Multide Ali.
11.07.2014
Gece yatmadan önceki alışkanlığım olan saçma günlüğümü yazmaya başladım. Günlüğümde son satırlarımı her zaman olduğu gibi Ali'ye olan aşkıma ayırdıktan sonra günlüğü rastgele yatağa fırlatıp tuvalete gittim.
Yalnız yaşadığım için genellikle ışıklarımı hep açık tutardım. Onlar açık olunca sanki birisi bana zarar veremezmiş gibi geliyordu. Bu da saçma alışkanlıklarımdan birisiydi işte. Tuvaletten çıktığımda penceremin ve günlüğümün açık olduğunu gördüm. Tırsmadığımı söylersem büyük günaha girmiş olurum. Ne yalan söyleyeyim birazcık korktum. Ama havada rüzgarlı olunca olayın çokta üstünde durmadım.
Penceremi kapattıktan sonra yatağıma girdim ve yorganımı kafama kadar çektim. Gözlerimle son kez odayı taradıktan sonra dikkatimi sadece birşey çekti. Tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde. Tabiki de günlüğüm. O ordayken kesinlikle uyuyamayacağımı bildiğim için tekme atıp yere düşmesini sağladım. Yüzüme aptal sırıtışımdan yerleştirip uykuya dalmayı bekledim. Ama uyumam ne mümkün. Yarın Ali'ye aşkımı itiraf ettiğimde ne tepki vereceğini düşünmeden edemiyordum. Uykum kendini belli edercesine göz kapaklarıma baskı uygulamaya başlamıştı ve bende dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah uyandığımda ilk işim günlüğümü kontrol etmek oldu. Ne olur ne olmaz bakmakta yarar vardı değil mi? Dün akşam olanları Ali'nin heyecanıyla çok sallamamıştım ama sabah aklıma takıldı. Günlüğün hala orda olduğunu gördüğümde derin bir nefes verdim. Yine heyecanım kendini belli etti ve bir sağa bir sola dönmeye başladım.
Beş dakika odada oyalandıktan sonra bir tane elbisemi alıp yatağa doğru fırlattım ve tuvalete girip işlerimi hallettim. Elbiseyi de üzerime geçirip saçımı şekillendirdim. Rastgele bir ayakkabımı ayağıma geçirip evden çıktım.
Burak ve Ali'yle doğum günü partisinin son düzenlemelerin yapılacağı barın önünde buluşacaktım. Motorumun yanına ilerlerken aklıma bir soru takıldı. Ben bu elbiseyle motora nasıl binecektim şimdi? Geri zekalı ben, yine yaptım yapacağımı. Önümde iki seçenek vardı. Biri elbiseyle motosiklete binip Ali'yi daha fazla görebilmek, diğeri oramı buramı kimseye göstermeden sağ salim bara gidebilmek. Sanırım ilk seçenek daha cazip geldi. Elbisenin eteklerini olabildiğince götümün altına sokuşturdum. Sanırım Ali'yi daha fazla görebilmek icin elbisenin kırışmasına razıydım. Motorumu çalıştırdım kaskımı kafama geçirdim ve hızlı bir şekilde sürmeye başladım.
Barın önüne geldiğimde Burak ve Ali'yi kapının önünde göremedim. İçeri girdiğimde Ali içiyor, Burak ise telefonuyla uğraşıyordu. Burak beni gördüğünde ona kalkması için kaş göz işareti yaptım. Ama o kalkmadı. Ağzımı oynatarak "Ali'nin yanından defol!" dedim. O da yanıma gelip "Çabuk ol birazdan sarhoş olur, söyleyeceğin güzel sözleri unutmasını istemeyiz değil mi Asel?" deyip göz kırptı ve barın üst katına çıktı. Onun bizi dinleyeceğini adım gibi biliyordum ama karışmadım. Her türlü gidip ona anlatacaktım. İki kere aynı şeyleri söylememek benim işime gelirdi nasıl olsa.
Ali beni farkedince hızla yanıma gelip beni kucakladı. Ben de ona sarıldım. Ona sarılmaktan kollarım ağrıdı ama o beni sanki çok küçük bir eşyaymışım gibi kucaklamaya devam ediyordu. Artık her tarafım ağrımaya başladığında hafif geri çekilip "Ali artık bıraksan her zaman aynı sarılmayı yapıyoruz kemiklerimden birkaç tanesi kırılacak diye korkuyorum" diyince beni yere indirip gülümsedi ve "Kemiklerin kırılsa kendimi suçlu hissedip ömrünün sonuna kadar sana bakardım, böylece hiç ayrılmamış olurduk. Her gözünü açtığında beni görmek sence de güzel olmaz mıydı?" diye sordu. Bu sırada masalardan birine oturmuştuk. Sorusunu biraz düşünür gibi yaptım sonra sesli bir kahkaha attım ve "Sanırım, o anlar hayatımın en güzel anları olurdu" dedim. Biz böyle konuşmaya devam ederken Ali'yle birlikte içmeye başladım. Ben yavaş yavaş sarhoş olmaya başlarken gözlerim Burak'a kaydı ve sabahki konuşmamızı hatırlatır gibi baktı. Ama anlamam uzun sürdüğünden önüme döndüğümde Ali'yi göremedim. Her zamanki sarhoş Ali tavırları diyerek üstünde fazla durmadım. Ali kaçmıyordu ya sonuçta. Yarın da söyleyebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM AŞKI
Adventureİki ay oldu, onsuz tamı tamına iki ay. Bana ölüm gibi gelen altmış bir gün. Hayata boş gözlerle bakmaya başlamamın üstünden iki ay geçti. Ona daha aşık olduğumu söyleyemeden beni bırakıp gitti. Onu nedenini bilmediğim bir şekilde kaybettim. Kapımı ö...