Yüzü bin parça odadan cıkan doktor "malesef babanızı kurtaramadık" dedi
Gözüm karardı hayatın en derin kuyusunun dibindeymişim gibi hissettim güneş bana bir daha dogmayacakmıs dunya bir olmus beni yıldırmak istiyormuş gibi ve sonunda bedenimin beni yanlız bıraktığı an direnmek için cok geç uyandıgımda bir hastane odasındaydım bu kare bana cok ta uzak degildi ama bu safer yanımda bir genç vardı benim yaşlarımda kara kaşlı kara gözlü uzun bir genç kızın hayali daha adını bile sormadan benim adım Eren dedi cok babanı sayıklıyorsun bir şeymi oldu ve o an doktar geldi gözümün önüne Ondan sonra ustumdeki her şeyi cıkardım ( serumu kobloları) feryat figan ağlayarak babamın yana gittım o nur topu yuzune bir beyaz örtü hakim olmuştu artık babam benim babam olmaktan yıldızların yertüzüne, yerin göğe uzaklığı kadar uzaktı. Olduğum yerde durakaldım taş kesilmistim en zor zamanımda karar almıştım artık ağlamıcaktım belkide gercek direniş ağlamadan yılmadan olucaktı babamın cenaze işlemlerini eren ve serkan abi halletti ve ben bir süre onlarda kaldım sonra gecenin bir yarısı babamın evin içinde olan marangozhanesine gitmek geldi aklıma sessiz tenha sokaklardan gecerek gidiyordum evime ve birden 3 kişi yolumu kesti saldırdılar Ve birden eren cıktı karşıma 3 ünü birden dövdü sonra 3 kişi kaçtılar o gece yakınlardaki bir bankta oturup sabahlara kadar konuştukEren belkide hikayedeki kızın hayatınını degiştirecekti iyimi kötümü bunu bir dahaki bölümlerde anlıcaz lütfen okuduysanız yorum yapıp beğenin