"Buraya neden geldik?"
Ayakkabıların zeminde çıkardığı şaklama sesi, durdu. Karanlıkta onun yüzünü göremese bile, kendisine doğru dönen vücudu seçebildi. Gözlerinin içindeki ateşi.
Uzun olan, birkaç saniye diğerine baktı ve tek bir kelime etmeden yoluna devam etti.
"Chanyeol-ah, korkuyorum."
Ses, yine kesilmişti.
Uzun olan, Chanyeol, gerisinde kalan kısa boylu olanın yanına gitmeden önce omzunun arkasındaki karanlığa baktı.
"Korkulacak bir şey yok, hyung." dedi, kısa olanın yanına vardığında. Ellerini onun omuzlarına doladı ve öne doğru iteledi.
Kısa olan, karanlıktan ölesiye korkuyordu. Bu yüzden Chanyeol'ün iri elleri onu ileri doğru iterken, küçük ayakları ile buna karşı koymaya çalışıyordu.
"Saklambaç oynuyormuşuz gibi düşün." Chanyeol, onu ileriye tekrar itti.
Saklambaç için bile olsa karanlığa gidemezdi. Ayaklarının direnişine dizleri de katıldığında, yağmak için yaşlar birikti, gözlerine.
"İ-istemiyorum. Aydınlığa götür beni."
Kısa olanın huysuzluğu Chanyeol'ün sabır taşını zorluyordu. Gözlerini tekrar karanlığa diktiğinde, kısa bir küfrün ağzından çıkmasına izin verdi. Zaman doluyordu.
"Lanet olsun, hyung! Sadece oraya girmeni istiyorum."
İri eller, güçsüz bedeni itti ve kısa olan yere kapaklandı. Ağzında hissettiği kanın tadı midesini alt üst etse de düştüğü yerden kalkmaya istekli değildi. Karanlığa girmektense, bu tozlu, iğrenç zeminde yatmayı yeğlerdi.
Başını yan çevirdi ve gözlerini kapattı. Nefes aldıkça burnuna dolan tozu hissediyor, çevresinde dolanan ayakkabı sesini işitiyordu.
"Ayağa kalk!" Chanyeol, onun kolundan tuttu ve zorlanmadan ayağa kaldırdı. Gözleri hâlâ kapalı duran büyüğüne baktı ve bir an için, sadece tek bir an için yüzünden bir duygu kırıntısının geçmesine izin verdi. Diğeri gözlerini açtığında, gördüğü yüz donmuş bir ifadeden başkası değildi. Hissiz ve ruhsuz.
"Bana bunu neden yapıyorsun?"
Gözyaşları yağarken sorulan bu soru, Chanyeol'ün beyninde, bin bir anının kapısının açılmasına neden olsa da, Chanyeol uzun zaman önce bu anıları nasıl kovacağını öğrenmişti. Acıya odaklanmak, var olacak bir acıya odaklanmak, tüm merhametini alıp götürürdü. Tıpkı şimdiki gibi.
"Üzgünüm, Junmyeon." dedi, kısaca ve onun nasıl hissedeceğini hesap etmeden peşinden sürüklemeye başladı.
Junmyeon, onu hangi sonun beklediğini gayet iyi biliyordu.
Kısa bir hikaye olacak...
İyi okumalar..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Same Old √
FanfictionChanyeol, Baekhyun'u kurtarmak istiyordu. Ama Junmyeon'u da kaybedemezdi. Tüm hakları saklıdır!