"Sıradan bir apandisit ameliyatı."dedi ve her zamanki gibi gazetesini okumaya geri döndü.
Babamın bu kadar rahat davranacağını tahmin edebiliyordum.Küçük bir kız gibi ilgi beklemiyordum ama en azından yanımda olmasını istiyordum.Ona ihtiyacım varken karşımda hiçbir şey yokmuş gibi oturmasına dayanamıyordum.En azından ilgileniyormuş gibi davranabilirdi.SİKTİR GİT YAŞLI MORUK...
Zaman geçtikçe hastanenin kendine has kokusunu solumak insanda kafa yapıyor.Vücudunda bir uyuşukluk ve baş ağrısı sanki her geçen saniye artıyor.Hastane küçüklüğümden beri iğrendiğim tek yer.İnsanları hastalıklarından kurtarmak için kurulan bu yerlerin aynı zamanda dünyada en çok hastalık barındıran yer olması dışında hastanenin başka bir özelliği yok.
Sedyem yavaşça kıpırdayınca kasıklarımda ki ağrının arttığını hissettim.İstemsiz şekilde sedyemin çekildiği yöne bakmak için başımı çevirdim.Sedyemi çeken kişinin hastane kaydımı yapan o yakışıklı hemşire olduğunu fark ettim.Gri gözleriyle bakışları içime işlerken ona karşı içi ısınan tek insanın ben olmadığının bilincindeydim.Sedyem asansöre bindirilirken sarsılınca vücuduma yeniden ağrı saplandığını hissettim.
"LANET OLSUN.HADİ ARTIK.ŞU AMELİYATI YAPIN!"
Babam bağırışlarımı duymamıştı.Beni sınadığını düşünüyordum.Babamla konuşmanın artık işe yaramayacağını biliyordum.Annemin ölümü onu çok sarsmıştı.Üzülmüştü evet ama daha çok kendisini kaybetmişti.Şimdiyse hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu.Unutmak zordu.Bu yüzden umursamıyordu.Beni umursamıyordu.Hayatta paradan daha önemli şeylerin varlığından bile haberi yoktu.Bana her gün verdiği parayla benimle ilgilendiğini düşünüyordu.Aslında babamdan umudu keseli çok oluyordu.Ama bunu kendime açıklayamıyordum.Ne de olsa o benim babamdı.
Asansör kapısı yavaşça kapanırken gözlerim hala babamdaydı.Kesinlikle bir an olsun gazetesinden başını kaldırıp bana bakmamıştı.Asansör,beni bir bilinmezliğin içine doğru sürüklüyordu.İçimdeki panik duygusu giderek artıyordu.
Sedyede olmanın en kötü yanı ameliyat için heyecanlı olmasanız da zorunda kalarak baktığınız tavandaki ışıkların korkunuzu artırmasıdır.Korku filmlerinde de hep böyle olmaz mı zaten?Kadın sedyede ameliyata gider ve bir daha geri gelemez.
Asansör 4.katta ani bir duruş yaptı.Kapıdan çıkarken sedyem bir kez daha sarsılınca acıdan gözlerim karardı.Hemşireye biraz yavaş olması gerektiğini söylemeye çalışsam da artık sesim çıkmıyordu.Kolumda intavenözün takılı olması beni biraz endişelendiriyordu.Daha önce hiç başıma gelmediği için seruma kutsal bir objeymiş gibi bakıyordum ve enjektör iğnesinin girdiği kolumu sabit tutuyordum.
Ameliyathanenin kapısından içeriye girdiğimde böyle bir yer beklemiyordum.Her yer insan doluydu.Sergilenen bir nesne gibiydim.Etrafımda çember oluşturan bir grup insan ellerindeki not defterleriyle sanki beni bekliyorlardı.Duvardaki camın arkasında da bir grup üniversiteli inek tıp öğrencilerinden mevcut kişiler vardı ve bu beni korkutmuştu. Tıp öğrencilerinin dersinin beni izlemek olduğunu bilmiyordum.Kendimi birazdan tecavüze uğrayacakmışım gibi hissediyordum.
"Heyyyyy!Doktor,bu kadar insanın burada işi ne sorabilir miyim?"
Doktorlar babamdan daha beterdiler.Biri bile dönüp bana bakmıyordu.Biri enjektöre anestezi olduğunu düşündüğüm ilacı enjektöre enjekte ediyordu.Biri beni kalp monitörüne bağlıyordu.Biriyse perdeleri kapatıyordu.Perdeleri kapatan doktorun arkasından bir kadın endişeli bir şekilde bana bakıyordu.YOK ARTIK.Perdenin arkasında bir ameliyat daha mı olacaktı.Bu sabrımı taşıran son damla olmuştu.Sanki kurbanlık koyun gibiydik ve bir kesimhanedeydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pedofilin Gizli Defteri
Mystery / ThrillerMasum bir kız çocuğu yetimhaneye bırakılmıştır.Aradan altı yıl geçtikten sonra kız bir skandala kurban gider.Kıza tecavüz edilmiştir.Yetimhane görevlileri tek tek sorguya çekilir.Konu medyada dalga dalga yayılırken gerçeklerde bir bir ortaya çıkacak...