Jongin sabah yanındaki boşlukla kalktı. Sesini çıkarmadan oturduğu yataktan Soo'nun nerede olduğuna bakındı. Nerede olduğunu göremiyordu ama kısık telefonla konuşma seslerini çok rahat duyabiliyordu ses yapmadan odadan çıkıp mutfağa yöneldi.
Kyungsoo arkasını kapıya dönmüş tezgahtan destek alıyorken tek eliyle, kafasını yere eğmiş bir şekilde sessizce konuşmaya çalışıyordu.
''Lütfen ben artık bıraktım aramayın beni. ...hayır gelemem... lütfen... artık çalışmıyorum... beni rahat bırak jinwoo...''
Jongin çok sakin bir şekilde kafasını kaşıyıp gözlerini kısarak miniğe yaklaştı. Kulağına dayamış telefonu Soo'nun elinden alıp bataryayı çıkardı.
''Artık yeni bir numara almalıyız sana.'' diyerek telefonu çöpe attı. Kyungsoo sadece kafasını sallamıştı. Onunla hiç bir konuda kavga etmek istemiyordu. Gülümsemesini ona yollayarak sordu.
''Ne hazırlamalıyım?''
''mmm... ramen.''
''Jongin!''
''Lütfen Soo. Senin o özel ramenini yemek istiyorum.''
''Peki.. ama bundan sonra sağlıksız beslenmene izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum.''
''Peki anne.'' Kyungsoo onun bu dediğine güldü. Jongin kendince haklıydı. Ancak annesi onu bu kadar sevebilirdi. Belki annesin bile onu bu kadar çok sevemezdi. Bilemiyordu. Jongin mutfağın içinde dönen minik bedene baktı. Sessizce kalkıp buzdolabına yürüyen Kyungsoo'ya sarıldı. Kafasının onun boynuna gömerek kokusunu çekti. Nasılda belliydi kendisine ait olduğu.. Kendi gibi kokuyordu biriciği. Kyungsoo başka korksa da bu ani hareketle arkasından beklemeden oda sarıldı.. Şefkatle kucakladı Jongini. Saçlarını okşayıp saçlarına bir öpücük kondurdu. ''Seni seviyorum.'' sözlerini duymasada şuanda hissedebiliyordu.
Jongin ve Kyungsoo yemeklerini yedikten sonra salona geçip oturdular. Bu sefer gerçekten televizyon izliyorlardı hemde pür dikkat. Kyungsoo Jongin'e dua etti. Eğer onu kurtarmasaydı şuanda ceza evinde gözaltında olacaktı. Kyungsoo'nun haberlerde gördüğü haberle donakalmıştı. Çalıştığı fuhuş çetesi basılmıştı. Başta çete lideri olmak üzeri 2 adamı da içeri atılmıştı. Kyungsoo Jongin'e döndüğünde sakinliğine şaşırmıştı. Nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu?''Şaşırmadın mı?''
''Hayır.''
''Nasıl?''
''Bir gün olacağını zaten biliyordum.'' Jongin ona bakmıyordu bile eline telefonunu alıp oynamaya başladığında Kyungsoo'da kızmaya başlamıştı.
''Nasıl olacağını biliyordun? Onlar yakalanması imkansız çeteydi farkında mısın Jongin?''
''Hadi ama bebeğim sürekli şans eseri kurtulduklarını sende biliyorsun.''
''Hayır, hepsinden ustaca kaçıyorlardı!''
''Bana onları mı koruyorsun Kyungsoo. Güzelim Yongsangu'da şans eseri kurtuldukları bir gerçek.''
''Ben kız değilim Jong-- Bir dakika?..''
''Siktir.'' Jongin bunu Kyungsoo'nun anlatmadığını hatırladı. Normalde Kyungsoo tüm bunları ona anlatırdı ama bunu o anlatmamıştı.
''Kimsin sen Jongin?''
''Kyungsoo..''
''Kimsin dedim?!''
''Peki tamam anlatacağım.. Ben aslında gizli bir polisim. Çok küçüklükten bu yana bu iş için eğitiliyorum. Bu görev ve benzeri yaşıma uygun yada olmayan tüm görevleri Seul'de ben yapıyorum.''
''Ne-ne.. yani h-hepsi.. bir g-görev için mi--ydi?'' Kyungsoo elinin tersiyle akan gözyaşlarını sildi.
''Soo neden ağlıyorsun? Ne hepsi? Ne diyorsun Soo?''
''Beni sevmen.. gö-görev için miydi?'' Jongin, ona böyle bir şey söyleyeceğinin aklının ucuna bile gelmezdi. Nasıl bunu düşünebilirdi? Nasıl aşkından şüphe edebilirdi? Nasıl gerçeği bu kadar basit gözardı ediyordu Kyungsoo?
''Sana olan hiç birşeyim yalan değil Soo.'' Kyungsooda bunun farkındaydı aslında.
''Kanıtla.. bana.'' dedi titrek sesiyle Kyungsoo.
''Soo eğer görev için olsaydı 6 aydır sana dokunabilirdim. Ama sana para ödediğim hiç bir gece aklımın ucundan sana bu lanet penisi sokmak değil, dokunmak bile geçmedi. B-ben sana dokunamayacak kadar aşığım.'' doğruydu Kyungsoo'yu aldığı gecelerde onunla yatmak yerine, gezmişler, yemek yemişler, sinemaya gidip eğlenmişlerdi. Jongin ona bir kez bile olsun dokunmamıştı.
Kyungsoo tatmin olmuş cevapla onun dudaklarına yapıştı. Islanmış dudaklarıyla. Jongin aldığı tuzlu su karışımı Kyungsoo tadı ile inledi. Kyungsoo'yu altına alıp üstünde konumlandı. Başının iki yanına kollarını koyarak kalktı. Önün gözlerinin içine baktı.
''Seni seviyorum Soo. Hemde anlatamayacak kadar.''
''Dokun bana Jongin. Bana dokunmaktan korkma. Ben sadece seninim.''
Jongin tekrar onun dudaklarına eğilip sakince alt dudaklarını dudaklarının arasına alıp emdi. Yavaşça emerek bıraktı ve tekrar gözlerine baktı.''Sana seni ne kadar çok sevdiğimi ezberleteceğim Soo.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
WhoreNpimp
FanfictionTanıtım: Kyungsoo: O para ile yatan bir erkek fahişeydi.(21) Kim Jongin: Parası ile herşeyi alan bir genç. (21) ---------------- ''Lanet olsun''' dedi nefretini kusarken. ''Lanet olsun.. değişebileceğimi sandım.'' ''Değişmek istedim.'' yanağından bi...