Melek'in ateşlenmesi Rana'yı çok endişelendirmişti. Hastalığı yeniden nüksedecek diye çok korkuyordu. Neyseki doktor soğuk algınlığı olduğunu söylemişti. Rana kardeşi birkaç gün içinde iyileşmiş olsada bugün de işe gitmemiş ve kardeşinin yanında kalmıştı. İşe gitmediği günlerde evden çalışıyor ve çalışmalarını Ömer'e gösteriyordu. Ondan onay aldıktan sonra da Aslı'ya mail atıyordu. Bugün de uzun süre çalışmıştı. Şimdi ise uyuyan kardeşinin yanına uzanmış saçlarını yavaşça okşuyordu. 'Korkuttun beni' diye mırıldanıp Melek'in başına ufak bir öpücük kondurdu. Ardından da sessizce kardeşinin yanından kalktı.
Mutfağa indiğinde Ayşe ablanın harıl harıl çalıştığını gördü.
"Ayşe abla kolay gelsin."
"Sağol kızım."
"Abla bende biraz içli köfte yapsam senin işine engel olur muyum? Dün akşam Melek istedi."
"O nasıl laf kızım. Neden engel olasın. Bir daha böyle dersen kırılırım bak. Ne istersen yap."
Rana kadının sözleri ile gülümsedi. Ardından gereken malzemeleri çıkarmaya başladı. Bulamadığı şeyleri ayşe Abla'ya sormuştu.
Çıkardığı kıymayı kavururken, bir yandan da soğanları doğramaya başladı.
"İçli köfte baya zordur. Nasıl öğrendin?"
"Annem antepliydi... o öğretmişti bana."dedi genç kız. Annesi aklına gelince gözleri dolmuştu. Ayşe, Rana'nın hüzünlendiğini görünce susup işine devam etti.
Rana iç harcı hazırladıktan sonra köftenin dışını yoğurmaya başlayacağı sırada, Ömer aradı ve bugün proje için evde çalışacaklarını söyledi. Aslı'nın geleceğini duyunca rahatsız olsa da tamam deyip telefonu kapatıp işine devam etti. En son hazırladığı köfteleri kızartıp tabağa koydu. O sırada Ece içeri girdi. Köftelere saldıracağı sırada Rana hızla eline vurunca,
"Ne yapıyorsun yaa? Tadına bakacağım."dedi Ece.
"Bakamazsın. "
"Neden?"
"Çünkü sayıyla yaptım."
"Benim payım kaç tane?"
"Herkese 3 tane."
"Ama çok az olmuş yaa?
"Ayşe Abla bir sürü yemek hazırlamıştı. Ben Melek istedi diye bir kaç tane yaptım."
Rana, Ece ile konuşurken kapı çalınca, beraber mutfaktan çıktılar. Ece kapıyı açarken, Rana da gelenlere baktı. Ömer ve Aslı içeri girerken, Aslı'nın gözleri Rana'yı bulmuştu.
"Bakıyorum erkenden gelmişsin Rana." dedi imalı bir şekilde. Ece, Aslı'nın davranışından rahatsız olmuş bir şekilde kaşlarını çattı. Tam cevap vereceği sırada Rana, Ece'yi dürtüp, konuşmasını engellerken,
"Biz Ayşe Abla'ya yardım edelim."diyip hemen Ece'yi mutfağa çekiştirdi.
"Sakın burada yaşadığımı söyleme."
"Neden ki? söyleyelim de çatlasın cadı.!"
"Ece lütfen... Aslı'nın ne yapacağı belli olmaz. Şimdi olur olmadık şeyler söyler falan. Canımız sıkılmasın."diyince Ece biraz düşünüp,
"Haklısın Aslı cadısına belli olmaz."dedikten Sonra Ayşe'ye yardım etmeye başladılar.
Masa kurulunca Ece, melek'i kucağına alıp, aşağıya indi. Melek ablasını görünce, Ece'nin kucağından inip, ablasının arkasına geçti ve eteğine sıkıca tutunup, Aslı'ya çekinerek bakmaya başladı. Aslı ise gözlerini kısmış bir şekilde küçük kıza bakıyordu. Melek, kendisine dik dik bakan kadından utanıp ablasının arkasına saklanınca, Aslı'nın bakışları Rana'ya kaydı. Ardından da Ömer'e bakıp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABRIN SONU SELAMET
Spiritualrana hasta kardeşi meleğe bakmak için iş arayan üniversiteyi yeni bitirmiş tesettürlü genç bir mimar asla ilkelerinden taviz vermeyerek kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken en yakın arkadaşı ece nin babasının şirketinde işe başlıyor ömer eceni...