Bölüm 1

2.4K 75 11
                                    

Elveda, elveda, kırık kalbim, kesik bileğim
Elveda, elveda, eğik yüzüm, soğuk ellerim
Elveda, elveda, kısık sesim, soluk benizim

Arabada çalmakta olan Cem Adrian-Elveda şarkısını okulun otoparkına gelince kapattım.Arabayı park edip indim, okulun bahçesindeki ve otoparkında duran bir çok kız kafasını bana çevirip aralarında konuştu.Okulun ilk gününden nefret ederim üniversiteye gitmelerine rağmen okulun ilk günü düğüne gelir gibi giyinen kızlar.Cebimden telefonumu çıkarıp kulaklıklarımı takıp Cem Adrian-Ben geldimi açtım tam ruhum Adrianın sesiyle huzura kavuşurken sağ kulaklığım çekildi.Gözlerimi kapatım derin bir nefes alıp tekrar açtım ve kafamı çevirdim.

''Ne var Tuğçe?'' Verdiğim tepkiye şaşırmış olmalı ki yüzü düştü ama kafasını sağ-sola çevirip tekrar gülümsedi.

''Ya Demiiir benim morelim çook bozook acaba diyorum kiii okula gitmeseek gezsek mii?'' kelimelerin uzatılması en nefret ettiğim şey elinde olan kulaklığı alıp kulağıma geri taktım ve hiç bir şey demeden okul binasına doğru yürüdüm. Sınıfa girince bir çok kafa bana çevrildi.Yanlarının boş olduğunu göstermek için çantalarını çekenler,dikkat çekmek için sesli gülenler,kağıda bir şeyler yazıp önüme atanlar, hepsini es geçerek en arka sıraya geçtim.Varsın egolu desinler herkesle samimi olunmaz. Kulaklıklarımı hiç çıkarmadan kollarımı masaya koyup kafamı yasladım ve gözlerimi kapattım.

Kulaklığımın tekinin çekilmesi ve kolumun dürtülmesi ile kafamı kaldırıp beni dürten kişiye döndüm.Sarı saçları sol tarafına doğru örülmüş, Siyah kare gözlüklü, kaşlarını kapatan kahkülleri olan yüzünde 1 gram makyajsız dudağında sadece parlatıcı olan bir kız, öyle güzeldi ki doğal..

''Hey! daldın galiba?''diyerek elini yüzümün önünde bir kaç defa ileri geri yaptıktan sonra güldü, gülüşü o kadar güzeldi ki onun gülüşünü izlerken hafif tebessüm ettim.

''Herkes kendini tanıtacakmış sıra sana geliyor.''Diyerek gülümsedi ve önüne döndü, ben ise hala ona baka kalmıştım, ona bir anda aşık olmadım sadece bir gülümsemesi bile içimde garip duygular yaşattı, sıra ona gelince ayağı kalktı,kahkülünü düzeltip konuşmaya başlamıştı ki,Tuğçe ve yanındaki 3 kız oldukça sesli bir şekilde gülmeye başladı.

''Canım doğru geldiğine emin misin? bizim en son 3. sınıfta kahkülümüz vardı.'' diyerek gülmeye devam etti, tam cevap verecekken, kafasını Tuğçe ve arkadaşlarına dönüp konuşmaya başladı.

''Senin 3.sınıfta kahküllerini keserken yanlışlıkla makas kafa falan mı girdi çünkü beynindeki boşluğun başka bir açıklaması olamaz? '' verdiği cevapla yüzümde tebessüm oluştu,Tuğçe yediği lafla donup kalırken sınıftaki bir kaç erkek kahkaha atmaya başlamıştı, hiç bir şey olmamış gibi hafifçe öksürüp önüne döndü.

''Ben Derin Acar, Babamın yurt dışında kendi holdingi var annemde orada çalışıyor. 1 kardeşim var oda yurt dışında okuyor.'' diyerek sırasına geri oturdu. Sıra bana geldiğini anlayınca ayağı kalkmadan konuşmaya başladım.

''Demir Çağlar, babam Çağlar holdingin sahibi, 2 abim var.'' diyerek kafamı tekrar masaya koydum.

''Tanıştığıma memnun oldum Demir Çağlar.'' yine o tatlı ses kafamı kaldırıp sesin sahibine baktım.

''Bende Derin Acar.''Diyerek uzattığı elini sıktım. İkimizde aynı anda güldük, ders zili çalınca sıramdan kalkıp Derinin sırasının yanında dikildim.

''Çıkmıyor musun?'' Masasında duran küçük not defterini çantasına koyup bana döndü.

''Sanmıyorum.Okuldaki kızlar çok...'' o cevap veremeden ben cevap verdim.

''Egolu.'' Bana bakıp dişlerini göstererek gülümsedi.

''Çıkalım mı Derin?'' önce gülümsemesi hafif indi sonra içten bir şekilde güldü.

''Hadi.''Diyerek sırasından kalktı, kampüsün dışına çıkana kadar konuşmadık, banklara doğru gidiyorduk ki Derin arkamdan seslendi.

''Demir! çimenlere otursak olur mu?'' olur anlamında kafamı salladım ve çimenlere doğru ilerleyip yere oturduk.

''Anlatsana Demir.'' söylediği şeyle ona döndüm

''Neyi.''

''Bana kendini anlat,neler yapmaktan hoşlanırsın, en büyük korkun ne?, abin nasıl biri, en kötü anın,en sevdiğin renk,en sevdiğin yemek... bana seni anlat.'' öyle güzel konuşuyordu ki ağızından çıkan kelime ruhumda huzur yaratıyordu.

'' Piyano çalmaktan hoşlanıyorum,korkum yok, abimle aram çok yakın, abi kardeş gibi değilde arkadaş gibiyiz hiç sırrımız olmaz aramızda, en sevdiğim renk Lacivert, yemek olarak tabikide pizza, peki sen?'' diyerek ona döndüm.

'' Çello çalıyorum ben arada keman, kapalı alan korkum var,kardeşim 5 yaşında ama yılda en fazla 6 defa görüyorum,Siyaha bağımlı gibiyim, birazda Cem Adriandan kaynaklanıyor, Siyah bir ve-''

''Veda öpücüğü.'' dediğim şeye şaşırmış olmalı ki gözlerini açarak bana döndü.

''Cem Adrian dinliyor musun?''

''Cem Adrian benim için her şey.'' aniden üzerime atlayarak sarıldı.

''İnanmıyorum bir Kayıp çocuk buldum!'' Bana sarılırken kokusunu öyle çok içime çektim ki tatlı bir kokusu vardı,çilek gibi jelibon gibi, ama saçlarının ayrı bir kokusu vardı,hiç bir şeye benzemiyor.Aniden gülmesi durdu ve üzerimden çekildi ve çimenleri koparmaya başladı.

''Ben çok özür dilerim sadece...sadece Cem Adrian dinleyen birini görünce bir den oldu özür dilerim.'' elimle çenesinden tutup kafasını kaldırdım, elmi çenesinden çekip kahkülünü düzelttim.

''Sorun değil, senin Cem Adrian dinlediğini duyunca sen sarılmasan ben sarılacaktım.''Diyerek güldüm,oda güldü.Uzunca sohbet ettik, kendimizi anlattık, o kadar saat muhabbet etmiştik ki,okulun dağılış saatine kadar sınıfa girmedik.Son zil çalınca sınıfa gidip çantamızı alıp beraber yürüdük,onun evinin önüne kadar konuştuk. 3 kız kalıyorlarmış evde eğilip yanağından öptüm ve merdivenlerden indim,binadan çıktıktan sonra arkamı dönüp cama baktığımda bana baktığını gördüm. tekrar önümü döndüğümde aklımda yapacak tek bir şey vardı.Kampüsten arabamı almak...

Bir Erkeğin Gözünden         AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin