Apartmanımızın bahçesindeki kamelyada oturmuş bugün ki olayları düşünüyordum. O kadar hızla gerçekleşmişti ki olaylar nasıl olduğunu anlayamamıştım. Günümün yarısını Berkant'la geçirmiştim. Diğer yarısında ise düşündüğüm tek şey Berkant olmuştu.
Okul çıkışı Berkant ' Ben de arkanı dönmeni bekliyordum.' dediğinde neden beklediğini sormuştum ve anlatmak için sarmaşığın yanına gitmeyi teklif etmişti.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Sarmaşığın yanına gelip oturduk. 'Eee başla o zaman anlatmaya.' dedim ve Berkant gülümseyerek başladı 'Kantinde karşılaşınca bu okulda okuduğunu düşündüm ve seninle konuşmak bir kaç şey sormak için çıkışta seni bekledim. Hepsi bu kadar.' dedi. 'Sen de mi bizim okulda okuyorsun?' diye şaşkın bir ifadeyle sordum. 'Hayır.' dediğinde sevinmiştim ama sanki içimde bir yerlerden kırılma sesleri gelmişti. Ardından 'Ama nakil olacağım.' dedi. Şimdi tam anlamıyla sevinmiştim işte, nasılsa ondan kaçmamı gerektirecek herhangi bir şey yoktu. 'Sorulara başlayalım o zaman.' dedim neşe dolu bir sesle, o da gülümseyip 'Hadi başlayalım.' dedi ve okul hakkında bilmek istediklerini sordu, ben de sorularını cevaplamaya çalıştım. Çoğunu bilmediğim için dalga geçerek cevaplamıştım.
Yaklaşık iki saat süren soru-cevap faslını geçtiğimizde çok yorulmuş olduğumu hissettim. 'Ben yoruldum.' dedim ve ayağa kalktım. Ardından o da kalktı ve 'Beni de annem merak etmiştir.' dedi. İlerideki dönüşte duran sokak lambasına kadar beraber ilerledik fakat orada ayrılmamız gerekmişti. Yalnız yürümek kadar nefret ettiğim bir şey daha var mı bilmiyorum. Sanki yalnız yürüdüğüm yetmiyormuş gibi bir de yağmur başlamıştı. Yağmurun altında yalnız yürüdüğüm zaman hep daha çok üşümüşümdür.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Bir süre kamelyada oturarak günün incelemesini yaptım ve eve çıktım. Yemeği yiyip anneme yardım ettim. Odama geçtiğimde bugün hiç ders çalışmadığımı fark ederek masama oturdum. Üç saat kadar ders çalıştım, çok yorgun olduğum için masaya kafamı koyarak rüyalar alemine daldım.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Sabah uyandığımda yatağımdaydım. Muhtemelen annem beni değişik metotlarla yatağıma kadar getirmişti. Üstümü değiştirdim, kahvaltımı yapıp aşağı indim. Durakta beklerken arkamdan gözlerim kapatılınca otomatik olarak ellerimi gözlerimin üstündeki ellerin üstüne koydum. Elleri soğuktu ve kız eli olamayacak kadar büyüktü. Bu hareketi bana yapabilecek erkek etrafımda yok denecek kadar azdı. Düşündüğümde aklıma ilk gelen Berkant olmuştu acaba o olabilir miydi? Aklıma ilk gelen kişi o olduğu için kendime kızmıştım. Sinirle ' Ses versen de kim olduğunu anlamaya çalışsam!' dedim. Arkamdaki kişi fısıltıyla 'Ses verirsem zaten anlarsın.' dedi. 'Eee başka nasıl anlamamı bekliyorsun?' diye sorduğumda yine fısıltıyla ' Parfümümün kokusu gelmiyor mu?' dedi. Evet konuşma şekline bakarsak, parfüm kokusuyla övünmeyi seven biricik ve tek erkek kankam olan Kağan'dı. ' Kağan gerçekten kendini çok güzel ele veriyorsun.' dedim alayla. Oflayarak 'Nereden anladın ya yine?' dedi. Gülümsedim demek isterdim fakat resmen kahkaha atmıştım, 'Parfüm kokusuyla övünen nadir insanlardan birisin.' dedim. Otobüsümün geldiğini görünce Kağan'a el sallayıp otobüse bindim.
Zorlu bir otobüs yolculuğunun daha sonuna gelmiştim. Okulun önüne geldiğimde bana seslenen birinin olduğunu duydum ve etrafa bakmaya çalıştım. Alçin onu görebilmem için çırpınıyordu. Ona doğru yürüdüm, 'Biraz daha çırpınırsan uçacaksın canım yaa' dedim gülerek. ' Dersimiz beden ve sınıfımıza yeni biri gelecekmiş.' dedi her zamanki muhabir edasıyla. ' Çantamı sınıfa bırakmam lazım.' diye bağırdım sınıfa doğru koşarken.
Beden dersinin ilk beş dakikası yaptığımız ısınma hareketlerine karşı zaafım vardı, o hareketleri yaparken ayrı bir mutlu oluyordum. 'Hadi çocuklar şimdi basket sahasına.' diye bağıran hocamızın peşine takılarak basket sahasına kadar koştum. Hocanın söylediği kuralları içimden tekrarlarken nöbetçi öğrencinin arkasında sahaya doğru gelen Berkant'ı görünce az kalsın kendi tükürüğümde boğuluyordum. Nöbetçi öğrenci 'Sınıfa yeni gelen öğrencimiz hocam.' diyerek Berkant'ı gösterdi ve sahadan çıktı. Hoca ' Evet arkadaşlar, arkadaşınız sınıfımıza yeni gelmiş şimdi kendini size tanıtsın ve bu derslik bizi izlesin.' dedi. Berkant bir adım öne çıkarak 'Adım Berkant, soyadım SOYLU, bu okula özel okuldan nakloldum. Annem avukat, babam mimar. ' dedi ve biraz durakladı ardından gözlerimin içine bakarak ' Bu sınıfı seveceğime eminim.' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
ChickLitEn sevdiğim bitki olarak bahsederdim sarmaşıktan. Sonradan sevmedğim tek bitki haline geldi. Nasıl mı oldu ? İlk nedeni hatta tek nedeni diyelim Berkant kişisiydi. İlk ondan öğrendim âşkın anlamını, "sarmaşık" demekti. İşte böyle başlamıştı hikayrmi...