________
Başının hafif öne düşmesiyle uyandı genç kız. Hastane kokusu yine burnuna dolmuştu. Bu rahatsız edici kokuya alışmış olsa da yüzünü ekşitmekten kendini alamadı. oturmuş olduğu rahatsız koltuktan doğrulup uyuşmuş bedenini esnetti ardından kalkıp hastane yatağında uyuyan küçük kardeşinin yanına yanaştı. kardeşi yatağında sessizce uyuyordu. Küçük bedeni bu hastalıktan dolayı daha da küçülmüş, kemikleri sayılacak şekilde zayıflamış ve yüzü sararmıştı. Son zamanlarda ağrısı çok arttığı için sürekli ağrı kesici veriyorlar bu yüzden hep uyuyordu. genç kız kardeşinin solgun yüzünde hafifçe ellerini gezdirip, yanağına küçük bir buse kondurdu. Geri çekildiğinde kulağına dolan telefon sesi ile doğrulup masanın üzerindeki telefonu aldı. Ekrandaki Ece yazısını gören genç kız yüzünde oluşan tebessüm ile telefonu açtı.
" Rana sabahtan beri arıyorum neden açmıyorsun bir kere de zamanında açsan dişimi kıracağım! "
" Kulağımı sağır ettin Ece duymamışım hastanedeydim "
"Senin oralarda tek başına kalman beni rahatsız ediyor Rana kaç kere dedim gel bizim evde kal diye ama dinleyen kim"
"Bu konuyu kaç kere konuştuk ece biliyorum beni düşünüyorsun ama ben rahat edemem .. neyse neden aramıştın. "
"Sana güzel bir haberim var"
"Neymiş o güzel haber"
"Sana iş buldum!"diyen arkadaşının sözerine şaşırmıştı genç kız.
" Ne işi ?" diye sordu. Ardından da heyecenla kardeşine döndü bakışları. Onun için çalışmak zorundaydı. En son iki ay önce çalıştığı kafe el değiştirince işten ayrılmak zorunda kalmış ve kardeşinin ilaç masrafları yüzünden biriktirdiği para da suyunu çekmeye başlamıştı.
" Tatlım bak şimdi geçen babamla konuşurken senin bahsin geçti. Senin mezun olduğunu duyunca babamda' bir ara gelsin görüşelim ' dedi "
" Ece olur mu ki? Emrivaki gibi olmuş sanki."
" Saçmalama Rana ne emrivakisi ."
"Ece şirketiniz köklü bir şirket . daha tecrübeli mimarlar varken benim gibi yeni mezun birini neden alsınlar?"
" Rana sen şaka mısın? Ne kadar yetenekli olduğunu bilmiyorsun herhalde.. neyse ne bir saate hazırlan seni almaya geliyorum " diyip telefonu Rana'nın yüzüme kapattı .
Rana yüzüne kapanan telefon ekranına baktı bir süre. Bu iş olursa her şey çok güzel olacaktı. Rana'nın bu habere yüzü gülerken üstüne baktı. Eve gitmeliydi. Hızla çantasını alıp hastaneden çıktı. Eve giderken Ece'ye de eve geçeceğine dair mesaj attı. Eve gelir gelmez duşunu aldı. Ardından buz mavisi bir etek, krem bir buluz ve üstüne de eteğiyle takım olan ceketini giydi. İş görüşmesi olduğu için biraz resmi bir şeyler giymeye çalışmıştı. Son olarak şalını bağlarken kapı çalınca şalını iğneleyip, kapıyı açtı.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuşdum tatlım. Hazırsan çıkalım mı?"
"Hazırım şalımı da düzeltim çıkalım." dedi rana gülümseyerek.
İki genç kız evden çıkıp arabaya bindiklerinde , Ece arkadaşına dönüp arabayı çalıştırdı. Rana'nın ne kadar heycanlandığının farkındaydı. Bir süre karışmamaya karar verse de duramadı.
"Rana heyecanlanma bu kadar. Babam pamuk gibidir biliyorsun."
"Öyle tabi ama istem dışı heyecan oluyor biraz. "
"Şimdi gidersek görürsün. Seni hep babama anlatırdım. Pek görüşmemiş olsanız da tanıyor seni. Geçen ay ödül aldığın projeyi gösterdiğimde o kadar beğenmişti ki. Mezun olduğunu duyunca da gelsin görüşelim dedi" dediğinde Rana gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABRIN SONU SELAMET
Spiritualrana hasta kardeşi meleğe bakmak için iş arayan üniversiteyi yeni bitirmiş tesettürlü genç bir mimar asla ilkelerinden taviz vermeyerek kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken en yakın arkadaşı ece nin babasının şirketinde işe başlıyor ömer eceni...