BÖLÜM 1

24 1 3
                                    

Gece çok geç saatlere kadar Janet'la film izledikleri için Samantha bu sabah her zamankinden farklı olarak yorgun ve uykusuz uyandı. Ayrıca her gece gördüğü kâbuslar onu rahat bırakmamıştı. Bu kez de rüyasına bir yabancı girmişti. Ama bu sefer rüyayı net hatırlayamıyordu.

Janet'a kalsa sabaha kadar uyumayacaklardı ama ikisi de Samantha'nın odasında uyuya kalmıştı.

Samantha, Janet'ı zorlukla uyandırmaya çalışırken onun sözünü dinleyip geç saate kadar oturmanın pişmanlığını duyuyordu. Janet ise birkaç dakikalık uyku için Samantha'ya yalvarmayı düşünüyordu ama onu ikna edemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden kahverengi gözlerini araladı ve başına dikilmiş sabırsız kıza öldürücü bakışlar attı.

Kahvaltıyı hazırlaması için Janet'ı mutfağa yolladığında Samantha'da üzerini giyinmeye ve hazırlanmaya başladı. Bu gün onların alışveriş günüydü. Bu iki dost için artık bu bir alışkanlık olmuştu. Samantha, üzerine kısa, uzun kollu spor bir elbise giyindi. Elbise onu olduğundan daha ince gösteriyordu. Çizmelerini de giyindikten sonra aynanın karşısına geçti. Dağılmış kumral saçlarına tarakla çeki düzen verdi.

Odayı havalandırmak için penceresini açtığında ılık bir sonbahar rüzgârı yüzünü yalayıp odayı doldurdu. Eylülün ilk haftasında olmalarına rağmen hava normalden daha sıcaktı.

Samantha merdivenlerden inerken Janet çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. Üstelik üzerini bile giyinmeye fırsatı olmuştu. Dar kot ve üstüne de beyaz bluz giyinmişti. Ayakkabı olarak da Samantha'nın botlarını giyinmişti.

Aynı evde kaldıkları için her şeylerini paylaşıyorlardı ama tabii ki her yakın arkadaşın yaptığı gibi onlarda birlikte yaşamaya başladıkları ilk zamanlar bu konu yüzünden arada bir kavga etmişlerdi.

Ailelerini aynı trafik kazasında kaybetmelerinin üzerinden iki sene geçmişti. Samantha, Janet'ı toparlamakta zorluk çekmişti ama Janet hala bu üzüntüyü ara ara dışa vuruyordu. Samantha ise üzüntülerini her zaman içinde yaşıyordu. Güçsüz yönünü kimseye göstermiyordu.

Kahvaltı yaptıktan sonra markete gitmek için evden çıktılar. Samantha'nın mavi mini Cooper'ına doğru yürürken Janet'ın gözleri evlerinin karşısındaki evdeydi. Samantha bunu fark eder etmez gözlerini oraya çevirdi. Parlak yeşil gözlü, kahverengi bukleli ve hafif kaslı yapılı çocuğun Janet'la bakıştığını görünce sırıttı. Yeşil gözlü çocuk elindeki koliyle Janet'a bakıyor, gülerken belirginleşen derin gamzeleriyle dikkati biçimli dudaklarına çekiyordu. Janet uzun zamandır ilk defa birine böyle bakıyordu. Hem onun için hem de Janet için zaman durmuştu. Samantha Janet'ın koluna hafifçe vurup "Hey! Kes şunu Jan." dedi dudaklarındaki gülümseme giderek yanaklarına yayılırken.

"Hiçbir şey yapmıyorum ki." diye savundu kendini Janet. Bu sırada hala o çocuğa bakıyordu. Bu içinin kıpır kıpır olmasına neden olmuştu. Nefesini kesecek hızla atan narin kalbi heyecanını bastıramıyordu. Çocuğun derin yeşil gözleri onu serseme çevirmişti.

"Ya tabi ona baktığını görmüyor muyum sanıyorsun? Ben o bakışı iyi biliyorum." diyerek onu sıkıştırmaya çalışan Samantha dudaklarını kemirdi gülümsemesini bastırırken.

Bu sırda evden iki kişi daha çıktı. Birinin açık kahverengi dağınık saçları ve kahverengi gözleri vardı. Sanki gözlerinin ve saçlarının rengi uyumlu olarak yaratılmıştı. Ayrıca hoş bir görünüme ve çekiciliğe sahipti.

The Fate Of Witch (Louis Tomlinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin