✖10.BÖLÜM

35 4 0
                                    


10. Bölüm : Acı gerçek.

Güneş doğuyordu. Hava güneşin gelişinin göstergesi olarak turuncuydu. Elimdeki kahveden bir yudum aldım. Ağzımda kalan acı tat beni rahatsız etmiyordu. Uyumuş nedensizce uyanmıştım. 2 ilaç almıştım. Ama yine de tekrar uyuyamamıştım.

Başımı cama dayayıp ıssız sokağa baktım. Bir kedi vardı. Yalnızdı. Tek başınaydı. Titriyordu. Ürküyordu her hareketlilikten. Yaprak titrese bile arabanın altına kaçacak gibiydi.

Bende yalnızdım. Tek başımaydım. Titriyordum. İçim titriyordu. Bir hareketlilikte bile ürküyordum. Kendimi yorganın altına saklamak ve bir daha çıkarmamak istiyordum. Ağlamak istiyordum. Geçmişime, geleceğime, çektiğim acılara.

Ağzımdan kaçan hıçkırıkla kendime şaşırdım. Ben 10 yaşından beri ağlamamıştım ki. Bir süre sonra ağlama yetimi kaybettim zannetmiştim.

Başımı camdan çekip dirseklerimi mermere dayadım. Avuçlarımı gözlerime kapatıp ağlamaya başladım. Yılların acısını çıkarıyordum Hıçkırıklarım boş odada yankılanıyordu.

"Cesur?"

Ah Berk. Nasıl içim yanıyor bir bilsen kardeşim.

"Yok birşey. Yat sen." Dedim burnumu çektikten sonra.

"Saçmalama ne oldu?" Dedi kolunu omzuma koyarken. Arkamda kalıyordu. Sesinden anladığım kadarıyla uykudan çok yeni uyanmıştı. Sesi çatallıydı.

"Genel olarak ağlıyorum. Özel olarak birşey olmadı. 13 yılın acısı. "

Omuzu sıktı. Herşeyimi biliyorlardı. Bir çocuğun kaldırmayacağı, omuzlarına ağır geleceği birsey yaşamıştım. Genç bir adam olarak gururuma yediremiyordum.

"Sen tek başına takıl biraz. Ama bak unutma. Ben senin her zaman yanındaydım olucamda."

Başımı sallayıp omzumdaki elini sıktım.

"Biliyorum kardeşim. Hadi yat sen. Bende yatarım biraz sonra. "

Berk odadan çıktıktan sonra rahat rahat ağladım.

....

Omuzumun dürtülmesiyle gözlerimi araladım. Camdan kafamı kaldırıp etrafıma baktım. Beni dürtükleyerek uyandıran Egeydi. Başımda elini beline koymuş bekliyordu.

Tutulan boynumu ovuşturdum. Kaslarım kasılıp kalmıştı. Hafif nemli olan gözlerimin altını ve yanaklarımı sildim.

Salonun kapısından gelen seslerle kapıya döndüm. Arden ve Berk kahkaha atarak geliyolardı. Kaşlarımı çattım.

"Bunlara ne oluyo birader? Biliyor musun sen birsey?"

Ege nin sorusuna karşılık kafamı bilmiyorum anlamında salladım.

"Hiçbir fikrim yok birader."

Sandalyeden kalkıp gerindim. Heryerim sızlıyordu. Kaslarımı gevşetmem için bodruma inmeliydim sanırım.

Salonun kapısından geçerken ikiside bana döndü. Ama yüzlerine bakmadım. Arden hanım a o kadar iyilik yapmıştım bir kere kahkaha atmamıştı. Yaptığım iyilikleri karşımdaki insanın yüzüne vurmazdım. Ama bu kadarı... fazlaydı.
Odama çıktım. Resmen artık ben kokmuyordu oda. Dolaptan bir şort bir tişört ve havlu alıp odadan çıktım. Hergün daha çok eve işliyordu Arden.

Salonun kapısından geçerken tekrar bana baktılar ama takmadım ve bodruma inen merdivenlerden indim.
....

İyi ter akıtmıştım. Resmen şapır şapır su dökülüyordu vücudumdan.

Kaslarım tamamen açılmıştı ve bu beni sevindiriyordu. Merdivenlerden çıkarken Berk bana seslendi.

"Cesur? Gelsene bir birader."

Boynumda asılı olan havluyla terlerimi sile sile salona gittim. Koltuğa oturup ne var? bakışlarımdan attım.

"Sen bugün biraz sinirli misin? "Dedi sırıtarak.

Biliyordu kabahatını. Beni kıvrandıracaktı aklı sıra. Bilerek yapmıştı. Kıskanayım diye. Ne kıskanacaktım ya? Arden den bananeydi?

"Yoo gayet sakinim. Sende birseyler var sanki? "Dedim. Top artık bendeydi.

"Yoo gayet birsey yok."

O nasıl bir cümle be? Kaşlarımı kaldırarak Ege ye bunun başına güneş mi geçti? bakışlarımı attım. Dudaklarını büzüp omuzlarını silkti.

....

Karşısındaki küçük çocuğa baktı. En fazla 11 yaşındaydı. Ama koca koca adamlardan,bellerindeki silahtan korkmuyordu.

"Adın ne küçük?" Dedi sakinlikle.

Küçük çocuk hala ona dik dik bakıyordu, korkmadığını belli ediyordu.

"Adını söyle." Dedi kocaman adam.

Küçük gözlerine adam sığmıyordu. Kocaman dev gibi bir adamdı.

"Adın ne lan?" Diye kükredi adeta. Bu çocuk hiç mi korkmuyordu? Bir sıksa elinde kalırdı. Cevap vermemesi onu delirtmişti. Ama hoşuna da gitmişti. Bu çocuk çok cesurdu.

Çocuğun hala cevap vermemesi üzerine bacak kadar çocuğa tokat attı.

"Bana çalışacaksın bundan sonra. Benim yiğenlerimle büyüyeceksin anladın mı beni?! Senin gibi bir çocuğu kaybedemem. "

Kaybedemezdi. Bu çocuk... Mükemmeldi. 2 yeğenini bile sollardı. Ki o 2 çocuk ayaklandıklarından beri eğitim görüyorlardı.

Aklına bir şey gelmiş gibi küçük çocuğa döndü.

"Bundan sonra adın Cesur. "

Boş boş baktı çocuk. İçi tir tir titriyordu. Ama dışından hiçbir şey belli etmiyordu. Çocukluğunu almıştı belki. Ama o pis ellerin vücuduna deymesinden kötü olamazdı.

....

Çocuğun sağlık raporu geldi eline. Açıp okuduğunda içini acıtacak gerçeği gördü. Bu çocuk tecavüze uğramıştı.

Daha 13 yaşındaydı o. Nasıl kıymışlardı. Sonra acıyla güldü. Bu ülkede gencecik kızlara, kadınlara tecavüz ediyorlardı. Küçücük çocuğa da ederlerdi pek tabii.

Merhaba arkadaşlar. Eveet Cesur un konusunu biraz da olsa kavradık sanırım.

İçime sinen bir bölüm oldu. Sizde beğenirseniz ne mutlu bana.

CESUR.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin