''Ahh d-aha hı-hızlı Jinwoo~'' canı acıyordu, mutlu olduğu, fazlasını istediği yoktu. Ama şuan müşterisini mutlu etmek zorundaydı. Tek seferde yüklü miktarda para alıyordu. İçine dolan sıcak menilerle kendine geldi Kyungsoo. Üstündeki adamın sayısız boşalmasıydı. Eğer bir kadın fahişe olsaydı, bu ay regl olmasına gerek kalmadan hamile kalırdı. İçindeki adam yavaşça içinden çıkarken inlemesine engel olamamıştı.
''Paranı komidine koydum Kyungsoo. Bugün ayrı bir güzeldi seksimiz bunu da ekledim. Ben banyoya giriyorum çıktığımda gitmiş olursun umarım.'' kilit sesini duyunca ayağa kalktı. Yerdeki pantolonunu giyip üstüne kime ait olduğunu bilmediği ama onun giydiği tshirtü giyerek komidinin üstünde duran paraya uzandı cebine koyup kapıdan çıktı. Dışarı adımını atıp temiz havayı içine çekerek yürümeye başladı.
Tuzlu su kokusunu duyduğunda yerde olan kafasını kaldırdı. Ne çabuk gelmişti buraya. Onu anlatan koskoca Han nehrine. Korkuluklara dayanarak kollarını açtı nehre doğru gözlerini kapatıp rüzgarın onu hafifletmesine izin verdi. Saçlarının savrulduğunu hissederken sanki bütün düşüncelerini, haklını kurcalayan şeyleri dağıtıyordu. Sonra beline bir el dolandı. Buna alışıktı. Bu bir sapık bile olsa ona burada becermesine izin verecekti.
Ama bu oydu. Kokusunda kaybolduğu, yediğinde ağzına verecek tadı bildiği ama yemesine izni olmayan, yasak elması. Bu elmasının kokusunu her yerde tanırdı. Olduğu konumu bozmadan konuşmaya başladı.
''Mmm~ Ne yapıyorsun burada Jongin? Dersin yok mu?'' Jongin çenesini onun omzuna koyup konuşmaya başladı.
''Var.'' gülümsedi yüzüne vuran han nehrinin ve Kyungsoo ona özel kokusu ile birleşmiş rüzgara. ''Var. Ama dersi dinleyecek durumda değilim..''
Kyungsoo onun kolları arasında döndü ona baktı. Ellerini onun alnına koyup ateşine baktı. ''Neyin var Jongin? Hasta mısın? Hastaneye gidelim mi?'' endişe sesine yansımıştı.
''Hayır.. Sadece başım çok ağrıyor Soo. Kafamı toparlayamıyorum. İzin aldım profesörden.'' Onun gözlerinin içine bakıp söyledi. ''Çok zorladılar mı? Gözlerin kızarmış.. Uykusuz musun? Grup muydu? Ancak o zaman bu kadar çok dağılabilirsin..'' sordu Jongin. Kyungsoo eski konumu alıp sırtını döndü ona.
''Ih-Ih.. iyiyim ben.'' İyiyim? Kimi kandırıyorsun Kyungsoo? Bu yalana sen bile inanmazken onun inanmasınımı bekliyorsun? Lanet olsun sen bu gidiş.. her neyse bunları sonra düşün Jongini endişendirme.. diye düşünürken korna sesiyle kendilerine geldiler. Kyungsoo araba bakıp korkuyla Jonginden ayrıldı. ''Sonra ararım Jongin.'' sahte gülüşünü verip kırmızı ferrariye dogru koşup bindi, saniyelerde araba gözden uzaklaşmıştı. Jongin ise o yöne bakamamıştı bile.
----------
Kyungsoo yine devamlı müşteri tarafından beceriliyordu. Ustalaştığı sahte inlemelerini verip, daha ne kadar sertleşeceğini anlayamadığı içindeki üyenin sertleşmesini hissediyordu. ''Aggmmhhh~ Bu kadar mı Namjoon~ Daha çok istiyorum.'' üstünde olduğu yatağın örtüsüne tırnaklarını geçirerek sıktı, biraz daha sıkarsa un ufak olacaktı. Namjoon en sevdiği müşterisiydi. En azından onun tatlı noktasını bulup onuda mutlu edi--- ''Ahh Namjoon~~ Or-orası.. ımmmghh'' Namjoon'un kasılmalarında geleceğini anlayan Kyungsoo onun adını inledi..>>>>>>>>>
Üstünü giyinmeye başladı. Namjoon yatakta uzanmış sigarasını içerken onun giyinişini büyük bir zevkle izliyordu. Üstünü giyinen Kyungsoo ona döndü ve elini uzattı. Ona bakmıyordu bile. Eline değen penise döndü ve ona piç piç gülen Namjoona gülerek penisine vurdu.. ''Yahh Namjoon param..'' en azından şuan gerçekten gülüyordu. Namjoon'u bu yüzden seviyordu. Onu anlayan nadir müşterisi.. Kim bilebilirdi ki çocukluk arkadaşı onun en sevdiği müşterisi olacağı..
Parasını saymaya başladı. ''Kyungsoo...'' bu hareketinin Namjoonu deli ettiğini bildiği için her seferinde yapmaktan bıkmazdı, Namjoon ise kızmasından. O sırada telefonu çaldı.
Arayan: Yasak elma Xx
Telefonu açtı Kyungsoo ve gelen sesleri dinlemeye başladı.. Ama bir terslik vardı, birisi birisini iyi haşlıyordu, diğerindense acı nidâları yükseliyordu.
''Jongin.'' cevap bekledi Kyungsoo.. endişelenen yüzü Namjoon'uda endişelendirmişti.
''JONGIN?''
''....''
''Jongin.. nerdesin cevap ver.''
''...''
''Jongin.. yalvarırım ses ver.''
''Hyung.. yeoksam .. her.. zaman..kii..yerr..çabuk.. ol..'' fısırdayıp kapatmıştı.
Kyungsoo eli ayağına dolanmıştı.. Namjoon ona bakıyordu ''ne oldu?'' bakışlarını yollayarak. ''Namjoon.. yardım.. et'' Kyungsoo çoktan ağlamaya başlayıp dışarı koşturmuştu. Şuanda ona yardım edebilcek tek Namjoon vardı.
>>>>
Kyungsoo yolda giderken sadece ağlayıp, dudaklarını kemirmişti. Telefonuna sürekli bakıp bir mesaj yada bir arama bekliyordu. Etrafa bakıyordu ama beyni hala izin vermiyordu algılamasına. Namjoon'un geldik sesiyle arabadan inip düşe kalka etrafa bakındı. Ağlamaktan bulanmış gözleri görüş anlanınıda bulandırıyordu. Nerede olduğunu anlayarak koştu. Namjoonda koşarak onu takip etti ayrıca elinde telefonla bi yerleri arıyordu. Kyungsoo girdiği çıkmaz sokak da olan kavgayı görüp o tarafa doğru koştu. Yanından fişek gibi geçen Namjoon onu durdurup orada kalmasını söyledi.. Cool bir şekilde yürüyerek kavgaya girdi. Onu gören herkes zaten elini çekiyordu.
Yerde yatan birinin üstüne birisi çökmüş savunmasız çocuğa yumruklarını geçiriyordu. Yaklaşıp üsteki çocuğu ensesinde tutup kaldırdı.
''Elini kime sürdüğüne dikkat et. Bay çinli.''
''Na-Namjoon.. sunbae.'' Namjoon tuttuğu çocuğu savurup ''Defolun burdan.'' diyerek herkesi dağıttı. Yerden acıdan sızlanan çocuğu kaldırıp Soo'nun yanına götürdü.
''Al bakalım..'' diyerek yanından bir iki adım ileri gitti. Onları uzaktan izlemeye koyuldu.
Kyungsoo akan gözyaşlarını kolları ile sildi, sildiği koluyla gözlerini kapattı. O sırada ağzından hıçkırık kaçtı. Kyungsoo ağlamazdı asla ama konu Jongin olunca hassalaşıyordu. Jongin bunu anlayamasa da sadece Kyungsoo'nun kendisini dost olarak yada onun çocuğu gibi gördüğünü düşünüyordu. Ağzından çıkan ikinci hıçkırıkda ağzını açtı.
''Hyung----'' devam edemedi. Islak ağzından havaya karışan bir buhar oldu, gözlerinden yere damlayan bir yaş.. Boş sokakta yankılanan büyük bir tokat sesi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
WhoreNpimp
FanfictionTanıtım: Kyungsoo: O para ile yatan bir erkek fahişeydi.(21) Kim Jongin: Parası ile herşeyi alan bir genç. (21) ---------------- ''Lanet olsun''' dedi nefretini kusarken. ''Lanet olsun.. değişebileceğimi sandım.'' ''Değişmek istedim.'' yanağından bi...