Başlangıç.

743 98 174
                                    

Liseden mezun olalı bir yıl olmuştu ve her gün ayrı görücü kapımızı çalıyordu. Babam beni evlendirmemekte ısrarcıyken abim beni evlendirmek için remen can atıyordu. Evin tek kızı ve en küçük çocuğuydum. Annem ben iki yaşındayken ölmüş , ben onu hiç hatırlamıyorum. Beni abilerim büyüttü. Erkeklerle dolu bir evde büyümek berbat bir durum. Onların türleri hakkında her türlü bilgiyi öğreniyorsun ama kendi türünden uzaklaşıyorsun. Örnek vermek gerekirse adet olduğumda utancımdan kimseye söyleyememiştim. Sabah kalktığımda iç çamaşırımda kan görmek kadar korkunç bir şey varsa her sıkıntımı söylediğim babama bundan bahsedememdi. O kadar çok korktum ki abimlerden ve babamlardan gizlice sağlık ocağına gittim. Sağlık ocağında karşı komşumuz Leyla Teyze vardı , orada personel olarak çalışıyordu. Beni görünce ne olduğunu sormuştu ona olanları anlattığımdada gülmüştü. Bana anlattıklarını gizlice yazmıştım ve bir daha ne olursa olsun ilk onun yanına koşmuştum. Tabi olayın kötü yanı ne zaman kadınların toplandığı bir alan olsa ne kadar zaman geçtiğine bakmaz yine aynı şeyleri anlatır.

"Kız kalk misafirler gelecek." halam nemrut suratını takınmış elindeki terlikle beni tehdit ediyordu. Sanki ondan korkacaktım. Nemrut kadın abimin en büyük destekcisi oydu. Giydiğim kıyafetten aldığım nefese kadar her şeye karışırdı.

"Hala sanki başbakan geliyor , babam bunlarıda gönderir." dediğimde , bu sefer elindeki terlik kafama gelmişti. "Ne vuruyorsun hala ya!" bağırdığımda abim oturduğu koltukta pozisyon değiştirdi.

"Sus kız , halama laf etme. Kafanı kırarım bak." hala yandaşı ne olacak. Oturduğum yerden kalktım ve mutfağa girip ocağa çayı koydum.

"Niye çay koydun kız?" halam yine dibimde bitmişti.

"Zaten isteselerde babam vermiyecek. Kahve fiyatları arttı. Biraz tasarruf .." halam her zaman yaptığı şeyi yapıp kafama bir tane geçirdi.

"Hala bak senin yüzünden delireceğim yakında." vurduğu yeri elimle ovmaya başladım.

"Bu sefer zor yırtarsın." yüzündeki sinir bozucu gülümsemeyle bana baktı. "Bu sefer gelenler abinin arkadaşı. Babam bu sefer kesin seni verir." gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

"Hala kim gelecekmiş ki?" halam kollarını göğsünde birleştirdi.

"İsmail'in oğlu Emre gelecek." elimi kalbime koydum. Sanki yerinden çıkacak gibi atıyordu. Emre abimin en yakın arkadaşıydı ama bu aralar araları bozuktu.

"Emin misin?" halam ocağa koyduğum çayın altını kapattı. "Tabi kızım hatta önce bizi aradılar." Hızla mutfaktan çıkıp odama gittim. Evimiz iki oda bir salondu. Evdeki tek kız olduğumdan odaların biri benimdi. Odanın kapısını kitleyip babamın bayramda aldığı mavi elbiseyi dolaptan çıkardım. Aslında Emre'ye abi gözüyle hiç bakmamıştım. İlkokul ve ortaokulda hep aynı okuldaydık. Abimin peşine takılma bahanesiyle hep onu takip ederdim. Aramızda üç yaş vardı , kendisi üçüncü abimin yani Melih abimin arkadaşıydı.

"Merve. Abim biraz konuşsak." abimin seni duyduğumda elbiseyi yorganın altına soktum ve kapıyı açtım.

"Efendim abi." abimin gözleri kızarmıştı. "Hakkını helal et Merve." bakışlarımı abimin üzerinden çekmedim. "O it benim yüzümden seninle evlenmek istiyor , hakkını helal et bu salak abine. Şaka yapalım derken kardeşimizden olduk." dedi. Ben ne olduğunu anlamamıştım ama abime sarıldım. Annem olmadığı için abilerim ağladığında onlara kucak açan ben olurdum. Abilerim arasında en çok sevdiğimde Melih abimdi , yaşı bana yakın olduğundan bana hep iyi davranırdı. Bedenlerimizi ayırıp abime güldüm. Odama girip kapımı kapattım. Yorganın altından belli olan mavi elbiseyi gücüm bile kalmamıştı.

*

Kapı çaldığında hızla kapıyı açtım. İçeriye kalabalık bir grup girmişti. Gözlerim Emre'yi aradı , en son eve giren oydu. Yüzünden buraya zorla getirildiği blliydi. Yüzüne bakmadan elindeki çiçek ve çikolatayı aldım. Mutfağa geçip elimdekileri bıraktım. Kapı kilitleme sesini duyduğumda arkamı döndüm. Arkamda Emre'yi gördüğümde şaşırmıştım.

"Su mu istiyorsun?" kafasını sağa sola salladı. Birden boğazımda bir düğümlenme oldu.

"Çilek reçeli yapmayı biliyor musun?" diye sorduğumda kafamı salladım. "O zaman en kısa zamanda yap ve bana getir." kafamı yine salladım ve kapının kilidini açıp çıktı. Arkasından bakakalmıştım. Emre çilekten hatta çilek kokusundan nefret ederdi. Neden böyle bir istekte bulunduğunu bile bilmiyordum. Tek çare reçeli yapıp ona götürmekti.

#Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hikayeyi yeniden yazmaya başladım.

Çilek ReçeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin