi ve pasöre attim oda güzelce karşiladı ardindan ilk sayiyi aldik zaten 2 olan kazanacaktı top bizdeydi bu sefer ben smaç attim ve karsi takım karşìladı top bana geldiginde dizlerimi kırarak manşet attim pasòrde gayet iyi karsiladi ve sayi yine bizim oldu maç bu şekilde devam etti 20 ye 10 biz kazandik karsi takip bizi tebrik etti bizde onlari tekbik ettikten sonra hoca beni yanina çagirdi gittim beni okul takımına aldı Şeyda bana antreman günlerini falan anlatti sonra erkeklerin maçini izlemeye gittik . Onlarda iyi iş cikarmislardi 4-2 yenmişler.
Dersler boştu son derse girmek üzereydik karnımda uçan kelebekleri hissedebiliyorum derside dinlemedik Şeyda önümde olduğu için onla konuştuk. Bugun sadece bir ders dinledim oda Edebiyat aslında binlemezdim de konuşcak kişi yoktu Şeyda edebiyat dersini sevdigi icin derse katildi. Tenefüs zili çaldığında Şeyda ile ayrıldık.
(Şeyda'nın anlatimindan)
Nida ile ayrildiktan sonra grup arkadaşlarimin yanina gittim Ben , Emir ve biri daha var ama onu tanımıyorum gelince gorcez bizim evde yapacaktik ödevi yiyecek bir seyler hazirladim ve kapı çaldı kapıyi açtığımda super tatli biri içeri girince bi an birbirimize baktik sesizliği Emir bozdu sonra işe koyulduk konumuz Foksiyonlarla İşlenler ve Uygulamaları idi Emir'e telefon geldi ve gitmesi gerektiğini annesinin çagirdigini soyledi bizde Furkan'la ödevi yapmaya devam ettik Bi yandan sohbet ediyoduk Furkan bizim okula yeni gelmiş ondan tanimiyorum ben demekki. Ödev bitmek üzereydi fakat cetveli bulamıyoduk Furkan "Ben buraya bakıyım sende kendi odana bak yoksa bu ödev bitmeyecek "dedi kafami tamam anlaminda salladım ve aramaya başladık lanet girsin hiçbir yerde yoktu bende pes edip Furkan'ın yanina gitmek için kapıyı açtım odaların kapıları dip dibe olduğu için furkan salonda bende kendi odamdan aniden çıkınca çarpıştık ve kapının eşiğine ayağım takıldığı için tam düşüyodum ki Furkan beni tutmaya çalışırken dengesini kaybetti ve üzerime düştü dudaklarımız neredeyse deyicekti nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum gözleri yakından daha güzel görünüyordu sonra Furkanın telefonu çaldı ve üstümden kalktı
(Furkan'ın anlatımından)
Cetveli aradim fakat yoktu bende Şeyda'nın yanina gidecektim ki kapilar dip dibeydi o yuzden ikimizde aniden çıkınca çarpıştık kapı eşiğine ayağını çarptı bende onu tutayim derken dengemi kaybettim ve düştük aramizdaki mesafe çok azdı neredeyse dudaklarımız deyecekti sonra telefonum çaldı küfür sovurarak telefonu açtım
(Şeyda'nın anlatımından)
Furkan telefonla konuşurken bende cetveli aradım ve sonunda bulmuştum cetveli masaya koyarak Furkani bekledim telefonu kapatip yanima geldi uzun sure konusmadik ve ödev bitmişti Furkan telefonumu istedi bende verdim biraz oturuk sonra Furkan kalktı kapidan uğurladim tam kapatiyodum ki Furkan "Hmm.... şey yarn bişeyler yapalım mı ne dersin" dedi ben "O-olur" dedim ve Furkan gitti
(Furkan'ın anlatımından)
Kapıyı kapatirken son anda cesaretimi toplayip yarın birşeyler yapıp yapamayacagımızı sordum olur deyince o an çok mutlu olmuştum (Nida'nın anlatımından)
okul çıkışı annemi telefondan arayip gelemeyeceğimi ödev yapılacağını söyledim vede servise binmedim. Şeyda grup ödevini 2 erkekle yapacakmış. Okulun çıkışında Asrın ' i bekledim onun bu ödevi ikimizin yapacağından haberi yoktu. Ecem 'e zaten şeyda voleybol maçına çıkmadan önce söylemişti. Ecem ' e çıkışta güvenlik kulübesinin önüne gelmesi ile ilgili bi mesaj atmıştım ama hic bir şey yazmamıştı vede onu voleybol maçından sonra da görmemiştim. 5-10 dk sonra telefonum çalmaya başladı (telefon zil sesim -Avril Lavigne- smile .D sjsknskx) arayan kişi -(kraliçem ☆ ) di ecem ariyordu... kraliçem yazmamın sebebi ise ecenin kraliçe demek olduguydu eceM diyince kraliçeM oluyordu mdkdmsks. telefonu hemen açtım ecem voleybol maçından sonra başı dönmüş midesi bulanmış zaten ecem diyebet (şeker hastası ) vede şekerinde çok düşmüş o yüzden bugün gelemeyecekmiş. Onunla konuştuktan sonra okuldan sigara içerek çıkan birisi gördüm. Çok tatlı ve çekici duruyordu. Aramızda 10 metre kalana kadar onu tanıyamamıştım. Gelen kişi Asrındı. Hemen koşar adımlarla yanına gittim. Beni görünce yine ne var der gibi bir bakış attı. Bende "Asrın hani matematik hocası grup ödevi yaptırıyorduya hani, işte o grup ödevinde biz ikimiz yapıcaz. Aslında Ecem de vardı da o hastalanmış o yüzden gelemedi." dedim. O da ilk boş boş baktıktan sonra konuşmaya başladı, " e ne yapabilirim." Dedi. Ben o anda bir anda sitem ettim " nasıl umrunda olmaz ya, kendin bu ödevi siklemeye bilirsin ama benim bu yıl matematikten YİNE kalmamam için bu ödevi yapmam gerekecek. " dedim. "Seni tutan mi var yap işte ödevini ama ben yapmam. " Dedi sanki hafif bıyık altından sırıtıyor gibiydi. Bende " iste bu ödev adı üzerinde " ellerimi tırnak işareti gibi yapıp GRUP ODEVİ dedim . Oda "off be ne çenen varmış senin ! Bana bilgisayarla ilgili bir ödev ver o zaman. Ama ben popi bir jojuq olduğum için sosyal medya hesaplarıma girmeme izim vereceksin yoksa senin saçından tutup evin bütün duvarlarına sürterek alev çıkarır o alevle de sigaramı yakarım ona göre. " sırıtıyordu. Bende hafif sırıtarak "taamaam " â harflerini uzatarak söylemiştim bunu. Sonra kimin evinde, nerede , nasıl , görev dağılımlarına felan karar verdik. Ödevi onun evinde, bilgisayarında yapıp flash belleğe atıp çıktısını alacaktık. Söylediği gibi bilgisayar uzerinden ödevleri yazacaktı. Ama klavyeden çok hızlı yazdığını söyledi vede o uzun ödevi yarim saatte yaparmış. Sonra onun evine doğru yola çıktık. Tam çıkışa yönelirken Tugay ile karşılaştım bana servisi işaret edip soran gözlerle bana baktı, bende yanına gidip olayı anlattım. Sonra Asrının evine doğru yola çıktık. Evi uzaktaydi, sürekli geldik mi diye sorup duruyordum. Sonra br duvara yaşlandı. Vede "hadi tamam izin veriyorum 3 dk dinlen ama eve hızlı varmalıyız, eğer yanımda senin gibi bir uyuşuk olmasaydı şimdiden eve varmıştım. " Dedi bende gözlerimi devirerek ofladım. 3 dk kadar hiç konuşmadık sonra duvardan yavaşça kalktı vede "hadi gidelim " dedi bende hiç bir şey söylemeden yola devam ettim. Diğerine nazaran daha az yürüdük ve sonunda eve vardık. Bahçe kapısından içeri girdim bahçede çok güzel çiçekler vede bahçe süsleri vardı. Evin kapısının önünde bir bahçe cücesinin elinde hoşgeldiniz yazısı vardı. Asrın onlara baktığımı farketti ki "onları annem kendisi koydu süsleme işine çok meraklıdır kendisi görünüşe göre sen de meraklısın böyle şeylere dikkatli dikkatli bakıyorsun " dedi bende hayranlıkla baktığımı fark ettiği için utanmıştım. Ama belli etmemeye çalıştım. Sonra hafifçe gülerek onun kapıyı çalmasını bekledim. Zili çaldı kapıyı bir hizmetçi açtı. Ama kadın gerçekten çok seksi duruyordu. Sarı saçlarını bur file ile toplayıp topuz yapmıştı. Üzerinde normal hizmetçilerin giydiği kıyafetten vardı. Ama eteği daha kısaydı bacağını ortaya çıkarmaya çalıştığı belliydi. Ben onu bu şekilde süzerken bizi genç bakımlı vede etrafına adeta pozitif enerji saçan bir bayan girdi. Saçları küt vede siyahtı saçına fön çektirdiği belliydi. İçeriye "yakışıklı oğlum gelmiş benim" diyerek girdi. Beni görür görmez oğluna doğru yönelirken birden bana doğru yöneldi vede elini uzattı "merhaba güzel kızım nasılsın" dedi bende "iyiyim teşekkürler siz nasılsınız" diyerek uzattığı elini sıktım. Sonra Asrın konuyu açıklama gereği duyarak "anne bu kız tuana performans ödevimiz için aynı gruptayız o yüzden hemen odaya çıkıp hızlıca ödevimizi yapsak iyi olur çünkü bu akşam bizim sınıftaki alinin doğum günü var bir de ona yetişeceğim. " diyerek kolumu tutup beni merdivene doğru hafifçe çekiştirdi. Bu arada o hizmetçiye "bize atıştıracak bir şeyler hazırla" dedi. O da "tamam asrın bey içecek olarak ne getireyim diye sordu. Asrın bana soran gözlerle baktı ben de ona farketmez dedim. "Bana leona bloom (bu bir beyaz şarap çeşididir) tuana sana ne getirsinler ?? " dedi bende "gazoz alabilir miyim ama bol buzlu olsun " diyebildim. Sonra odasının kapısının önünde durdu. Bana bakarak kapıyı açtı vede içeri girdi. Laptopunun şarjını takıp masanın üzerine koydu. Odasının her yeri siyahtı vede insanın içini bunalıyordu. Tamam bende siyah düşkünü bir insanımdır da bu kadar da olmaz yani odada şuan tek renkli şey daha demin masasının üzerine koyduğum neon sarı rengindeki kılıflı telefonumdu... laptopundan word belgesini açmış vede matematik kitabından yazacağı yazıları arıyordu. Ben o aradığı sayfayı biliyordum vede bu şekilde aramaya devam ederse bu ödevi üniversite mezuniyetime zor yetiştiririz. Hemen olaya müdehale edip "sayfa 162 " dedim. Bana ilk anlamayan gözlerle baktı sonra ne demeye çalıştığımı anladı ki galiba hemen o sayfayı açtı " ama ama ben bu sayfaya bakmıştım, hatta burada mi diye baştan sona kadar okumuştum e nasıl oluyor?!? " bende hemen hızlıca cevap vererek "demekki okuduğunu anlamamışsın" diyerek piç smile attım jsjs. Sonra hızlıca yazmaya başladı yazarkende bir yandan konuşuyordu bana "formül grafiğini güzelce çizmemi vede kesip beyaz kartona yapıştırmamı " istedi pardon EMRETTİ demeliydim ! Bende söylediğini hemencecik yapıp düz yapıştırmış mıyım diye kontröl ettim. Sonra Asrının yanına giderek neler yapmış diye baktım. Bu jojuk gerçekten de çok hızlı yazıyormuş lo. Ben orada götü boklu grafiği zar zor çiziyordum jojuk burada destanlar yazmış o.0 ben o şekilde yazdıklarına bakarken asrın birden aklına birşey gelmiş gibi ayağı kalktı vede "yasemin " diye birisini çağırdı. İçeriye hizmetçi kız girdi "buyrun asrın bey beni emrettiniz" dedi bu sözleri derken resmen beni gözleriyle halletmişti. "Yasemin nerede kaldı istediklerimiz yarım saat oldu. Sana yiyecek fabrikası kur demedim bize atıştırmalık bir şeyler dedim " dedi. Sesi fazla yüksek çıkmıyordu ama bütün ev sessizliğe gömüldüğü için Asrının sesi çok yüksek geliyordu. Yasemin hemen konuşmaya başladı "asrın bey evde atıştırmalık şeyler kalmamış. Zaten şarabınızıda Nermin hanım iptal ettirdi içmenize izin vermedi. O yüzden getiremedim " dedi. Asrın çok sinirlenmiş olacak ki "Yasemin kovuldun şimdi çık git " dedi sinirden dişlerinin arasından söylemişti bunları. Sonra yaseminin sesi ağlamaklı çıkar bir şekilde " ama asrın bey eğer onu size getirseydim Nermin hanımda beni kovacaktı. " dedi. Asrın " ben sana kaç defa bu evde ben ne istersem o olur dememiş miydim ?? Bu evin tek erkeği kim ? Kim sana soruyorum kim ? Benim öyle değil mi babam varmı? Yok ! Abim var mi ? Yok ! Kim var ? Ben varım!! " diye bir anda gürledi. Su an çok feci sinirliydi vede sesi neredeyse odasının duvarlarını yıkabilecek kadar yüksek çıkmıştı. "Ben senden ne istediysem o gelicekti bu kadar basit!" Diyerek devam etti. Yasemin de " asrın bey lütfen nermin hanımda size şarabınızı getirmemem için en az sizin kadar kızdı" dedi. Sonra asrın eliyle boşver işareti yaparak odadan dışarı çıktı vede geldiğinde ellerinde atıştırmalık şeyler vede istedi beyaz şarabı vardı , benim gazozumda oradaydı. Cam bir bardak olduğu için ici gözüküyordu. Gazoza gerçekten söylediğim kadar buz koymuştu. Elinden hemen gazozu aldım vede neler yazdığına baktım. O kadar hızlı yazmasına rağmen yazım hatası hic yoktu. Aklıma bir şey geldi bilgisayara bakarak ona soracağım soruyu sordum, "asrın neden bir şarap getirmedi diye işten attın ki demekki annen öyle olmasını istemedi o da öyle yapmak zorunda kaldı" dedim. Su an yasemini savunuyordum ama gerçekten de yaptığı büyük bir saçmalıktı. "Sormak sana düşmez düşse bile seni ilgilendirmez" dedi. Sesi ifadesizdi yüksek de cikmiyordu. Bende "sana da insan gibi bir şey sorulmuyor yeter artik beni terslemekte sana düşmez. " diye kızdım. "Yasemini kovma sebebim şarap için değil sürekli sürtüklük yapıyor bana adeta bacağını gözüme sokmaya çalışıyor ben onu benim istediklerimi yapsın diye aldım bana yavşasın diye değil " dedi. "Belli oluyor zaten" diye bir şeyler mırıldadım oda bana doğru dönüp " mesela? " diye sordu bende senin söylediğin gibi bacağını gösterme çabası var gibi." Dedim sonra bana yaklaştı kulağıma doğru eğildi "gibi değil öyle zaten " sonra geri çekildi. Sonra bana bilgisayarı göstererek hadi yazdıklarımın yanına da grafiklerini çiz de su ödev bitsin artık dedi. Grafiği cizdim. Sonra telefonum çaldı mert arıyordu ( erkek kardeşim) telefonda onun adını Gerizekalı diye kaydettim. Telefonu bana asrın verdi arayan kişinin adında gerizekalı yazınca tek kaşını kaldırarak gülümsedi. Bende telefonu hemen elinden alıp "ne var dingil yine mi işin düştü ? " diye açtım "aşk olsun ablaa " dedi bende hemen konuya gir diye bağırdım sonra anlatmaya başladı cenk in doğum günü için dayımın evine gel annem kıyafetlerini oraya götürecek. Orada giyineceksin. Annem şeydanin da kıyafetini getirecekmiş. Ben seni 1,5 saat sonra almaya geleceğim. Olduğun evin adresini ver" dedi bende asrına "evin adresini verir misin " dedim oda " ben seni götürürüm boşver " dedi bende mert'e bunu söyledim o da benim için hava hoş zaten seni de almaya üşeniyorum" dedi. Sonra telefonu yüzüne kapattım. Asrın çizdiğim grafiğe baktı. Sonra bana "sen bunu flash belleğe at bende su kağıda 2 grafik daha çizeyim." Dedi bende bir şey söylemeden bilgisayarın başına geçtim sonra flasha attım. Vede bilgisayara kaydetme gereksinimini duymadan direk çıktım sonra ödevi tekrar inceleme gereği duyduk. Flashi taktık ama içinde öyle bir ödev yoktu defalarca baktık ama yoktu son olarak pes edip elimle kafama vurmaya başladım. Sinirden gözlerim dolmuştu. Sonra Asrın hadi bari son kez bak son kez bakalım dedi ben de isteksiz kalktım birdaha o şekilde boş ekrana bakmak sinirime dokunuyordu. Toplamda 17 klasör var vede biz sjsjsj klasörüne bakmak unutmuşuz asrın orayı açtı vede ODEV ORADAYDI.. bir an bir sevinçle asrının kucağına atlayarak boynuna sıkıca sarıldım. Oda belime sarılmıştı. Rahat 5 dk böyle kalmıştık sonra birden aklıma onun kucağında vede ona sıkıca sarıldığım aklıma geldi vede hafifce öksürerek ondan ayrıldım. Sonra "tamam yarın çıkartırız ödevi bugünlük bu kadar yeter diyerek eşyalarımı toplamaya başladım. Sonra oda cebine telefonunu vede cüzdanını attı. Bende hazırlandıktan sonra evden çıktık. Annesi alış verişe gittiği için onunla vedalaşamadım. Arabaya binene kadar hiç konuşmadık sonra bana "nereye ?" Diye sordu bende "yeğenimin doğum günü var bizim okulda hatta sizin sınıfınızda onun için hazırlık yapmaya dayımgile gideceğim. " dedim. Oda alinin mi diye sordu bende ismi ali cengiz dedim. "Wooow bizim alinin doğum gününü sen organize ediceksin demek kii" dedi bende bir şey soylemedim. Evi tarif ettim. Arabanın kapısını açtım vede partide görüşürüz dedim oda tek gözünü kırparak tabikide dedi. Sonra evin kapısından içeri girdim. Annem mutfakta içecek ve yiyecekleri düzenliyordu. Zaten herşeyi hazırlamışlardı. Partinin başlamasına 2 saat kalmıştı. Şuan cengizin kız arkadaşı onu dışarıda oyalıyordu. Şeyda da ben geldikten 15 dk sonra gelmişti onunla yukarıya çıkıp kıyafetlerimizi giydik. Onun elbisesi pudra renginde bir elbiseydi, düz bir elbiseydi, fazla kısa değildi. Benim elbisem vücuda yapışan eteği bol olmayıp bacağı adeta saran rengarenk çiçekli, minicik bir elbiseydi. Ama vücut tipim uygun olduğu için çok güzel durmuştu. Şeyda ayakkabı olarak elbisesiyle aynı renkte arkasında zımbalar bulunan bir ayakkabıydı. Benim ayakkabım ise elbisede çok bulunan vede rengi çok güzel olan bir mordu. Ayakkabının ucu sivriydi. Şeyda ile girildikten sonra sıra saç ve makyaja gelmişti biz bu işlerimizde yaparken bugün neler olduğunu anlatıyorduk. Şeyda ile fırkanın üst üste alt alta düştüğünü duyunca elimdeki düzleşirici kulağıma değdi bi anda çığlık attım fazla yanmamıştı ama sıcaklığı canımı yakmıştı. Ben saçımı düzleştirdim vede arkadan at kuyruğu topladım. Şeyda ise topuz tokası ile çok tatlı bir topuz yaptı. Hazırlandıktan sonra aşağıya indik. İner inmez kapılar birbiri ardınca çalmaya başladı ilk gelen kişiler Furkan vede Asrındı şeyda bana furkani bende asrini tanıttım sonra diğer misafirlere mert açtı kapıyı bu şekilde sohbet ettikten sonra. İçerinin bayağı dolduğunu fark ettim. Pastayı havuzun etrafında üfleyecekti. Sonra beklenen kişi geldi kapıdan içeriye el ele cengiz ile kız arkadaşı girdi. İyiki doğdun şarkısını söyleme faslı bittikten sonra pastayı havuzun kenarına koyduk dj benim yaptığım listedeki şarkıları çalıyordu. Cengiz pastayı üflerken katty perry -birthday şarkısı çalıyordu sonra annemgil gittiler gençleri yalnız bırakalım eğlensinler diye. Mert burada kalmıştı. Arkadaşlarıyla takılıyordu sonra birden herkes ben anlamadan havuza atlamaya başladı. Sonra beni birisi sırtımdan itip havuza atmıştı. Ama ben yüzme bilmiyordum ki. Küçükken antalyada yazlığımız vardı orada sürekli denize ayaklarımı sokardım bir gün öyle yüksek bir dalga gelmiştiki kendimi denizin kıyısından ortasında bulmuştum orada batmamak için çırpınırken çok su yutmuştum sonra gözümü hastanede açmıştım. Beni sırtımdan suya iten kişide arkamdan suya atlama sesini duydum ben çırpınarak yukarı çıkmaya çalışırken beni havuza iten kişi belimden tutarak daha da dibe çekiştiriyordu. Artık nefesimin tükendiğini anladığım anda beni çekiştiren kişi belimi bırakmıştı. Sonra mertin sesini duydum abla diye bağırdı vede anladığım kadarıyla suya atladı. Beni havuzun kenarına çıkarttı vede beni suya atan kisiyi etrafına bağırarak sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Sıfırdan
Teen FictionBir kız, başına gelen tuhaf eğlenceli olaylar. Yeni bir aşk yeni dostluklar..