Arı Vızvız, bu gün çok üzgündü. Çünkü herkes çalışmaya gitmişti. O, yine kovanda tek başınaydı. Yavaşça dışarı çıktı. Çiçeklerin kokuları başını döndürecek kadar güzeldi. Bütün canlılar mutluydu. Bu mutluluk güneşten kaynaklanıyordu. Sarı parlak top, herkesi mutlu etmeye yetiyordu. Arı Vızvız gözlerini kapattı. Etraftaki canlıların seslerini dinledi. Hepsi hareket halindeydi. Ben de yapabilirim diye düşündü. Bende gayret edebilirsem bu hareketin bir parçası olabilirim. Uzun süre gökyüzünde kalabilirim. Sonra kanatlarına baktı. Diğer arılarınki kadar güçlü değildi kanatları. Ama çalışırsa başarabilirdi. Önce ısınma hareketleri yaptı. Yavaşça kanatlarını on kez açıp kapattı. Bu iş gerçekten de sıkıcıydı. Ama olsun sonundaki ödül büyüktü. Sonra küçük bir tümseğe çıktı ve atladı. Sonra biraz daha büyüğüne çıktı. Derken çıkmaya cesaret edemediği yüksekliğe geldi sıra. ''Bu gün kalsın.'' dedi. Oradan uzaklaştı. Sonra ani bir kararla döndü, koştu, atladı. Dün yapamadığını bu gün başarmıştı. Böyle çalışmaya devam ederse kısa sürede annesiyle birlikte uçabilecekti. En uzaktaki bahçelere gidecekti. En güzel çiçeklere konacaktı. En lezzetli balları yapacaktı. Annesi onunla gurur duyacaktı. Bu hayal onu çok mutlu ediyordu. Yüzünde çok mutlu bir gülümsemeyle çalışmaya devam etti. Başarmak hoşuna gidiyordu. Dakikalarca çalıştı. Yorulunca durdu. Güneşe baktı. Güneş, yavaş yavaş dağların arkasına saklanıyordu. Birazdan annesi dönecekti. Hemen kovana girdi. Dinleniyormuş gibi yaptı. Annesi yerinden kalkmamasını istemişti. Çünkü doktorlar ona dinlenmesini söylüyordu. Hiçbir zaman diğer arılar gibi olmayacağını da söylüyorlardı. Bu durumu herkes kabullenmişti. Bir tek Vızvız kabul etmemişti. Vızvız çalışarak iyileşebileceğine inanıyordu. Annesi geldi. Vızvız'a en güzel çiçek tozlarını getirmişti. Anne arı, minik yavrusuna gezdiği bahçeleri uzun uzun anlattı. Onun üzülmesine dayanamıyordu. ''Sen iyileşince yakın yerlere birlikte uçacağız.'' dedi. Günler böyle birbirini kovaladı. Bir sabah Vızvız erkenden kalktı. Dışarı çıkmak için hazırlanan arıların yanına gitti. Onlar gibi hazırlık yapmaya başladı. Annesi: ''Hazırlanma yavrum, biz çok uzağa gideceğiz.'' dedi. Vızvız: ''Ben de geleceğim. Artık sizler gibi uçabiliyorum!'' diye fısıldadı. Annesi çok şaşırmıştı. Yola çıktılar. Vızvız hiç yorulmadan uçuyordu. Bütün arılar ona bakıyordu. Rengarenk çiçeklerin olduğu bahçeye iniş yaptılar. Çiçekler onları çok güzel karşıladı. ''İyi ki geldiniz, biz de sizi bekliyorduk, Gözlerimiz yollarda kalmıştı.'' dediler. Akşama kadar çalıştılar. Artık geriye dönme vakti gelmişti. Yol uzundu. Üstelik yükleri vardı. Ekip lideri en öndeydi. Biraz telaşlı görünüyordu. Çünkü Vızvız onlarla ilk defa uçuyordu. Yoruldum derse ne yaparlardı. Arkasına baktı. O da nesi? Her şey yolundaydı. Vızvız keyifli keyifli uçuyordu. Ekip lideri bu duruma çok sevindi. Masmavi gökyüzünde süzüldü... Evlerine ulaştılar. Yüklerini bıraktılar. Vızvız'ın annesi çok mutluydu. ''Bu nasıl oldu yavrum?'' diye sordu. Vızvız yaptığı uçma çalışmalarını, umutsuzluklarını, hayallerini, herşeyi birbir anlattı. Annesi ''Sen harika bir arısın.'' diyerek oğluna sarıldı. Vızvız çok çalışmış, sabretmiş ve sonunda başarmıştı.